Hem üretimi finanse etmekte hem de müşteri bulmakta zorlanıyoruz
KDV muafiyetinin kaldırılması bizim bütün üretim maliyetimizi yüzde 20 artırdı diyen Yurttaş, “Farklı bir ifadeyle üretim kapasitemizi yüzde 20 düşürdü de diyebilirim. Eğer bir markaya sahipseniz sadece müşterinin istediğine göre tekne üretmiyorsunuz. Kendi stoğunuza da tekne üretiyorsunuz ve bunu kendiniz finanse ediyorsunuz. Zaten finanse ettiğimiz bankalardaki faiz oranları anormal ve finansa ulaşmak çok zor. Bir de KDV yükü işin içine girdiğinde otomatikman yüzde 20 düşüş yaşanıyor, daha da zorlanıyorsunuz. Hem üretimi finanse etmekte hem de müşteri bulmakta güçlük çekiyorsunuz” dedi.
Ülkenin geneline zararı var
Bu durumun sektördeki rekabeti de bozacağını söyleyen Yurttaş, “Tabii ki zorlanma olacak. Günün sonunda yerli üreticiler olarak bütün Avrupa markalarıyla mücadele ediyoruz. Herkesin kafasına kazınmış markalar konusunda algıyı değiştirmeye çalışıyoruz. Bunu değiştirmenin yolu da kendini kanıtlamaktır. Kendini kanıtlamanın yolu da suda yüzen tekne adedini artırmaktır. Sonuç olarak bu KDV istisnasının kaldırılması da bizim üretim hacmimizi azaltıyor. Biz daha zor büyüyeceğiz. Daha çok zamana ihtiyacımız olacak. Büyük olasılıkla küçük üreticiler daha az üretecek. Daha az üretince daha az kişi çalıştıracak. Daha az istihdam olacak. Ülkenin geneline zararı olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Hazıra üretimi azaltmak zorunda kaldık
Bu düzenlemenin firmalar üzerindeki etkisini de değerlendiren Yurttaş, “Fiyat stratejisinde bir değişiklik yapmıyoruz. Sadece hazıra olan üretim adedimizi düşürüyoruz. Müşteri siparişi aldığınızı teknede artı KDV olarak fiyatlandırıyorsunuz. Bizim mutlaka hazırla ilerlememiz gerekiyor. Hazıra 1-2 tekne yapmamız lazım. Bize üretim zorluğu yaşatıyor. Zaten finansmana ulaşmak çok zor, durum böyle olunca bizi de zorluyor. Biz KDV istisnasını geri istiyoruz. Bu bütün üreticiler için bulunmaz bir şans. Bizi finansal olarak rahatlattığı için KDV’yi sonradan mahsuplaşma, otomatikman elimizi rahatlıyor. Bir üretecekken iki üretebiliyoruz. Adeti artırmak firmaların gelişmesine, büyümesine ve dünyaya açılmasına katkı sağlıyor” vurgusunu yaptı.
Gün sonunda KDV’yi son kullanıcı ödüyor
Bu değişikliğin son kullanıcıyı da olumsuz etkilediğini belirten Yurttaş, “Yaptığınız teknede son kullanıcı en sonunda yüzde 20 KDV ödüyor. Bu zaten hem yerlide hem de yabancıda vardı. Bu son kullanıcıyı olumsuz etkileyen bir durum oldu. Bizim üretim maliyetimizin artmasından kaynaklanan maliyeti son kullanıcıya yansıtamıyoruz. Sorun orada. Sadece Türk üreticilere zarar veriyor. Bildiğim kadarıyla ihracat olduğunda 24 metre altına da KDV istisnası alabiliyorsunuz. 24 üzerindeki projeleri de alabiliyorsunuz. Bütün küçük üreticiler zarar ediyor. Biz üretmek istediğimiz adete çıkamadığımız, KDV’yi de finanse etmemiz gerektiği için etkileniyoruz. Bizim adetlerimiz küçük kaldıkça zaten hali hazırda fazla üretim yapan yabancı firmalar, üzerimize çıkmaya devam edecekler” dedi.
Dünyada ha çok Türk markaları görmek istiyoruz
Özellikle daha büyük boylarda hazır üretim yapan çok değerli markalarımız var diyen Yurttaş, “Aslında ülkemizin oluşmuş markaları bulunuyor. Bunlar çok uzun yıllar tecrübelerini aktarıp günün sonunda uygun bir boy bulup dünya pazarına açılmışlar. Bu markaların Türkiye pazarında çok büyüyebileceğini düşünmüyorum. Onlar da zaten dünyaya açıldığı için bizim için öncü firmalar. Onların dünyadaki başarılarını gururla izliyoruz. Bir Türk markasının dünyada teknesini görünce mutlu oluyoruz. Biz şu an hacmimizden dolayı Türkiye’deyiz. Elbette amacımız dünyaya açılmak. Türk markasını yabancılara tanıtacağız diye bu firmayı kurduk. Hedefimiz yurt dışı ama şu anki şartlardan dolayı yurt içinde kaldık” ifadesini kullandı.
Tekne bağlama alanlarının artması gerekiyor
Tekne bağlama alanları ve marinalar konusunda da görüşlerini aktaran Yurttaş, “Bağlama alanlarının az olması sektörü son derece olumsuz etkiliyor. Tekne otomobil gibi alıp kaldırımın kenarına park ettiğiniz bir araç değil. Türkiye’deki teknelerin bağlama problemi ciddi noktalarda. Tabii ki çok tekne az park yeri olduğu için marina fiyatları da artmış durumda. İnsanlar marina parasından korktuğu için tekne almıyor. Bu herkesi etkiliyor. İnsanların daha kolay ulaşabildiği 6, 8, 10 metrelik tekneler var. Marinalara gidip 10 metrelik teknem var dediğinizde sizi hemen almıyorlar. Marinalar zaten tam kapasite çalışıyor. Artık öyle bir hale geldi ki insanlar teknesini satarken marinadaki yerini de satmaya başladı. Marina sayısının artması şart. Belli bir boyun altındaki tekneler römork arkasında gidebiliyor. Aslında bunun başka bir yöntemi de römorktan denize tekne atma rampalarının çoğaltılması olabilir. Tıpkı karavanlar gibi belli parka alanlarının da yapılmasının fayda sağlayacağını düşünüyorum. Mutlaka tekne bağlama yerlerinin artırılması lazım. Küçük boy tekneler için daha ekonomik çözümler bulunabilir. Bu sayılar artarsa diğer taraftaki fiyatlar da doğal olarak düşecektir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ
7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
1 Nisan 2025 – 10:54