
Armatörlük de yabancılara aitti, gemilerin sahibi yabancılardı. Limanlarımıza sefer yapan ticaret gemileri yabancı bayraklıydı.. Onur ve idrak sahibi olanlar isyan ederdi, kahrolurdu..
Türk Cumhuriyeti’ni yaratan Mustafa Kemal Paşa’nın ve arkadaşlarının nasıl yeniden bir devlet yarattıklarını idrakten yoksun bazı yaratıklar ortaya çıktıkça, kahrolmamak elde değil.
Memleket limanları (İskeleleri) arasında çok yaşlı ve çok küçük tonajlı vapurlarla yolcu ve yük taşımacılığı yapmaya uğraşan Türk armatörleri ve gemi satın alarak bu taşımacılığı yapmaya çalışanlar, zaten Yurtdışı hatlarda seferler yapan diğer ülke armatörlük firmalarıyla boy ölçüşecek durumda da değildiler. Gazetelerde “Yunan Milli Seyrüsefer Bahrî Şirketi” başlığıyla yer alan seri ilanda “Patris 2” lüks vapurun 19 Mart Çarşamba günü Saat 10’da Galata rıhtımından doğruca Pire ve Marsilya’ya hareket edeceği ilan edilmekte ve her sınıf yolcu ve ticarî mal kabul olunduğu duyurulmaktadır. Bu sadece bir örnektir!
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında üç kuruşluk birikimleri ile armatörlüğe atılan nice müteşebbisimiz vardır ki, nedense anılmazlar. Ben bu fedakar armatörlerin yaşam öykülerini özetler halinde araştırmalarımdan aktararak yayınlıyorum.
Onlar Osmanlı Devleti’nin son yıllarını yaşadılar ve Cumhuriyetimizin ilk armatörleriydiler. Ancak çoğu, ancak bir gemi sahibi olabildiler. O gemiler de çok küçük tonajlı ve yaşlı diler. İçlerinde aydın Türk kadınları da vardı. Onları teşekkürle, minnetle anarak, rahmetler diliyorum.
Trabzon Sürmene’li Kefelizâde Hamdi Bey

Tuğrul Kayadelen ve Dr. Cemil Bengü’nün kayınpederi oluyordu. 1963 yılına gelindiğinde armatörlüğü bıraktığı görülmektedir. 29 Haziran 1963 günü vefat etti. Cenazesi Fatih Camii’nde kılınan öğle namazını müteakiben Edirnekapı Mezarlığı’nda defnedildi.
Hamdi Kefeli ve eşi Zehra Dursun Kefeli’nin çocuklarından Yahya Hamdi Kefeli diğer kardeşleri gibi başka bir mesleği seçti. Y. Müh. Yahya Hamdi Kefeli, Kamuran Kefeli’nin eşi, Beral Madra’nın babasıydı.
Kefelioğlu ailesinin izlerini aradığımızda 14 Şubat 1988 Pazartesi günü vefat etmiş olan Sadık Kefeli’nin vefat ilanı da aile hakkında diğer bazı isimleri vermekte; Cenazesi 16 Şubat 1988 Salı günü ikindi namazını müteakip Kadıköy Söğütlüçeşme Camii’nden alınarak Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilmiş olan Sadık Kefeli Trabzon Sürmene eşrafından Kefelizâde Nuri Bey ve Feride Hanım’ın oğlu, Tevfik Kefeli’nin kardeşi, Mahir, Mediha, İsmail ve Şükrü Kefeli’nin ağabeyidir. Eşi Hacı Feride Kefeli’dir. Oğlu Yakup Kefelioğlu ve kızı Aygün Bardakçıoğlu’dur. Gelini Fethiye Kefelioğlu ve damadı Av. Yener Bardakçıoğlu’dur. Torunları; Lütfü ve Atilla Kefelioğlu, Cumhur ve Nur Bardakçıoğlu’dur. Oğlu Yakup Kefeli, Kefçelik AŞ., Kefsar AŞ. Keftaş AŞ., Otomat AŞ., Keftek AŞ., Kefeliler AŞ.’nin kurucusu ve yönetim kurulu başkanıydı.
Ünye Ticaret ve Sanayi Odası’nın “Ünye 1923 – 1933 İktisadî Hareketleri Raporu”nda belirtildiği üzere; “Ünye ötedenberi Karadeniz’in değil, belki Türkiye’nin en işlek limanlarından biriydi. Ünye’nin Türk halkı hemen umumiyetle gemicilikle temini maişet ettiklerinden uzak memleketlere sefer yaparlardı.. Tuna, İskenderiye, Yunanistan ve İtalya sahillerini dolaşarak, ticareti bahriye ile meşgul oluyorlardı. Hatta meşhur (1870) Fransız Muharebesi’nde Ünye gemicileri Ordu ve Ünye’den yüzlerce gemi fasulye yükleyerek Fransa’da sattıkları ve bu sayede hayli para almış oldukları rivayet edilmektedir. Buharla müteharrik gemilerin icadından sonra Ünyeliler gemicilikten sarfınazar etmişlerdir.” denilmektedir.
Mart 1931 tarihli gazetelerde yer alan kazalara ait haberler ve Kefken Adası

Kefelizâde Vapurları
Kefelizâde Vapurları olarak Bartın – İnebolu Postası yapan “Hilâl” Vapuru Sirkeci Rıhtımından hareketle Karadeniz Ereğli, Zonguldak, Bartın, Cide, İnebolu, Evrenye ve İlise iskelelerine uğramakta ve dönüşte ayni iskelelere uğrayarak Sirkeci’ye avdet etmekteydi. Yük ve yolcu için müracaat adresi Sirkeci’de Yeni Han’da No.1 ve Telefonu: 3105 olarak kayıtlıdır.
Greenock, Scott & Co.,İngiltere’de 1880 yılında inşa edilmiş olan bu geminin ilk adı “Dragut” ve armatörlük firması St. Nazaire merkezli “Compagnie General Transatlantique,” idi.
