M. Serdar Boran “Tersanelere gelen gemilerin kıyıdan beslenmesini sağlayacak konvertörlerden tutunda, askeri gemiler için özel olarak üretilen, gemilerin kritik atış kontrol sistemleri cihazlarını beslemek üzere tasarlanmış 400 Hz konvertörler dahil olmak üzere farklı ihtiyaçlara yönelik 5 tip konvertör üretimini yapıyoruz. Bu konvertörler, yüksek hassasiyet gerektiren askeri uygulamalarda kullanılan ekipmanların enerji ihtiyaçlarını karşılayarak, güvenilir ve kesintisiz enerji çözümleri sağlamaktadır. Ayrıca Avrupa ve Türkiye limanlarındaki şebeke standardı 50Hz frekansındadır, gemi şebekelerinde ise frekans 60Hz’dir. Bu fark, gemilerin liman altyapısına doğrudan bağlanmasını imkânsız hale getirir. Frekans uyumsuzluğunun haricinde gemilerin enerji gereksinimleri voltaj açısından da limana göre farklılık gösterebilir. Seapower konvertörleri hem frekansı hem de voltajı optimize ederek enerji aktarımını güvenilir ve verimli hale getirerek gemilerin ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisini en efektif sistemlerle sunmaktadır. Bunu limanlarda güncel regülasyonlar gereği, Greenport Kuralları uyarınca limanlara yanaşan gemilerin IEC standartlarında 6.6 kV veya 11 kV, 60 Hz enerji gereksiniminde çalışan sistemler ile sağlamaktayız. Bunun yanı sıra zorlu deniz şartlarına, neme, korozyona, şoklara dayanıklı, endüktif yüke uygun Marine UPS üretimini yapıyoruz.”dedi.
Ürünlerimiz çevreye duyarlı
Seapower Yönetim Kurulu Başkanı M. Serdar Boran, sıfır emisyon hedeflerinin hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Boran, bu konuda Seapower’ın liderlik rolüne dikkat çekerek, şu açıklamalarda bulundu:
“Sıfır emisyon dünyanın gündeminde. Sektörümüzde emisyonun azaltılması için yapılan çalışmaların merkezinde Seapower olarak yer alma hedefimiz bulunuyor. Eskiden gemiler tersanelere yanaştığında yardımcı makinelerini kapatarak tersanelerin rıhtımından kiralık jeneratörler vasıtasıyla fosil yakıtlar yakılarak enerji ihtiyacını karşılanıyordu. Gemilerin enerji ihtiyacı yüksek olduğunda gemi makineleri çalıştırılıyordu, bu durum ciddi karbon emisyonu salınımına neden oluyordu. Örneğin, Yalova ve Tuzla bölgelerinde bu emisyonlar nedeniyle siyah bulutlar vardı. Ancak bugün baktığımızda tertemiz bir hava sahası görüyoruz.”
Seapower’ın ürettiği çevre dostu ürünler, gemilerin kıyıya yanaştığında fosil yakıt tüketimini minimuma indirerek karbon salınımını azaltıyor. Şirketin bu yenilikçi çözümleri, sadece çevreyi korumakla kalmıyor, aynı zamanda dünyanın önde gelen limanlarına kurduğu sistemler ile ülkemizi en iyi şekilde temsil ediyor.
Emisyonu düşürüyor, yakıttan tasarruf ettiriyoruz
Çevre dostu teknolojiler ve ekonomik fayda sağlayan enerji çözümleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Boran, sahilden elektrik sağlama sistemlerinin tersane ve limanlar için kazanç kapısı olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Sahilden aldıkları elektriğin belli bir değerle satışını yapıyorlar. Buradan tersaneler ve limanlarımız gelir elde ediyor. Aynı zamanda fosil yakıt kullanmadan, hava sahalarını kirletmeden sıfır emisyon sağlamış oluyorlar. Şaft alternatörü olan gemilerde değişken ana makine RPM değerlerinde şaft alternatörlerinin kullanılabilir olmasını sağlıyoruz. Bunu gemilerin ana panoları ile şaft alternatör arasına üretmiş olduğumuz konvertör sistemini ekleyerek, değişken RPM değerlerinde (kombine modda) alternatörün ürettiği düşük voltaj frekansı, geminin ihtiyacı olan stabil enerjiye dönüştürüyor ve sabit olmasını sağlıyoruz. Bu sayede gemi jeneratörlerini çalıştırmak zorunda kalmıyor, MDO’yu sıfıra düşürüyoruz. Yakıt tasarrufu sağlıyoruz. Gemi makinelerinin ömrünü uzatıyoruz. Yakıt tasarrufu gemi makinesinin, jeneratörün ve şaft alternatörünün gücüne göre değişiyor. Bunun yanında 2025 yılında artık tahsilatının yürürlüğe gireceği karbon vergisindeki yüksek vergi maliyetlerinden tasarruf sağlamak için düşük karbon emisyonuna çevre dostu sistemlerimizi kullanarak ulaşılabilecektir.”
