Geçen haftaki yazımızda Anadolu için jeopolitik bir analiz yapmış ve doğuda 100 yıl önceki Kafkas seddinin daha arsız bir şekilde Ermenistan-Kürdistan seddine dönüştürüldüğünü ve bu sedde batıdan ve güneyden Ege ve Akdeniz setlerinin eklendiğini belirtmiştim. Ne yazık ki bu her üç yöndeki seddin, gerek teori, gerekse pratiğinde en büyük harcı koyanlar NATO müttefiklerimizle tam üyeliği uğrunda yanıp tutuşulan AB ortaklarımız. Öylesine jeopolitik bir körlük içindeyiz ki Osmanlı İmparatorluğu bile çöküş döneminde bu kadar tutarsız ne dış politika, ne de savunma/güvenlik politikası uygulamıştı. Bu nedenledir ki geçen hafta, gücünü emperyalist teoriler üretmekten alan İngiliz Düşünce Kuruluşu Chatham House, Türkiye’nin bugünkü durumunu Osmanlının son zamanlarına benzetmiş ve özerk Kürdistan için şartların hiç bu kadar iyi olmadığını belirtmiş. Savaşmadan yenilmenin bundan güzel tarifi yapılamazdı.
Akdeniz’de bir ilk: İşte Türkiye’de genel seçimlere bir aydan az bir zaman kala, güney jeopolitik eksenimizde yazılı tarihin bu güne kadar kaydetmediği yeni bir gelişme yaşanıyor. Rus ve Çin savaş gemileri önümüzdeki hafta tarihte ilk kez, Akdeniz’de ‘Müşterek Deniz 2015’ isimli birleşik bir deniz tatbikatı icra edecekler. Çin tarafından yapılan resmi açıklamada, bu tatbikatın üçüncü ülkelere veya bölgesel gelişmelere karşı olmadığı ilan ediliyorsa da, 9 büyük savaş gemisinin katılacağı bu tatbikatın NATO’nun ve AB’nin kalbi olan Akdeniz’de yapılması çok anlamlı. Tatbikat hedeflerinden birisinin, Rus ve Çin savaş gemilerinin ortak harekat etme yeteneğinin geliştirilmesi olarak belirlenmesi daha da önemli. NATO jargonunda ‘birlikte çalışabilirlik’ (interoperability) olarak tarif edilen bu yetenek, gelecekte ŞİÖ üyesi ülkeler arasında da geliştirilmeye aday bir alan olacak. Ekim ayında İran, Hindistan ve Pakistan’ın, ŞİÖ tam üye sıfatını kazanmalarından sonra bu tip deniz tatbikatlarının, yeni üyelerle birlikte birleşik ve müşterek şekilde icra edilmeleri sürpriz olmayacaktır.
Çin, Akdeniz’de. Rusya 18’nci yüzyıl sonundan bu yana bir Akdeniz gücü, ancak Çin için aynı şey söylenemez. Tarihinde okul gemisi ve seçilmiş bazı liman ziyaretleri hariç Akdeniz’de savaş gemileri ile varlık göstermedi. Ganbot diplomasisi rolünde ilk kez Libya’daki Çin vatandaşlarını tahliye maksadıyla 2011 kışında Akdeniz’e savaş gemisi gönderdiler. Çin açık denizlere çıktıkça Rusya ile denizde yakınlaştı. Pasifik’te 2012 yılından bu yana ortak deniz tatbikatları yapan iki ülke, 2012 yılında Karadeniz’de savaş gemileri ile geçiş eğitimi (Passex), 2014 yılında da Akdeniz’de sahil güvenlik gemileri ile kısa süreli deniz eğitimleri yapmıştı. Bu yeni tatbikat farklı. Birleşik deniz tatbikatı. Yani işbirliği seviyesi yükseltilmiş bir tatbikat. Daha da öte her iki ülke savunma bakanlarının 2014 Kasım ayında yaptıkları açıklamaya göre artık her sene düzenli olarak icra edilecekler.
