ÇAMLİMANI VE DENİZCİLEŞMEMİZ

Deniz Lisesinde öğrenciyken en çok sevdiğim manzara okulumuzun arka bahçesinden güneye bakan Çam Limanı görüntüsüydü. Özellikle sonbahar ve kışın sessiz görkemini taşıyan ruh hali ve ormanlarla bezenmiş çerçevesi ile mavinin en güzel tonlarıyla renklendirilmiş bir tablo gibiydi. Yatakhane binasında tamamen bu güzelliğe bakan bir kısım vardı. 10 ranzanın bulunduğu bu yatakhaneye Camlı Köşk denirdi. Ne güzel isim verilmiş. Çam limanı ile uyumak ve uyanmak.

Deniz Lisesinin arka bahçesinden Çam Limanına baktığımda o manzaranın bende yarattığı en büyük etki, açık denizi hatırlatmasıydı. Ege ve Akdeniz ile ötesini hatırlatmasıydı. Aslında baktığımız sahiller 15 mil uzaktaki Yalova Çınarcık bölgesi idi. Ancak mesafe ve görüş nedeniyle çoğu zaman ufuk çizgisi görünür, kara örtüsü görünmezdi. Ufuk çizgisi bilinmeyeni, hayal edileni tetikler. Ufkun sonsuz düşünce boyutları içinde hayal gücünüzle baş başa kalırsınız. Benim bakışım o ufuk çizgisinde Ege, Akdeniz ve ötesini yaratırdı. Marmara’nın dışına çıkma arzusu oluşurdu.

Bugün Donanmamız değil Marmara, Akdeniz’in de dışına çıkmıştır. Kendi yaptığı savaş gemisi ile çıkmıştır. Kendi yaptığı silah ile çıkmıştır. Kendi ürettiği politika, strateji, doktrin ve konseptler ile çıkmıştır. Mavi Vatan ile çıkmıştır.

Bugün donanmamız Atatürk’ün 1 Eylül 1922 sabahı verdiği tarihi direktifin ikinci cephesinin asli oyuncusudur. O gün karadaki Sevr’i yırtan Kuvayı Milliye bugün Donanmasıyla ikinci Sevr’i yırtıyor. Emperyalizmin Yunanistan ve GKRY üzerinden Türkiye’ye dayatılan denizdeki teslimiyet haritasına hayır diyor.

Atalarımız bize muhteşem bir coğrafya miras bıraktı. Bu mirası gelecek koşullar için geliştirerek korumak görevimizdir. Bu vazife ancak milli gücümüz çerçevesinde oluşturacağımız politika ve stratejilerin merkezine deniz ve denizcilik gücümüzü oturtarak başarılabilir.

Bu zorlu süreçte donanma, savaş gemisi, güdümlü mermi, torpido, mayın ve top kadar yumuşak güce ihtiyacımız var. Bu kapsamda unutulmamalıdır ki en zor şey fikir ve kavram üretebilmektir.

Türkiye’de son yıllarda Mavi Vatan üzerinden büyük bir kültürel uyanış sağlanmıştır. Mavi Vatan, Türkiye’nin halkı ve devleti ile denizcileşmesinin kapsını aralamıştır. Bu kapı asla kapanmamalıdır. 21. Yüzyılda Türkiye denizcileşmelidir. Bu yeni bir seferberliği gerektirir.

Çam Limanı Akademi işte tam bu noktada büyük bir değer ve araç olarak Türk Denizcileşmesinin öncülerinden olacaktır. Kuruluğundan bu yana icra ettiği sosyal medya mecrasındaki faaliyetleri ile denizcilik gücümüzün büyük uyanışının lokomotifi olan özellikle deniz ve denizcilik kültürü ile deniz jeopolitik farkındalığı alanlarında büyük yol almıştır.

Bahriye Mektebimizin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş ve Çam Limanının ufuk açan manzarası ile yetişmiş seçkin mensuplarının oluşturduğu bu nitelikli mecrayı kutluyor ve başarılarının aratarak devamını diliyorum.

CEM GÜRDENİZ