Avrupa Birliği (AB), Karadeniz bölgesi için deniz güvenliği ve bağlantısını ön plana çıkaran Karadeniz Deniz Güvenliği Stratejisi’ni açıkladı. Strateji, deniz güvenliğini güçlendirmeyi, kritik altyapıyı korumayı ve mayın temizleme operasyonları konusunda bölgesel işbirliğini artırmayı amaçlayan özel bir Karadeniz Deniz Güvenliği Merkezi’ni hayata geçiriyor.

AB Başkanı Ursula von der Leyen konuyla ilgili açıklama yaptı. Leyen, “Avrupa Birliği’nin aktif bir rol üstlenmesi, özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı saldırı savaşı nedeniyle Karadeniz bölgesinde güvenlik ve barışın ilerletilmesinde hayati önem taşımaktadır” dedi.

Bu girişim, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin bölgeyi ciddi şekilde istikrarsızlaştırdığı ve güvenliği Soğuk Savaş’tan bu yana en düşük noktasına getirdiği kritik bir zamanda gerçekleştiriliyor. Avrupa, Güney Kafkasya, Orta Asya ve Akdeniz’i birbirine bağlayan önemli bir geçit olarak Karadeniz’in stratejik önemi, bölgenin istikrarını uluslararası ticaret, gıda güvenliği ve enerji güvenliği açısından hayati öneme sahip kılıyor.

Rusya’nın Boyko Towers petrol platformuna yapılan insansız hava aracı saldırısı ve Ukrayna limanlarına yapılan saldırılar da dahil olmak üzere son dönemde meydana gelen bir dizi olay oldukça değişken bir ortam yarattı. Güvenlik analistleri Karadeniz’de deniz taşımacılığına yönelik saldırıların artma ihtimalini %70-80 olarak değerlendirirken, deniz mayınları ve GPS parazitlerinden kaynaklanan tehditlerin de arttığını belirtiyor.

AB stratejisi, AB kurumlarını, üye devletleri ve Avrupa finans kuruluşlarını eşgüdümlü bir çabayla bir araya getiren Küresel Geçit Stratejisi aracılığıyla yatırımları harekete geçirmeyi amaçlıyor. Girişimin kilit ortakları arasında Ukrayna, Moldova Cumhuriyeti, Gürcistan, Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan yer alıyor.

Karadeniz bölgesini Avrupa’yı Orta Asya’ya bağlayan hayati bir koridor haline getirmek için ulaşım, enerji ve dijital ağların geliştirilmesine özellikle odaklanılacak. Strateji aynı zamanda savaşa bağlı çevresel hasar ve iklim değişikliği riskleri de dahil olmak üzere çevresel kaygıları da ele alıyor.

Girişim, 2007 yılında oluşturulan mevcut Karadeniz Sinerji çerçevesi üzerine inşa edilecek ve Karadeniz için Ortak Denizcilik Gündemini tamamlayacak.