15 Temmuz 1921’de İzmir’li Levanten T.Bowen Rees , Egypt & Levant Steam Ship Co – T.Bowen Rees Ship Co. Ltd adına satın aldı ve “Elpniki” adı verildi. 1923 yılında İstanbul’dan Hacı Paşazâdeler ve Kefelizâde Abbas Remzi Bey satın aldı ve “Hilâl” adı verildi. 1924’de Kefelizâde Hamdi Bey tarafından satın alındı ve 15 Mart 1931 gecesi Kefken Adası civarında karaya oturmuş ve parçalanmıştır.
Mehmet Akif
Armatörlük yaşamı 150 grt.’lik 1897 inşa “Firouze” adını verdiği bir gemiyle sınırlı kalmıştır. “Firouze” adı 1929’da “Cheref – Nour” ve 1930’da “Şerefnur” olarak değiştirilmiştir. Bu geminin ilk adı “Palmedes” idi. Satılmış ve “Bizance” adı verilmiştir. 1930’da Alman Köprü şirketi tarafından satın alınmış ve adı değiştirilmemiştir.

“Şerefnur” posta vapuru Mersin postası olarak çalışmaktaydı. 24 Kasım 1930 gecesi Marmara’dan Ege’ye seyretmek üzere Çanakkale Boğazı’na doğru seyretmekte olan Şerefnur Vapuru ile Akdeniz’den İstanbul’a gelmekte olan Fransız bandıralı “Jules Henrie” isimli Fransız posta vapuru Doğan Aslan Feneri önlerinde çarpışmış borda seyir fenerleri yanmasına rağmen yanlış manevra yüzünden meydana gelen çarpışma sonucu Şerefnur vapurunun baş tarafında hasar meydana gelmiştir. Jules Henrie’de ise önemli bir hasar olmadığından İstanbul’a devam etmiştir.
Müsademe esnasında vapurda bulunan yolcular büyük bir telaşve heyecan ile kamaralarından çıkarak güverteye ve can filikalarına doğru koşmuşlarsa da tehlike olmadığı bildirilmiş ve hiçbir yaralanlanma olmamıştır.
Şerefnur geçici onarıma alınmak üzere Gelibolu’da kalmıştır. Geminin Suvarisi Rahmi Kaptan, Jules Henrie Suvarisi Hanri Kanri Kaptan aleyhine Gelibolu Mahkemesi’nde zarar ziyan davası açmıştır.
Bu olaydan iki yıl sonra geminin ortağı Yelkencizâde Salih Zeki Bey’in iflası nedeniyle Şerefnur Vapuru İstanbul Dördüncü İcra Memurluğu tarafından 13 Mayıs 1932 tarihinde satışa çıkartılmıştır.

16 Mayıs 1932 tarihli gazetelere verilen ilanda şöyle denilmektedir;
“İstanbul 4.cü İcra Memurluğu’ndan
Tamamına 3500 lira muhammen kıymet takdir edilen İstanbul Haliç’te Kalafatyeri’nde kıçtan karaya bağlı ve İstanbul Limanı’na kayıtlı ve 1896 tarihinde İtalya’nın Ansaldo Fabrikasında inşa edilmiş 130/50 tul, 21/75 arz, 10 umk ebadında 93 resim ve 155 senedi bahride mukayyet olup, halen makine aksamı ile güvertesinde fenni bir surette tamire muhtaç olan Şerefnur vapurunun tamamı açık artırmaya vaz edilmiş olup, 1 Haziran 1932 tarihinde şartnamesi Divanhane’ye devredilerek 20 Haziran 1932 tarihine rastlayan pazartesi günü Saat 14.00’ten 17.00’ye kadar İstanbul Dördüncü İcra Dairesinde açık artırma ile satılacaktır.” Şerefnur Vapuru müteakip açık artırma satışları sonucunda Dedezâde Sırrı Bey’e intikal edecektir.

Afyon’lu Ahmet Akosman
Afyon’lu olan Akosman ailesinden Ahmet Akosman 1936 yılında Dedezâde Sırrı Bey’den satın aldığı “Şerefnur” isimli posta vapuruna “Ayten” adını verdi. Bu gemi 1938’de Sabiha Hanım’a satıldı ve “Akbel” adı verildi. Ahmet Akosman ve İzzet Akosman kardeştiler. Bu aileden Mehmet Uğur Akosman, İzzet Akosman ve Güzin Akosman’ın oğlu, Sahip ve Eser Akosman’ın kardeşi, Ahmet Akosman’ın yeğeniydi. Afyon Saylavı olan İzzet Akosman, 1937 yılında Ankara’da kurulan Galatasaray Cemiyeti kurucu üyeleri arasında yeralmıştır. Tüccar Derneği başkanlığı da yapmış olan İzzet Akosman ve oğulları adına kurulmuş olan “Otokom” Amerikan “Diamond T” kamyonlarının ve otobüslerinin Türkiye genel bayii idi.
Sabiha Hanım
Ahmet Akosman’dan 1938 yılında satın alınan veya sicil kaydı nakledilerek “Akbel” verilen posta vapurunun sahibesi görünen Sabiha Hanım, Ahmet Akosman ailesinden idi ve Ahmet Akosman’ın vefatı nedeniyle hisse devri Sabiha Hanım üzerinden yapılmıştır.
Belgelerde görülen Sabiha Hanım’la bağlantılı olarak 1930 tarihli Emniyet Sandığı ilanlarında Sandık’taki hesap defterini kaybetmiş olması nedeniyle yenisinin verileceği, 1931 tarihli bir ilanda Beyoğlu’nun Meşrutiyet Mahallesi’ndeki Atik Ahmet Bey ve Cedit Nigarhatun Sokağında eski 28, yeni 46 No’lu bir evin tamamının vekaleten Hüsnü Bey’e devredildiği, yine Rumeli Demiryolu Hisse Senedleri alım satımı yaptığı haberleri görülmektedir.