Limanlarda enerji satışına müsaade edilmesi gerekli
Boran, limanlara yönelik çalışmalarını şöyle anlattı: Foça, Aksaz, Nato ve Malta Limanlarında 17.5 MVA ve 6 MVA kapasiteli liman projelerini başarıyla tamamladık. Avrupa, GreenPort (Yeşil Liman) konseptine çok hızlı bir şekilde geçiş yapıyor. Türkiye’nin de bu dönüşüme ayak uydurması gerekiyor. Limanlarımız, uluslararası sularda yüzen gemilere sahilden enerji verme konusunda daha hazır hale gelmeli. Ancak bu noktada altyapısal eksikliklerimiz bulunuyor. Limanlarda enerji satışına müsaade edilmesi gerekiyor, Avrupa limanlarının önleri açılmış durumda ülkemizde hizmet faturası altında faturalar kesilebiliyor ancak enerji satışına müsaade edilmiyor. Seapower’ın sektöre ilk girdiği dönemde tersanelerdeki toplam konvertör gücü 10.000 kVA’ydı bugün 200.000 kVA’ya kadar ulaştı. Bu, küçük bir şehri besleyecek bir güçtür.
Satış ve servis ağımızı dünyanın birçok noktasına yaydık
2053’teki sıfır emisyon hedefine hazırlık yapılması gerektiğinin altını çizen Boran, “Sıfır emisyon için sadece denizlerde, kıyılarımızda değil birçok farklı sektörde bir çaba var. Biz de bulunduğumuz sektörde üretmiş olduğumuz, çevreye duyarlı ürünlerimizle gemilere, tersanelere ve limanlara sıfır emisyonu sağlayabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Boran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün ülkemizden dünyanın birçok yerine ihracat yapan saygınlığı yüksek tersaneler gemilerinde Seapower’ı tercih etmektedir. Bu anlamda İskandinavya başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesi tersanelerimiz vesilesiyle ürettiğimiz ürünleri kullanıyorlar. İspanya’da ofisimizi açtık, Seapower UK’yi İngiltere’de kurduk, Florida da Amerika’da servis noktamız bulunmaktadır. Yunanistan ve İtalya Cenova’da satış ve servis noktasında anlaşma yaptık. Dubai’de dünyanın birçok ülkesine hizmet veren büyük bir grupla anlaşma sağladık. Dolayısıyla dünyanın birçok yerinde satış ve servis ağımızı kurmuş olduk” dedi.
Her ülkede bir Seapower noktası kurma hedefimiz var
“Hedefimizde Asya var ama ağırlığımız Avrupa ülkeleri. Marine sektörünün lider ülkelerinden Hollanda ile anlaşma yapmak üzereyiz. Hedeflerimiz arasında Almanya’da yer alıyor. Dünyada her noktada Seapower satış ve servis ağını kurmayı hedefliyoruz” diyen Boran, “Dünyada enerji üretiminin yenilenebilir ve sürdürülebilir kaynaklardan sağlanması gerçeği” olduğunu belirterek şu sözleri söyledi; alternatif enerji kaynaklarını daha verimli kullanabilmek için RES ve GES enerji tesisleri için enerji depolama sistemleri kuruyoruz. Bu ürünleri ülkemizde %100 Türk sermayesi ile yerli ve milli olarak üretiyoruz. Cihazlarımız eskiden monobloktu bu cihazlar daha büyüktü ve fazla yer kaplıyordu, monoblok cihazlar verim konusunda da %90 mertebesinde kalıyordu. Teknolojimizi geliştirmeye yönelik çalışmalarımız sonucunda cihazlarımızı modüler tip daha küçük yapılara dönüştürdük, verim değerleri %95-96’lara ulaşacak şekilde tasarladık. Yeni teknoloji modüler cihazlarımız gemiler, tersaneler ve limanlarda ve endüstri tesislerinde kullanılıyor. Cihazlarımızı marine özel Lloyd’s Register, Bureau Veritas, DNV, Türk Loydu gibi klaslarla da sertifikalandırdık” açıklamasını yaptı.