Rus-Çin Yakınlaşması. Rus Devlet Başkanı Putin, Rus ve Çin donanmaları arasındaki bu işbirliği ve yakınlaşmadan son derece memnun olduğunu saklamıyor. 2014 yılının Mayıs ayı içinde ‘her iki ülke arasındaki işbirliğinin, tarihin en üst seviyesinde olduğunu söylemem, bir abartı olmaz’ demişti. Akdeniz de Moskova için çok önemli. Kıbrıs’ta yaşanan 2012 finans krizinden sonra Putin, 2013 yazında “Akdeniz bölgesinin Rusya’nın birinci derece ulusal çıkar alanı” olduğunu ilan etmişti. İşte bu noktada okyanuslar hakimi ABD’ye, dünya denizlerinin ancak % 1’i olan ve kuzey kıyıları tamamen NATO tarafından kuşatılmış Akdeniz’de yeni dünya düzeninin iki denge unsuru Çin-Rus ikilisi tarafından altı ay önce planlanan tatbikat, çok önemli mesajlar içeriyor. Rusya, ambargo ve baskıların ekonomisine yapısal düzeyde büyük zarar vermesine rağmen geri adım atmadığını, bu tatbikat ile ilan ediyor. Çin, kendisini son derece rahatsız eden ve geçen ay imzalanan ABD-Japonya Savunma İşbirliği Antlaşmasına rağmen Akdeniz tatbikatından geri adım atmıyor. Akdeniz tatbikatı bu çerçevede Pasifikteki kutuplaşmanın artık açıkça keskinleşmeye başladığı bir dönemde gerçekleşiyor. Çin’in uzak denizlerdeki bu ilk tatbikatı doğal olarak Newport’taki Amerikan Deniz Harp Akademisinde de yankı buldu. Stratejik Etütler Profesörü Peter Dutton bu tatbikat için şunları söyledi: “Rusya ve Çin, kıtasal güçler olarak, denizdeki engellemeler karşısında birbirlerinin artan çıkarlarını ortaklaşa korumak için ABD ve Avrupa’ya beraber durdukları mesajını veriyorlar. “
Emperyalizme Direnme Dönemi. Rusya’ya karşı Kuzey Avrupa NATO ülkeleri ile İsveç ve Finlandiya gibi NATO üyesi olmayan ülkelerde sergilenen tırmandırıcı ve kışkırtıcı askeri gelişmelerin yaşandığı; Çin’e karşı 65 yıl sonra Japonya Öz Savunma Kuvvetlerinin savunmaya yönelik anayasal kısıtlamalarının kaldırılarak Amerikan kuvvetleri ile küresel çapta saldırgan rollerde işbirliği yolunun açıldığı bir konjonktürde Akdeniz Tatbikatı, yeni bir dönemin başlangıcını oluşturuyor. Asya güçleri ilk kez Avrupa Atlantik yapının ön bahçesine giriyor. Bu gelişme kimsenin şüphesi olmasın Libya’yı paramparça eden, Suriye’yi son dört yıldır kan gölüne çeviren arsız Atlantik emperyalizmine yeni bir farkındalık sağlayacak ve frenleyici rol oynayacaktır. Zira her şeye rağmen son 12 yılda gördük ki, emperyalizme direnen ve mücadele edenler kazanıyor. Çin-Rus direniş bloğu her alanda arsız Avrupa-Atlantik yapının karşısında yerini almaya başlıyor.
Jeopolitik Koma Dönemi. Türkiye 21’nci yüzyılda dünya dengelerinin artık kökünden sarsıldığı, hegemonyanın el değiştirme hareketlerinin başladığı bir dönemde, tarihi birikimi ve emperyalizm karşısındaki geçmiş başarılarına rağmen, başı kesik tavuk gibi ne yapacağını bilemeden bir köşeden diğerine savrulup duruyor. Bu döneme ben jeopolitik koma dönemi diyorum.
Cem Gürdeniz