Kurucaşileli Topal Alizâde Murat Ve İzzet Efendi
Kaptanzâde Ahmet Yekta Bey’in sahibi olduğu “İnönü” Vapuru’nun çoğunluk hisselerini satış ilanında isimleri görülen Kurucaşileli Topal Alizâde Murat ve İzzet Efendi, İnönü gemisinin dörtte üç hissesine sahip olmaları nedeniyle, armatörler arasında yer almışlardır.
Bu konuda İstanbul Üçüncü Noteri vasıtasıyla yapılmış olan satış ilanına göre; Yazıhanesi Eminönü’nde İzmir Sokağı 11 Numarada olan Kaptanzâde Ahmet Yekta Bey, İstanbul Üçüncü Noteri vasıtasıyla mutasarrıfı (sahibi) olduğu ve İstanbul Liman İdaresi’nde kayıtlı İnönü namındaki vapurun dört hisse itibarıyla üç hissesini Kurucaşileli Topal Alizâde Murat ve İzzet Efendilere satmış, parasını almış ve vapuru tamamen teslim ettiğini ilan etmiştir. Bu hususu resmen İstanbul Vilayeti’ne duyurduğu gibi Cumhuriyet Gazetesi’nin 8 Şubat 1930 günkü nüshasında da ilan etmiştir.
Bu Karaname Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal tarafından imzalanmıştır.
(Yukarıda) Kutlu Vapuru II. Kaptan’ı Ali Pehlivan’a verilmiş olan Sırrı Dede imzalı iyihal belgesi.


Kaynak: Serveti fünun’da vefatı nedeniyle yayınlamış fotoğrafı.
Mustafa Nureddin ve Aynîzâde Hasan Tahsin
Armatör Mustafa Nureddin ve Aynîzâde Hasan Tahsin adı, 1929 yılında sahibi oldukları Demirtaş vapuru sicil kayıtlarında görülmektedir. Bu konuda ilk haber 14 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde yeralan bir icra ilanında yer almaktadır. Mustafa Nureddin ve Aynîzâde Hasan Tahsin Beylerin sahibi oldukları Demirtaş nam vapur şirketinin feshi ile tasfiyesi İstanbul Birinci Ticaret Mahkemesi’nce karar altına alınmış olduğundan işbu mefsuh şirket zimmetinde alacağı olanların bu ilanın neşrinden itibaren bir ay zarfında hergün sabah 09.00’den saat 12.00’ye kadar şirketin tasfiye memuru bulunan Marpuççularda Kohen Hanı’nda 14 – 15 Numarada Avukat Refik Habib Bey’in yazıhanesine müracaatları istenmektedir.
“Demirtaş” Vapuru’nun sicil kaydı takip edildiğinde 1934’deki armatörü “Metuzâde” olarak görülmektedir. Bu bir soyadı anlamına geldiğinden, Metuzâde’nin devamı olması gerekirse de, hiçbir tamamlayıcı kayda rastlanılmamıştır. Ancak “Metuzâde” soyadlı bir armatör olduğu anlaşılmalıdır.
Geminin adı değiştirilmemiş ve 1939’da Mehmet Kasım Başak tarafından satın alınmıştır. “Demirtaş” ın son sicil kaydı 1945 olarak görülmektedir.
Aynîzâde Hasan Tahsin
1876 yılında o dönemde Manastır vilayetine bağlı olan Serfiçe kasabasında, kasabanın ileri gelenlerinden tüccar komisyoncusu Mehmed Necib Aynî Efendi ile Refika Hanım’ın oğulları olarak dünyaya gelmiştir. Doğumundan kısa bir süre sonra ailesinin Selanik’e, daha sonra da İstanbul’a göç etmesi nedeniyle ilköğrenimine İstanbul’da sıbyan mektebinde başlamış, daha sonra dönemin ilk özel okulu olarak kabul edilen Şemsü’l-Maarif Mektebi’ne devam etmiştir. Bu okuldan 12 Temmuz 1889 tarihinde aliyyü’l-âlâ (Birincilerin birincisi) derecesiyle mezun olmasının ardından Vefa İdadî-i Mülkî-i Şahane’ye başlamıştır. Lise yıllarında Fransızcasını geliştirmek için mektep hocalarından Mösyö De Varenne’nin Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye’deki derslerine katılmış ve bu sayede Fransızcasını ilerletmiştir.
4 Nisan 1908 tarihinde henüz kurulmuş olan Kabataş İdadisi’nin kurucu müdürlüğüne getirilmiştir. 21 Nisan 1908 tarihinde Vefa ve Mercan İdadilerindeki muallimlik görevleri sona ermiş, Kabataş İdadisi’nin edebiyat ve ilm-i servet dersleri muallimliğine tayin edilmiştir.
16 Eylül 1909 tarihinde günümüzde Sayıştay olarak bilinen Divan-ı Muhasebat’ta azalığa tayin edilmiş; 19 Eylül’de Mekteb-i Mülkiye ve 12 Ekim’de ise Mekteb-i Hukuk’ta ilm-i iktisad dersi muallimliğine getirilmiştir. Yine bu dönemde Hamidiye Ticaret Mekteb-i Âlîsi’nde -günümüzde Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi- müdürlük yapmıştır.
Emekliye ayrıldığı yıl olan 1920’de Darülfünun Hukuk Fakültesi’nin reisliğine gelmiş, istifa ettiği 1927 yılına kadar bu görevi aralıksız bir şekilde sürdürmüştür. Darülfünun Hukuk Fakültesi’ndeki dekanlık ve öğretim üyeliği görevi esnasında kısa bir süre Galatasaray Lisesi’nde de müdürlük yapmıştır.