50 yıllık düzen bozuldu
“Ürünleri ürettiğimizde herkes kollarını açmış bizi bekliyor zannettik” diyen Boran, şunları kaydetti: “Geri dönüşler maalesef biraz geç oluyor. Bu anlamda da sabretmek gerekiyor. Yurt dışında zaten ciddi sorunlar, zorluklar yaşıyoruz. Şu anda Millî Savunma Bakanlığımızın onaylı tedarikçisiyiz fakat herhalde 5-6 yılımızı aldı. Millî Savunma Bakanlığımızın bağlısı limanlarımızda yabancı marka ağırlıklı cihazlar tercih ediyordu. Bu eski cihazlar %80 verimde, kaybı çok yüksek olan dinamik konvertörlerdi. Bu anlamda 50 yıllık düzen bozuldu ve ilk defa Foça Limanı’na 6000 kVA Seapower’a ait yerli ve milli sistemimizi kurduk. 2,5 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışıyor.
Tersanelerimiz, özellikle yurt dışındaki projeleri ülkemize kazandırılması için çok ciddi anlamda emek harcıyor. Burada yapılan projelerin içerisinde kullanılan sistemlerin birçoğu maalesef yabancı marka. Biz en azından güç elektroniği tarafında bunun ne kadarını kırabiliriz diye yola çıktık. Şu anda üretmiş olduğumuz ürünleri bu projelere verebiliyoruz. Fakat burada birbirimizi destekleme noktasında, tersanelerimiz ne kadar milli ve yerli ürüne destek vermek istese de proje sahipleri yabancı olduğu için daha çok yabancı markalar tercih ediliyor.”
Hedefimiz satışlarımızın az olduğu ülkelerde faaliyetlerimizi artırmak
2024’ün kendileri için ticari anlamda en zayıf geçen yıllardan birisi olduğunu dile getiren Boran, ülke ve sektör açısından da zor bir yıl olduğunu vurguladı. “Fakat 2025 yılında faizlerin düşeceğini umarak, işlerimizin açılacağını düşünüyoruz” diyen Boran, şöyle konuştu: “2024 biraz sakin geçerken kendi üretmiş olduğumuz ürünlerin teknolojisini daha nasıl yükseltebiliriz derdine düşüp zamanımızı verimli kullanmaya çalıştık. 2025’te yurt dışında bilinen, dünyanın tercih ettiği, katılım gösterdiği fuarlara yöneleceğiz. Sektörel ihtisas fuarları olan SMM, Europort, Posidonia ayrıca yat sektörüne hitap ettiğimiz için METS fuar organizasyonlarına ve sektörel birçok seminerlere katılıyoruz. 2025’te hedefimiz, olmadığımız ya da satışlarımızın düşük olduğu ülkelerde faaliyetlerimizi artırmak, Amerika’ya bir açılım yapmak. Amerika büyük bir pazar orada da bir fuara katılacağız. Bizim denize kıyısı olan her ülkeyle işimiz var. Dolayısıyla bizim bütün bu ülkelerde var olmak gibi bir hedefimiz var. Bu anlamda da 2025 yılında fuarların yanı sıra daha çok bire bir görüşmelerle faaliyetimizi, Türk malımızı dünyaya duyurma gayreti içerisinde olacağız. Ülkemiz her ne kadar zorlu zamanlardan geçse de hepimiz bulunduğumuz coğrafyada işimizi iyi yaparak, kaliteli yaparak dünyaya açılma hedefinde olmalıyız.”
Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ
7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DenizHindi
1 Mart 2025 – 15:40