Dünyanın azalan doğal kaynaklarını korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak için her 21 Kasım’da kutlanan Dünya Balıkçılık Günü’nde balıkçılar aşırı avlanmanın zararlarına dikkat çekiyor. Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Ramazan Özkaya, iklim değişikliğiyle birlikte türler üzerindeki baskının arttığına dikkat çekerken ‘Aşırı ve bilinçsiz avcılık kaynakların azalmasına neden oluyor. Türk balıkçılığının planlanması ve denetlenmesi hepimiz için zorunluluk” dedi. Karadeniz’in Türk balıkçılığı için çok önemli olduğuna dikkat çeken Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu (GFCM) Küçük Ölçekli Balıkçılık Uzmanı Timuçin Dinçer ise, “Türkiye’de en büyük av filosu Karadeniz’de. Endüstriyel, yarı endüstriyel ve küçük ölçekli balıkçılığın yoğun olarak uygulandığı Karadeniz için balıkçılık hem bir ticari faaliyet hem de kıyı toplumları için bir yaşam biçimi.” dedi. 5 yıldır Türkiye’de kutlanan Dünya Balıkçılık Günü için Sarıyer Belediyesi uzmanlarla ve akademisyenlerle biraraya geldi.
©GFCM/Claudia Amico
Tüm türlerin avcılığında düşüş var
İklim değişikliğiyle deniz kaynaklarındaki azalma kendini gösterirken artan dünya nüfusu daha çok avcılık yapılmasını gerektiriyor. 2010 yılında dünya genelinde 145 milyon ton deniz ürünü avlanırken bu rakam 2021 yılında 178 milyon tona çıktı. Dünya nüfusunu beslemekte zorlanan deniz ürünlerinin açığı şirketler tarafından çiftliklerde üretilen balıklarla kapatılmaya çalışılırken, av baskısı canlı türlerinin ve miktarlarının azalmasına neden oluyor. Türkiye’de de su ürünleri avcılığında düşüş her geçen yıl daha çok kendini gösteriyor. 2010 yılında 4 bin 800 ton avlanan lüfer 2020 yılında 3 bin 700 tona geriledi. Türk mutfağının vazgeçilmezi palamut ve hamsi de yıllar içinde dalgalanmalar gözükürken, Türk sularındaki balık çeşitliliği hızla azalıyor. Dünya Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Balıkçılar Forumu’nun 1997 yılında Hindistan’ın Yeni Delhi kentinde sürdürülebilir balıkçılığın kalıcı olması için her 21 Kasım’ı Dünya Balıkçılık Günü ilan etmişti.
“Deniz salyangozu için Karadeniz’e gideceğiz”
Dünya balıkçılığı için 6 ülkenin sınırı olan Karadeniz’in gittikçe daha çok önem kazandığını belirten Birleşmiş Milletler Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu (GFCM) Küçük Ölçekli Balıkçılık Uzmanı Timuçin Dinçer, en büyük balıkçılık filosunun ise Türkiye’de olduğunu vurguladı. Dinçer, ” Türkiye’de gerek av miktarları gerekse filo büyüklüğü açısından en üst sırada Karadeniz yer alıyor. Endüstriyel, yarı endüstriyel ve küçük ölçekli balıkçılığın yoğun olarak uygulandığı Karadeniz için balıkçılık hem bir ticari faaliyet hem de kıyı toplumları için bir yaşam biçimi. Karadeniz, barındırdığı ticari türlerin yanı sıra ticari olmayan ve ekosistem açısından önemli birçok farklı türe ev sahipliği yapmakta. GFCM tarafından yürütülmekte olan BlackSea4Fish Projesi kapsamında, Karadeniz balıkçılığı için önemli türlerden Deniz Salyangozu hakkında karar alma süreçlerinde kullanılacak ilgili bilimsel verileri arttırmak amacıyla önümüzdeki aylarda Türkiye, Bulgaristan ve Romanya’daki balıkçılarla bir sosyoekonomik araştırma yürütülecek. Ayrıca, mersin balıkları, deniz memelileri ve mahmuzlu camgöz köpekbalığı ile ilgili çeşitli tür ve tür grupları için de pilot çalışmalar sürmekte.” dedi.
Dinçer, “Balıkçılık yönetiminin bir bütün olarak, bilimsel rehberlik ve katılımcı bir anlayış esas alınarak yürütülmesi hem balıkçılığın sürdürülebilirliği hem de sağlıklı deniz ekosistemlerine sahip olmak için oldukça önemli. Bölgedeki deniz canlı kaynaklarının geliştirilmesini, korunmasını, rasyonel yönetimini ve en iyi şekilde kullanılmasını teşvik etmek için 70 yıl önce kurulan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne bağli 70 yıl önce kurulan Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu (GFCM), sosyoekonomik çalışmalar ve hedef dışı av izleme programları gibi ilgili stratejik faaliyetlerin başlatılmasını ve uygulanmasını koordine etmekte ve desteklemekte.” dedi
“Kota sistemi mutlaka olmalı”
Balıkçılıkta kota sisteminin olması gerektiğini belirten Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Ramazan Özkaya, “Balıkçılığın sürdürülebilir olması gerçek hedef olmalı. Balıkçılıkta kota sistemini savunuyoruz. Çünkü aşırı avcılıkla mücadele etmenin tek yolu kota. Ülkemizde 4 milyon amatör balıkçı var. Amatör balıkçılığın da denetlenmesi ve satışın yapılmaması gerekli. 30 metreden büyük balıkçı teknesi olmaması ekosistemi korumak için önemli” dedi.
İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği ve Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (SÜR-KOOP)
Dünya nüfusunun yaklaşık 2,5 milyarı balık kaynaklı protein ile besleniyor. Ayrıca yaklaşık 600 milyon insan balıkçılık ve su ürünleri sektöründen geçiniyor. Ayrıca yılda 28 milyondan fazla balık küçük ve ekonomik değeri olmadığı için ölü olarak denize atılıyor. Dünya Balıkçılık Haftası nedeniyle Sarıyer Belediyesi, İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği ve Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (SÜR-KOOP) bir etkinlik düzenledi.
2022 yılının Küçük Ölçekli Balıçılık Yılı olduğunun hatırlatıldığı etkinlikte İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Erdoğan Kartal, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Merkez Birliği (DEM-BİR) Genel Başkanı Nihat Işık, Su Ürünleri Merkez Birliği (SÜRKOOP) Genel Başkanı Ramazan Özkaya, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Altuğ Atalay, Prof. Dr. Nuray Erkan, Prof. Dr. Cengiz Deval, Prof. Dr. Adnan Ayaz,Prof. Dr. Koheia Kihara ve gazeteci Gökhan Karakaş konuşmacı olarak yer aldı.
DENIZKARTALI Haber Portalı – https://denizkartali.com/dunya-balikcilik-gununde-kota-sistemi-one-cikti.html