1933 yılındaki Üniversite Reformu ile birlikte kurulan İstanbul Üniversitesi’nde kendisine görev verilmemiştir. 1938 yılında kendi isteğiyle emekliliğe ayrılmış ve gündelik hayatına mali müşavirlik ve avukatlık yaparak devam etmiştir. Emekliliğinden sonra da İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi ile Mülkiye’deki Maliye dersi profesörlüğünü bırakmamıştır. 10 Aralık 1897 tarihinde dördüncü rütbeden Mecidi nişanı, 14 Haziran 1901 tarihinde dördüncü rütbeden Nişan-ı Ali, 15 Nisan 1902 tarihinde rütbe-i saniye sınıf-ı sani, 12 Mart 1914 tarihinde ikinci rütbeden Nişan-ı Osmani tevcih buyurulmuştur. Fransızca, Arapça ve Farsça bilen Hasan Tahsin Aynî, 11 Mayıs 1962 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 13 Mayıs 1962 tarihinde Merkez Efendi Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedilmiştir.

Yaz mevsiminde Büyükada’daki köşkünde yaşardı. Bu köşk Albayrak Sokağı’nın sonunda yokuşun başında sağda idi. Aslında iki evi daha vardı; Onlar da diğeri gibi yokuşun sonunda fakat solda idiler. Biri beyaz boyalı, diğeri kırmızı aşı boyalı idi. (Aktaran: Nüveyre Bayraktar / S. Akpınar, Adalı Yayınları.)
Aynizâde Hasan Tahsin Bey’in vefatında bu köşk (1927), veraset yoluyla Hatice Berrin Öker, Fatma Nevik Tektaş, Emine Nesrin Garan (1970), varisleri Nimet kerimzade ve Ehmet Besim Tektaş (1975), Nihat Gürel (1976), Ümit ve Ornar Terzioğlu, Esra Terzioğlu’na intikal etmiştir.

Rize’li Velizâde Mustafa Faik Bey
Kökleri Rize olan Velizâde Mustafa Faik Bey ailesi, zamanla İstanbul’a göç etmiştir. 1952 yılında Kadıköy/İstanbul’da vefat etmiş olmasına rağmen, hakkında Deniz Ticareti kurumlarında arşiv kavramında hemen hiçbir bilgi ve fotoğraf olmayışı son derece hazin ilgisizlikten biridir.
Velizâde aile lakabı iken Soyadı Kanunu uyarınca Velioğlu olarak değiştirilmiş. Velioğlu soyadını taşıyan yüzlerce kişi oluşu ve Türkiye genelinde Doğudan Batıya çok yaygın bir şekilde değişik yörelerdeki ailelerde görülüşü, Armatör Mustafa Faik Velioğlu (Velizâde) hakkındaki secereye ulaşmayı güçleştiriyor. Ancak evinin Suadiye’de olduğu, 8 Nisan 1952 Salı günü vefat ettiği, cenazesi 9 Nisan 1952 Çarşamba günü Kadıköy Osmanağa Camii’nde kılınan öğle namazını müteakiben Sahrayı Cedid mezarlığında defnedildiği hakkında vefat ilanı mevcut.

Ocak 1931 tarihli gazetelerde yeralan “Velizâde Vapurları” ilanında “İktisat” vapurunun “Karadeniz Postası” olarak 18 Ocak Pazartesi günü Sirkeci’den hareketle Zonguldak, İnebolu, Gerze, Samsun, Ünye, Ordu, Giresun, Görele, Vakfıkebir, Trabzon, Rize, Erhavi iskelelerine uğrayacağı ve avdet edeceği duyurulmaktadır.
Yük ve Yolcu için müracaat firma adresi; Sirkeci Paket Postanesi karşısında Yeni Han’da 35 No.lu acentedir ve Tel: İst.21062’dir.
Velizâde Vapurları Karadeniz Postası ilanında, Sami Vapurunun 4 Ekim 1931 günü akşamı sirkeci Limanından hareketle Zonguldak, İnebolu, Gerze, Samsun, Ünye, Giresun, Trabzon, Of ve Rize’ye azimet ve avdette ayni iskelelerle Sürmene, Vakfıkebir ve Görele’ye uğrayarak avdet edeceği ilan edilmektedir. Yük ve yolcu için sirkeci Gümrük Salonu karşısında Alâiye Hanı’nın birinci katındaki acenteliğe müracaat istenmektedir. Tel: İst.980’dir.
Sadıkzâde Biraderler’e ait “Dumlupınar” vapuru 21 Haziran’da, Alemdarzâde Mehmet Vapur İdaresi’ne ait “Bülent” vapuru 22 Haziran’da, Yelkencizâde “Avtan” vapuru 23 Haziran’da, Sirkeci’den hareketler Karadeniz seferi yapacaklardır.
Ocak 1931 tarihli gazetelerde yeralan “Velizâde Vapurları” ilanında “İktisat” vapurunun “Karadeniz Postası” olarak 18 Ocak Pazartesi günü Sirkeci’den hareketle Zonguldak, İnebolu, Gerze, Samsun, Ünye, Ordu, Giresun, Görele, Vakfıkebir, Trabzon, Rize, Erhavi iskelelerine uğrayacağı ve avdet edeceği duyurulmaktadır.
30’lu yıllarda tamamıyla deneyimsiz olmaları nedeniyle Türk armatörlerinin iflas ettikleri, vapurların icra yoluyla satıldığı görülür. Zaten o yılların armatörleri genelde sade bir vapur sahibi olmuşlar, biraz daha maddi imkanı olanları 2 vapur sahibi armatör aline gelmişlerdir.
Velizâde Mustafa Faik de iflas ediyor
Zamanla bazı armatörlerin iflasın eşiğine geldikleri ve hatta iflasların meydana geldiği görülür. İflas edenlerden biri de Velizâde Mustafa Faik olmuştur. 1930 yılında sahibi olduğu “Velizâde” gemisini Kalkavanzâde Rıza ve Mahdumu firmasına satarak, borç yükünü azaltmaya çalışmıştır. Ancak bir yıl sonra durum daha kötüleşmiş ve konkordato ilan etmiştir.
