Bolu faciasının nedeni: Çoklu organ yetmezliği!

Kartalkaya’da yaşananıları “facia” yerine “cinayet”, hatta “katliam” olarak tanımlamak gerek. Keyifle başlayan yarı yıl tatilini cehenneme çeviren olayda “yok”lar ve “yetersizlikler” çok ama sorumlusu hala yok. 11 kişinin gözaltına alınmış olması kavrulan yüreklere su serpmekten uzak… Kamuda tanık olduğumuz karşılıklı itham ve suçlamalar ise havanda su dövmekten öte değil…

Tarih 21 Ocak 2025, Salı… Sabaha karşı 03.27

Türkiye’nin en önemli kış turizmi ve kayak merkezlerinden Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Oteli’nde çıkan yangın kısa sürede tam bir faciaya dönüştü.

Yarıyıl tatili nedeniyle çocukları ile birlikte oteli dolduran 238 kişiden aralarında 4’ü otel görevlisi 78 kişi feci şekilde yaşamını yitirdi.

Kimi dumandan boğulmuş, kimi yanmış, kimi de can havli ile 12 katlı otelin pencerelerinden atlayarak can vermişti. Bir anlamda çoluğu, çocuğu, ağabeyi, kardeşi ile pek çok ailenin yok olduğu “Ölüm Oteli”nden 51 kişi yaralı olarak çıkmayı başardı.

*

Önce hayatının kaybedenlerin sayısı 10 olarak duyurulmuştu. Yangın başladıktan 11 saat sonra sayı 66’ya, hemen ardından 76’ya, peşinden 79’a yükseldi. Bir gün sonra Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu sayıyı 78 olarak düzeltti.

Aralarında öğrenci ve Fenerbahçeli, Galatasaraylı sporcu gençler, doktorlar, eğitim görevlileri, Özyeğin Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Atakan Yalçın, Sözcü Gazetesi yazarı Nedim Türkmen ve ailesi de vardı. 

Eski AK Parti Bolu Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın yakın dostu Mehmet Güner‘in THY‘de çalışan kızı Zehra Sena Gültekin, eşi, üç çocuğu ve ailesinden dört kişi ile birlikte hayatını kaybedenler arasındaydı.

BU NE KADER NE KAZA, DÜPEDÜZ CİNAYET

Tüm ülkeyi derinden sarsan, yürekleri dağlayan bu olay ve böyle bir son kader değildi. Kaza hiç değil… Olsa olsa “kasıtsız cinayet” ya da “katliam” olarak tanımlanabilirdi.

Ayrıntılara girmeyeceğiz, zira günlerdir tüm gazeteler, haber kanalları, sosyal medya bu konuyu en ince ayrıntısına kadar ele aldı…

Biz başka bir açıdan bakalım…

Her faciada olduğu gibi “sorumlular en ağır cezaya çarptırılacak” türü açıklamalar yapıldı ancak aralarında otelin sahibinin de olduğu 11 kişi gözaltına alınmış olmasına rağmen aranan “sorumlu” ya da “sorumlular” halen bulunabilmiş değil.

Can kaybının yüksekliğine gelince…

5 ayrı işletmenin bulunduğu 2.500 yatak kapasiteli Kartalkaya’da itfaiye istasyonu yoktu. Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı iki araç, yangın ihbarı yapıldıktan sonra 28 kilometre uzaklıktaki Dörtdivan’dan gelmişti. Bolu İtfaiyesi’nin olay yerine mesafesi ise 45 kilometre idi.

Neden bu denli ilgi gören ve yoğun misafir ağırlayan bölgede yeterli donanıma sahip bir itfaiye müfrezesi yoktu?

Bu onlarca sorunun ilki

İnşaatında yoğun miktarda ahşap malzeme kullanılan otelde uyarı sistemi (duman dedektörleri) çalışmamış, yangın alarmı devreye girmemişti.

Yağmurlama sisteminin ise olmadığı ileri sürüldü.

Uzun süre yangın tahliye merdivenlerinin olup olmadığı tartışıldı. Sonunda olduğu ama yanlış mühendislik nedeniyle insanların kaçışını sağlamak yerine, mutfakta başlayan yangının alevlerini bir baca gibi emerek üst katlara taşıdığı anlaşıldı.

