Bugün İsviçre’de yayınlanan Neue Züricher Zeitung gazetesinde Gerald Kurth imzalı habere göre Yunanistan, önümüzdeki on iki yıl içinde savunma kapasitesini artırmak için 28 milyar avroluk büyük bir silahlanma planı yürürlüğe koyuyor.
Planın merkezinde, İsrail’in Iron Dome sisteminden esinlenen “Aşil’in Kalkanı” adlı hava savunma sistemi ve ABD’den alınacak 20 adet F-35 savaş uçağı bulunuyor. Bu hamle, AB’nin “ReArm Europe” adlı 800 milyar avroluk savunma girişimiyle örtüşse de, Yunanistan’ın asıl hedefi Türkiye. Atina, Türkiye’yi doğrudan tehdit olarak konumlandırırken, iş birliği yaptığı ülkeler arasında ABD, Fransa ve İsrail öne çıkıyor. Yunanistan, sadece dışa bağımlı kalmak istemiyor; savunma sanayiinin %25’lik payla üretim sürecine katılması hedefleniyor.
Görünen o ki Atina abartılı Rusya ve Türkiye tehditleri yaklaşımıyla Thucydides tuzağına düşmüş durumda. Bu durum Amerikan ve Avrupa savunma endüstrileri için muazzam fırsatlar sunarken Yunan vatandaşlarını yeni kemer sıkma sürecine itiyor.
Bu arada söz konusu gelişmenin Dedeağaç merkezli Europe Defender 2025 tatbikatı ile denk düşmesi tesadüf değil. ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı (USEUCOM) tarafından ve ABD’nin ortakları ve NATO müttefiki 29 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen bu tatbikatı sadece Rusya’ya karşı bir hazırlık olarak görmek saflık olur. Bu tatbikat NATO tatbikatı değil. Zaten sınırımızda böyle bir tatbikatın yapılmasına NATO karargahında çalışan hiç bir Türk subayı ve diplomatı onay vermezdi.
Dedeağaç ve Yunanistan üzerinden Türkiye’ye verilen mesaj çok net: Ankara Yunanistan ile Ege ve Doğu Akdeniz’de Türk jeopolitiği için kapışırsa karşında sadece Atina’yı değil kolektif batıyı bulur. Kısacası ABD ve AB 100 yıl önceki gibi Yunanistan’ı batının kullanışlı ucuz kanı ve vekili olarak Türklerin karşısına sürerek hem savunma harcamalarını artırıyor hem de batıya finansal baskılarla başta Suriye’de ve içerde boyun eğmiş iktidara askeri hazırlıklarla mesaj veriyor.
Yunanistan kullanılarak Türklerin denizden karaya itilmesi, Kıbrıs’tan vaz geçmesi ve Suriye’de kukla Kürdistan kurulmasına itiraz etmemesi hedefleniyor. İktidarın bu hedeflere göstereceği direnç Suriye ve ülkemizde son yaşananlar paralelinde çok da umut verici görünmüyor. Ülkemiz çok zor bir sınav dönemine giriyor. ABD Dışişleri Bakanı Rubio dün Senato’da Suriye’nin parçalanma ve iç savaş ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi. Bu süreçte Türkiye’nin rolü maalesef yadsınamaz. ABD desteğindeki İsrail’in saldırganlığı sınır tanımazken aramızdaki tampon devlet Suriye’nin dağılmasını adeta teşvik ettik. Şimdi güneyde bir bataklık gelişirken kuzeyde Yunanistan aşırı silahlandırılarak Türkiye iki cephede askeri hazırlığa zorlanıyor.
üm bu gelişmeler yaşanırken Türkiye AB savunması için anahtar ülke söylemine kapılanları anlamak mümkün değil. ABD ve AB, emperyalizme meydan okuyarak, emperyalizme rağmen kurulmuş Türkiye Cumhuriyetini asla gerçek dost ve müttefiki olarak görmez. Kullanışlı olduğu kadar destekler. Bu kapsamda Türkiye NATO içinde kaldığı sürece jeopolitik sorunlarının hiç birini çözemez.
Cem Gürdeniz
Bugün İsviçre’de yayınlanan Neue Züricher Zeitung gazetesinde Gerald Kurth imzalı habere göre Yunanistan, önümüzdeki on iki yıl içinde savunma kapasitesini artırmak için 28 milyar avroluk büyük bir silahlanma planı yürürlüğe koyuyor.
Planın merkezinde, İsrail’in Iron Dome… pic.twitter.com/pdMDRiGflZ— Cem GÜRDENİZ (@cemgurdeniznet) May 21, 2025