Durum İcra İflas Masası’na intikal etmiştir. 19 Haziran 1931 tarihli bir haberde Seyr-i Sefain ile Türk Milli Vapurcular arsında tesis edilmiş olan işbirliğinin bazı armatörler (Velizâde Mustafa Faik ve Alemdarzâde Mehmet) tarafından bozulduğu belirtilmektedir. (Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi.)
28 Şubat 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde İstanbul 1.ci İflâs Memurluğu tarafından yapılan duyuruda “Müflis Velizâde Mustafa Faik Bey’e ait Sirkeci’deki Alâiye Hanı’nda mevcut yazıhane eşyası 6/3/932 Pazar günü saat 14’te açık artırma ile satılacağından talip olanların müracaatları ilan olunur” duyurusu yapılmaktadır.

Velizâde Mustafa Faik de iflas etmiş ve sahibi olduğu “İktisat” vapuru icra yoluyla satışa çıkartılmıştır.
Birinci İflas Memurluğu’ndan gazeteler vasıtasıyla yapılan ilan şöyledir; “Müflis Velizâde Mustafa Faik Bey’e ait olup, tamamına 20,400 lira değer takdir edilen İstanbul Limanı’na kayıtlı ve teknesi 1902 yılından inşa edilmiş 230.1 x 13.75 ft ölçülerinde ve 932 gayrisafi ve 492 safi ve 1020 dwt.’luk ve makinesi ise keza 1902 yılında imâl edilmiş 870 beygir kuvvetinde tendin kampanvet makine ile mücehhez 80 litre tasfiyeye dayanıklı iki kazan kort vint ikişer külhanlı ve 118 Liman Kayıtlı olup halen Paşabahçe önlerinde demirde yatan “İktisat” vapuru evvelce müşterisi (Sahibi) tarafından tamamen bırakılmış olduğundan artırma uygulaması yapılamadığından feshedilmiş ve bu kere artırmaya çıkılarak 20 Temmuz 1932 Çarşamba günü Saat 13’ten 15’e kadar devam edecek artırma neticesinde satılacaktır.
Artırmaya iştirak için %10 teminat alınır ve satış bedeli peşindir. Tüm satış vergisi ve tellaliye ücreti müşteriye aittir. Fazla bilgi almak isteyenlerin 931- 33 Dosya numarasıyla memuriyetimize müracaat etmeleri ve artıma gününde muayyen saatte Sultanahmet’teki Adliye Sarayı’nda Birinci İflas Dairesi toplanma salonunda hazır bulunmaları ilan olunur.”
Kurtuluş Savaşı’na güç veren Rizeliler
İstiklal Savaşımızda silah altına girme konusunda tereddüt etmeyen Rizeliler, ayrıca gönüllü olarak da milis güçler oluşturmuşlar, Kazım Karabekir Paşa komutasında Doğu Cephesi Harekatı, Sakarya muharebelerine de en önde yer almışlardır. Kuvvetlerimiz için silah ve cephane naklinde de Dursun Kaptan başta olmak üzere aktif görevler almışlardır. Yine bölgemiz dışındaki mücadelede İpsiz Recep gibi gönüllüler Marmara bölgesinde savunmaya katılmışlardır.
Canlarını dişlerine takarak bağımsızlık mücadelesi veren Rizeli kahramanlar arasında; Kalkavanzâde İbrahim Kaptan, Tavilzâde Hacı Hafız Hüseyin Tavilzâde Hacı Muharrem, Tavilzâde Ahmet Bey, Kalkavanzâde Rıza Kaptan, Tavilzâde Mustafa Efendi, Sadıkzâde Ruşen Efendi, Sadıkzâde Hüseyin Efendi, Sadıkzâde Fehmi Efendi, Sadıkzâde Arslan Nazım, Velizâde Dursun Efendi, Velizâde Mustafa Faik Efendi, Kırzâde Şevki, Şevki Kaptan (Pırlant), Kalkavanzade Şükre Reis, Kakavanzâde Rasim Kaptan,

Sulh vapuru 1939’da Giresun’da. Kaynak- Abdullah Tirali arşivi.
1871 inşa “Sulh”un ilk adı “Faithful” du. Lloyd’s Register kayıtlarında 818 grt. olarak verilmekte ise de sonraki yıllarda 923 grt. olarak değişiklik göstermektedir. Bu farklılık gemide yapılan ve o yıllarda çok olağan görülen tadilatlardan ileri gelmektedir. 1930’da Kalkavanzâde Rıza ve Mahdumu İsmail Vapur Şirketi’ne satıldı ve “Soulh-Sulh” adı verildi. 1931’de Velizâde Mustafa Faik Bey’e satıldı ve gemiye “İktisat” adı verildi. 1933’de icra yoluyla satış sonucu Kalkavanzâde Rıza ve Mahdumu İsmail Vapur Şirketi’ne geri satıldı ve yeniden “Sulh” adı verildi. 1934’de hurdaya çıkartıldı. Kalafatyeri’nde söküldü.
Velizâde Mustafa Faik birzamanlar Türk Milli Vapurcular Birliği’nin çok önemli üyesi ve yönetim kurulu üyesi iken sahibi olduğu “İktisat” vapurunu iflas yoluyla kaybedecek, yine sahibi olduğu “Sami” posta vapuru 1933’de borçlarına karşılık Tahsin, Zeki, Cemile Hanım ve Ahmet Hamdi’ye satılacak ve deniz ticaret sahnesinden çekilecektir.
Velizâde Mustafa Faik vefatı olan 1950 yılına kadar ticaret yaparak hayatını sürdürmüştür. Dursun Velioğlu’nun oğluydu. 8 Nisan 1952 Salı günü vefat etti. Cenazesi 9 Nisan 1952 Çarşamba günü Kadıköy Osmanağa Camii’nde kılınan öğle namazını müteakiben Sahrayı Cedit mezarlığında defnedildi.