SİGORTASI VAR MIYDI?

Bu eksikler ve yetersizlikler nedeniyle üç ayrı sigorta şirketinin Grand Kartal Oteli’ni sigortalamayı reddettiği, sonunda Eureko Sigorta’nın talebi kapsamlı bir poliçe düzenleyerek karşıladığı öğrenildi. Şirket, buna göre bina, içindeki eşyalar ve misafirleri de sigorta kapsamına almış, ayrıca her yenileme döneminde risk değerlendirmesi yapmayı da kabul etmişti.

Bu noktada, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sahibi olduğu ETS Tur’un daimi işbirlikçisi Grand Kartal Oteli’nin “Yangın Mevzuatı”na uyup uymadığı ve “İşletme Ruhsatı” gündeme geldi.

Oklar Bolu Belediyesi’ne yöneldi. Ancak Belediye Başkanı Tanju Özcan, “Gerek belediye sınırları, gerek belediye mücavir alanı dışında olduğu gibi burada denetleme yetkimiz yok. Bu yetki sorumluluk tamamen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda” dedi.

Olaydan sonra İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile helikopterle Kartalkaya’ya giden Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise 2021 ve 2024 yıllarında otelin iki kez denetlendiğini söyledi.

Ancak bu denetleme raporları da, Eureko Sigorta’nın taahhüt ettiği risk değerlendirme raporları gibi kamuoyu ile paylaşılmadı.

*

Ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bolu Belediyesi arasında yetki ve sorumluluk tartışması başladı. Buna daha sonra işyeri güvenliği açısından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da katıldı.

İlgili mevzuat ve yönetmelikler son 20 yılda 86 kez değişikliğe uğradığı için “yamalı bohça”ya dönmüştü. Kurallar ve tanımlamalar net değil ve çoğu madde yoruma açıktı. İtfaiye yetkilerinin tırpanlandığı bu yönetmelikleri herkes bir köşesinden tutup çekiştiriyor ama hiçbir şekilde bir sonuca ulaşılamadığı gibi çözüm de üretilemiyordu.

Bakanlık ve Belediye arasında itham ve suçlamalar karşılıklı sürüp giderken haber kanallarında da “bir ağızdan” yapılan tartışmalarda adeta havanda su dövülüyordu. Hatta CNN Türk’ün yorumcularından biri konuyu “büyü yaptılar” demeye kadar getirdi.

“Aranan sorumlu” bir türlü bulunamıyordu. Aynı zamanda yerel yönetimlerden de sorumlu olan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bir soru üzerine, “10 güne kadar cevap vereceğiz” dedi. O bile anında net bir cevap verememişti.

ERKLER ARASINDA DENGE BOZULDU

Liyakat yerine sadakatin ön plana alındığı Yasama, Yürütme ve Yargı erkleri arasında sistem adeta tıkanmıştı. Peş peşe gelen ve bir “dil karmaşası” yaratan açıklama ve yorumları dinledikçe kendimizi Babil Kulesi’nde (*) hissettik.

Aralarında otelin sahibi ve yöneticilerinin de olduğu 11 kişinin gözaltına alındığı faciada “aranan sorumlu” bir türlü bulunamıyordu. Adeta bir “çoklu organ yetmezliği” durumu vardı.

KURTULAN KİŞİ SAYISI KAÇ?

Gelelim bir başka karmaşaya…

Bakanlar, AFAD, İtfaiye, 112 Acil Sağlık, Orman Genel Müdürlüğü ekipleri olay yerinde toplandılar… Kriz merkezi ve bir sahra hastanesi kuruldu.

Ve yeni bir soru oluştu.

Son olarak 78 can kaybında karar kılındı. 51 de yaralı vardı… Ama otelden kendi imkanları ile çıkan ya da ekiplerin çabası ile kurtarılan kişilerin sayısı bilinmiyordu.

Bilinen otelde 238 misafir olduğu, 100’den fazla da personel bulunduğu idi. Acaba eksik ya da kayıp var mıydı?

Kimse kayıt tutmadığı ve bu konunun takipçisi olmadığı için sorunun cevabı da havada kaldı.