Sürmene’li Hacı Yakupzâde Ahmet Hafız Hasan ve Basri Kaptan
Hacı Yakupzâde Ahmet Hafız Hasan ve Basri Kaptan’ın ortaklaşa sahibi oldukları “Gebze” isimli gemi 1880 R. Thompson & Sons Co., Sunderland inşa 867 grt’lik bir posta vapuruydu.
Ahmet Hafız Hasan, Sürmene’li Hacı Yakupzâde Süleyman’ın akrabasıdır. İlk adı “San Fernando” olan Stephenson Clarke, Londra firması adına inşa edilmiş genel yük ve yolcu vapurunu 1930’da Hacı Yakupzâde Ahmet ve Basri Kaptan ortaklığı olarak satın almış ve “Gebze” adı verilmiştir.
“Gebze” Bartın’dan İstanbul’a seyrederken 30 Ekim 1935 gecesi Anadolu Kavağı Burnu 8 mil açığında Karaburun Kirazali mevkiinde karaya düşerek parçalanmıştır.
Mustafa Cemal Bey – Mehmet Kasım Başak
İlk kuşak Türk armatörlerinin sahiplendikleri gemilerin çok yaşlı oluşu yanında, birbirlerinden devralmaları son derece yaygındır ve bu örnekler eser incelendikçe görülecektir. Bu örneklerden biri de 133 yaşında hurdaya giden ve son sahibi Yağcı Denizcilik olan ilk adıyla Honfleur” isimli gemidir.
“Honfleur” 1873 yılında Aitken & Mansel Whiteinch Tersanesi’nde 68 Kızak numarasıyla inşa edildi. 474 grt. olan gemi 19 Kasım 1873 Çarşamba günü London & South Western Railway Co. adına denize indirildi. 2 genişlemeli 110 nhp güç üreten buhar makineliydi.
1925’de İhsan Bey satın aldı ve “İhsaniye” adı verildi.
1926’da Mustafa Cemal Bey satın aldı ve “Aidin” adı verildi.1928’de adı “Aydın” olarak yenilendi. 1933’de Muratzâde Mehmet Nedim Bey satın aldı ve “Cihat” adı verildi. 1936’da Sulzer makinesi monte edildi. 1938’de Mehmet Kasım Başak satın aldı ve “Demirhisar” adı verildi.
1986’da Rahmi Yağcı satın aldı “Rahmi Kaptan” adı verildi. 2006 yılında hurdaya çıkartıldı.
Hacı Ahmet Kıroğlu
Kırzâde ailesinden olan Hacı Ahmet Kıroğlu armatör olarak denizcilik geleneğini sürdüren bir Kırzâde akrabasıdır. Geçirdiği bir trafik kazası neticesi vefat etmiş ve cenazesi 22 Ağustos 1962 günü Teşvikiye camiinde kılınan ikindi namazını müteakip Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği’nde defnedilmiştir.
Hacı Ahmet Kıroğlu (Kırzâde)’nin eşi Faika Kıroğlu ve çocukları Ruhi ve Suphi, kızı Hıfziye (Subaşı) idi. Akrabalıkları ise şöyle açıklanmıştır; Serap Kayalar, Sevgi Oltulu, Oral Zaloğlu’nun kayınpederiydi. Şevket Subaşı’nın eniştesi, Emin Kayalıbay’ın dayısı oluyordu.
Hurdalık gemiler
Yokluklar içersinden gelen armatörlerin sahip oldukları gemiler, hep Kalafat Yeri’nde devrin imkanları neler ise onarıldıkları ölçüde denizde durabilen çok yaşlı ve yorgun gemilerdi. Neticede Vapurculuk Türk Anonim Şirketi 28 nisan 1934 tarihinde Haliç’te Ayakapı’ya kıçtankara bağladığı bir gurup gemiyi satışa çıkartmak zorunda kalmıştır. Gazetelerde “Satılık Vapurlar” ilanıyla satışa çıkartılan vapurlar; Yeni Dünya, İzmit, Feyyaz, Mudanya Zaferi, ve İzmir Yolu postasını yapmakta olan Güzel Bandırma vapurudur. (Kaynak: Şevki Avcı – “Yetmiş Beş Yıllık Özlem”, 8 Haziran 1989, Cumhuriyet ve 28 Nisan 1934, Akşam ve Cumhuriyet Gazetesi). Bu vapurlar kapalı zarf usulüyle satışa çıkartılmışlardır ve ihale 10 Mayıs 1934 günü şirketin Liman Han’daki adresinde Saat 10’da yapılmıştır.
8 Haziran 1936 Pazartesi günü Armatör Kıroğlu (Kırzâde) Şevki’nin kardeşi müptela olduğu hastalıktan kurtulamayarak vefat etmiştir. Cenazesi 9 Haziran 1936 Salı günü Beşiktaş Çarşıiçi’ndeki Haşim Bey Apartmanı’ndan Saat 11’de alınarak Ortaköy Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip Edirnekapı Şehitliği’nde defnedilmiştir.
Kırzâde Apartımanı icra yoluyla satılıyor
Kırzâdelerin Sirkeci’deki Kırzâde Han gibi, Beyoğlu’nda ve Tozkoparan’da mülkleri olduğu görülmektedir. Yine Kuruçeşme’de bir sokağa ilk yerleştikleri semt olması nedeniyle Kırzâde Sokağı adı verilmiştir. Devrinde gayet itibarlı ve varlıklı bir aile olmalarına karşın 17 Haziran 1939 tarihli bir ilan hayli şaşırtıcı olmaktadır.
Adnan Dede
Aza Kayıt Defteri’nde kimliği hakkında babasının “Armatör Sırrı Dede” olduğu yazılıdır.
Türk Armatörleri Birliği’nin 14 Temmuz 1946 günü yapılan toplantısında 129.cu üye olarak kaydedilmiş ve 13 Eylül 1949 tarihli kararla Yönetim Kurulu Yedek üyesi seçilmiştir. Birliğe katıldığı süreçte “Kutlu” isimli geminin armatörü bulunuyordu.
Trabzon’lu Dedezâde Mehmet Sırrı Bey
Bir zamanlar Türk bayraklı ticaret gemilerinin çok yaşlı gemilerden oluştuğuna bir örnek Sırrı Dede’ye ait “Kutlu” vapurudur.
1933 Lloyd’s Register of Shipping yıllığında kayıtlı olan “Kutlu” Vapuru 1882 Dundee, Pearce Bros. İnşa 628 grt. ve 450 nrt. demir gövdeli genelyük ve yolcu vapuru idi. İlk adı “ Ayrshire” olup, “Bakourani”,”Sophia”, “Symeon”, ve “Kassos” isimleriyle değişik armatörler tarafından sahiplenilmiştir. 2 Genişlemeli 89 nhp güç üreten ana buhar makinesi Pearce Bros, Dundee yapımı idi.
Armatör Hacı Sırrı Dede 21 Mart 1948 günü vefat etmiş ve cenazesi Beyoğlu Ağacami’den kaldırılmıştır. Oğullarının her sene mart ayında Ayni Camii’nde veya Taksim Kazancı Camii’nde Mevlidi Nevebi okuttukları görülmektedir. Trabzonlu Dedezâde Şükrü Efendi’nin oğluydu. Ev adresi Cihangir’de Sormagir Sokak Manço Palas No.75’di. Cenazesi 22 Mart 1948 Pazartesi günü Saat 11.00’de evinden alınarak Beyazıt Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip Edirnekapı Şehitliği’ne defnedilmiştir.

İstanbul Defterdarlığı’nın “Kutlu Vapuru” nun satışına dair ilanı Mayıs 1938 tarihli gazetelerde yer almıştır. Bu ilanlarda Kutlu Vapuru’nun birikmiş vergi borçlarından dolayı 15 Haziran 1938 Çarşamba günü Saat 14.00’de yirmi gün müddetle müzayede yoluyla satışa arz edildiği duyurulmaktadır.
Bir zamanlar Türk bayraklı ticaret gemilerinin çok yaşlı gemilerden oluştuğuna bir örnek Sırrı Dede’ye ait “Kutlu” vapurudur. İlk adı “Ayrshire” idi ve 12 Ağustos 1882’de Dundee, Pearce Brothers Tersanesi’nde inşaatı olan bu vapuru 1930’da İstanbul’dan Dedezâde Mehmed Sırrı Bey satın aldı ve “Kutlu” adı verildi. Bu tarihte 48 yaşında bir gemi idi.

1945’de 1882’de monte edilen 63 senelik ana buhar makinesi halen çalışmaktaydı.17 Aralık 1957 gecesi Bodrum yakınlarında Çatal Adası kayalıklarına bindirdi ve battı. Tam kayıp sayıldı.
Battığı tarihte 75 yaşında bir gemi idi!
Nadire Cenani Ercan
Türk Armatörleri Birliği’nin Aza Kayıt Defteri’nde fotoğrafından ve isminden başka hiçbir bilgi yazılı değildir. 167 No.’lu üye olarak kaydedildiğine göre, 1953 yılı sonrası olmalıdır.
Nadire Cenani Ercan’ın İstiklâl Savaşı Gazisi babası Salih Cenani Ercan 7 Ekim 1984’de vefat etmiş ve cenazesi 8 Ekim 1984 günü Üsküdar Selimiye Camii’nde kılınan öğle namazını müteakiben Nakkaştepe Mezarlığında defnedilmiştir. Bir devrin ünlü sanayicilerinden Tevfik Cenani Ercan’ın eşi idi. Başlangıç yıllarında Çengelköy’deki evlerinde ikamet eden Nadire Cenani Ercan ve eşi Tevfik Cenani Ercan’a İnhisarlar Umum Müdürlüğü’ndeki bir anlaşmazlıktan dolayı Beyoğlu Dördüncü Noteri vasıtasıyla bir hatırlatma gönderildiği 7 Aralık 1938 tarihli Akşam’deki ilanda yer almaktadır.
7 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi’nde yeralan İnhisarlar Umum Müdürlüğü ihtarname içerikli ilanında; “Boğaziçi Çengelköyü’ndeki hanelerinde ikamet eden Bayan Nadire Ercan ve zevci ve kefili Bay Tevfik Cenani Ercan, umumi vekil bulunduğu İnhisarlar Umum Müdürlüğü’nden kendilerine yazılarn 13 Ağustos 1938 tarihli ve 1707 sayılı mektupta yazılı olan ve 64992 kilo incirin bedeli olan 3022 lira ve 12 kuruş ile memur ücret ve yevmiyesi olarak itasını kabul ve taahhüt ettilekleri 151 lira ve 4 kuruş ki ceman 3173 lira ve 16 kuruş borçlarını bugüne kadar müvekkilim idareye tediye etmemiş olduklarından resmî ihtarname keşidesine ve vecibelerini (sorumluluklarını) ifaya resmen davete mecburiyet hasıl olmuştur..İnhisarlar umum Müdürlüğü Vekili Avukat Faruk Dereli- Galata’da Sigorta Hanı’nda” denilmekte.
Burgaz eşrafından merhum fabrikatör Tevfik Cenani Ercan’ın hatırasını yâd etmek için eşi Bayan Nadire Ercan Çelgelköy Talimhane’deki 50 dönümlük arsasını Bulgaristan göçmenlerine mahalle kurması kaydı ile hibe etmiş ve bu durum Cumhuriyet Hükümeti’nce memnuniyetle karşılanmıştır. Vali ve Belediye Başkanı Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay ve Kaymakam Ahmet Tekellioğlu zamanında bu arazi üzerinde 30 göçmen evi inşa ettirilerek göçmen ailelere tahsis edilmiştir. (29 Ekim 1951) Nadire Ercan’ın yaptığı bağış sayesinde buraya aileler yerleşmiştir. Bahçelievler mahallesi ismini bunların yaptığı evlerden almaktadır.