Arama çalışmaları tamamlandıktan ve ön hasar tespit raporu çıktıktan sonra “ağır hasarlı” bulunan Grand Kartal Oteli Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 23 Ocak Perşembe günü öğleden sonra mühürlendi.

Ardından otel hakkında yıkım kararı çıkabileceği bilgisi geldi. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, “Burası olay yeri… Kanıtlar alelacele yok edilmek isteniyor. Ayrıca Bilirkişi Heyeti’nin değiştirildiği yolunda bilgiler alıyorum” dedi.

YAŞADIĞIMIZ VE UNUTTUĞUMUZ FELAKETLER

Bugün yaralar henüz çok taze
Tartışıyor, bir çözüm bulunmasını, yönetenlerin insan canına gereken değeri vermesini umuyor ve bekliyoruz.

Ama günler sonra milat olması gereken ve basit birkaç önlemle engellenmesi mümkün bu tarifsiz acıyı da unutacağız. Tıpkı önceki önlenebilir onlarca felaket gibi… Üstelik hiçbirinde kamudan herhangi birine sorumluluk atfedilmedi. Hatırlayalım…

 2003  Bingöl Depremi  176 ölü
 2004  Pamukova tren kazası  41 ölü
 2008  Kütahya tren kazası  9 ölü
 2008  Davutpaşa patlaması  21 ölü
 2009  Ayamama deresi sel felaketi  31 ölü
 2010  Karadon maden kazası  30 ölü
 2011  Van depremi  644 ölü
 2014  Soma maden faciası  301 ölü
 2014  Ermenek maden kazası  18 ölü
 2016  Şirvan maden kazası  12 ölü
 2016  Aladağ Öğrenci Yurdu yangını  12 ölü
 2018  Çorlu tren kazası  25 ölü
 2018  Ankara tren garı kazası  9 ölü
 2020  İzmir depremi  117 ölü
 2020  Elazığ depremi  41 ölü
 2012  Akdeniz orman yangınları  8 ölü
 2021  Batı Karadeniz sel felaketi  97 ölü
 2022  Amasra maden ocağı patlama  42 ölü
 2023  Kahramanmaraş merkezli depremler  53.000 ölü 
 2023  Adıyaman ve Şanlıurfa sel felaketi  21 ölü
 2024  İliç maden faciası  9 ölü
 2024  Beşiktaş gece kulübü tadilatı yangını  29 ölü
 2024  Balıkesir mühimmat fabrikası patlaması   11 ölü
 2025  Bolu Kartalkaya otel yangını  78 ölü

(*) TANRIYA UZANAN
     KAYIP KULE BABİL

Babil Kulesi dünyanın birçok bölgesinde yerel efsanelerde bahsi geçen, Tanrı’ya ulaşmak için inşa edilen kule. Kur’an’da da benzer ama farklı bir hikâye geçmektedir.

Babil kulesinden Tevrat’ın Yaratılış (Tekvin) kısmında bahsedilir. Nuh’un oğulları Büyük Tufan’dan sonra Sinar (Sümer)’da yerleşmiş, burada bir şehir ve göklere yükselen bir kule yapmak istemişlerdir. Efsaneye göre tanrı kendisine ulaşmaya çalışan insanların kendini beğenmişliğine kızar ve o zamana kadar aynı dili konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını engeller.

Dini bir bakış açısıyla bu öykü sıklıkla insanın kusurluluğunu, tanrının kusursuzluğu ile kıyaslamak ve dünyadaki yüzlerce dilin kökenini açıklamak amacıyla kullanılır.

Kur’an’da Babil şehrinden Bakara Suresi, 102. ayette bahsedilir.

9. yy İslam tarihçilerinden el-Tabari’nin Peygamberler ve Krallar Tarihi adlı eserinde daha detaylı bilgi verilir. Öyküye göre Nemrut Babil’de bir kule inşa ettirir. Allah bu kuleyi yıkar ve o zamana kadar aynı dili konuşan insanların dilini 72’ye ayırır.

(Kaynak: Vikipedi)

 

TURKSAIL Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
15 Şubat 2025 – 17:50