Nadire Ercan, Hasan Vehpi Ceritoğlu ve Fatma Aysel Ceritoğlu’nun kızı, Hatice Muazzez Ercan ve İbrahim Hakkı Ercan’ın gelini idi.
Bir dönemin en renkli ve güçlü işadamlarından olan eşi Tevfik Ercan, İsviçre’nin Lozan Üniversitesi’nde ekonomi okumuş ve 1946’da iş hayatına başlamıştı. 1966’da İstanbul Topkapı’da MAN Kamyon ve Otobüs fabrikasını, daha sonra Yeşilköy’de İstanbul’un ilk üç otelinden biri Çınar Otel’i kurdu. Yatırımlarını; Akip Tekstil, Mahle Piston gibi kuruluşlarını, Meges Boya ve çimento fabrikaları izledi. 1973’te Ercan Holding’i kurdu. 1980’lerin sonunda yatırımları krize giren Tevfik Ercan, 39 şirket ve 13 bin çalışanı olan bir grubun başkanı idi.
17 Haziran 2004 tarihinde 85 yaşında vefat eden Ercan Holding’in Onursal Başkanı Tevfik Ercan’ın cenazesi, 18 Haziran 2004 günü Teşvikiye Camii’nde kılınan öğlen namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Azize Arkan
Hüseyin kızı 1326 – 1910 Hanya doğumlu Azize Arkan Türk Armatörleri Birliği’ne 4 Nisan 1956 tarihli toplantısında 187.cü üye olarak kaydedilmiştir. Birliğe katıldığı süreçte “Yener” isimli kosterin armatörü bulunuyordu. İstanbul tüccarlarından Ali Galip Arkan’ın eşiydi.
Kızları Fatma Beyhan Erus ve damadı İstanbul tüccarlarından ve Galatasaray Lisesi 1941 mezunlarından Suha Erus idi. Torunları ve gelinleri; Ragıp Erus -Güzbiz Erus; Sedat-İpek Erus idi.
Kızı Fatma Beyhan Erus 12 Mart 2015 gün vefat etti. Cenazesi 13 Mart 2015 günü öğle namazını müteakip Yeşilyurt Camii’nden kaldırılarak Feriköy aile mezarlığından sonsuzluğa uğurlandı.
Ali Galip Arkan- Azize Arkan ‘ın armatörlük bağlantılı Yazıhane adresi: Necatibey Cd. Kaini Han No. 3/2 Galata/ Karaköy idi. Ev adresi: Yeşilyurt Üçüncü Cd. No. 18/4 Yeşilköy, Tel: 738958 idi.
Eşi Ali Ferhan Arkan 11.Dönem Cumhuriyet Halk Partisi Çankırı Milletvekili olarak da görev yapmıştır. Babası Akif, Annesi Sıdıka idi. Siyasal Bilgiler Okulu’ndan mezun oldu ve okulda güçlü Fransızca öğrenimi edindi. Meslek yaşamında Maliye Hesap Uzmanlığı Muavini, Maliye Vekâleti Hesap Uzmanı, İstanbul Defterdarlığı Hesap Mütehassısı, Serbest Hesap Uzmanı ve Mali Müşavir olarak çalıştı ve XI. Dönem Çankırı Milletvekili seçildi. 30 Nisan 2010 tarihinde vefat etmiştir.
Hasan Vehpi Ceritoğlu ve Fatma Aysel Ceritoğlu’nun kızı, Hatice Muazzez Ercan ve İbrahim Hakkı Ercan’ın gelini,Cihat Ceritoğlu’nın kardeşi, Tayyibe Nedret Butler’ın yengesi, Zeynep Miray Ercan ve Atakan Tevik Ercan’ın babaannesi, Bihtar Ercan’ın kayınvaddesi, İbrahim Hakkı Ercan’ın annesi ve Tevfik Cenani Ercan’ın eşi idi.
Neyran Neyyire Ercan 22 Mayıs 2020 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuştu. Cenazesi 23 Mayıs 2020 günü Teşkiye Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip Zincirlikuyu aile kabristanında sonsuzluğa uğurlandı.
Torunlarından Ragıp Erus ve eşi Gülbiz Erus 3 Ağustos 1988 gecesi meydana gelen bir trafik kazasından vefat ettiler. Gazetelerdeki bu kaza şöyle haber verilmişti; “ Haliç’te önceki gece meydana gelen trafik kazasında, organizatör Egemen Bostancı’nın yeğeni reklamcı Ragıp Erus (36) ile eşi Gülbiz Erus (32) yaşamını yitirdi. Yakınlarının verdiği bir yemekten dönen Erus ailesi evlerine gitmek üzere 34 FS 196 plakalı taksiye bindiler. Hasan Yıldırım’ın kullandığı araç önceki gece saat 01.15 sıralarında E5 karayolundan Topkapı’ya doğru giderken Haliç Köprüsü’ne girdıkleri bir sırada hatalı bir sollama yaptı. Bu arada, öniindeki araca çarpmamak için yavaşlayan taksiye arkadan gelen 490 QY 84 plakalı yabancı bir otobüs çarptı. Kazada, reklamcı olduğu bildirilen Egemen Bostancı’nın yeğeni Ragıp Erus ile eşi Gülbiz Erus Cerrahpaşa Hastanesi’ne kaldırılmak istenirken yolda yaşamlarını yitirdiler. “
Osman Öndeş
The post Cumhuriyet yıllarının ilk armatörleri appeared first on Denizcilik Dergisi.
DENIZCILIK DERGISI – Haber Linkine Gitmek İçin Tıklayın !
DemirHindi
10 Mart 2025 – 19:39