Denizcilerden çatışma bölgeleri için ‘savaş statüsü’ talebi

Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF), Ortak Müzakere Grubu (JNG) tarafından temsil edilen işverenlere, Hürmüz Boğazı, Umman Körfezi ve İsrail sularından geçiş yapan denizcilerin karşı karşıya oldukları tehlikeler konusundaki endişelerini dile getirdiğini açıkladı.

Bu üç bölgenin ‘Savaş Benzeri Operasyon Alanı’ olarak ilan edilmesi, denizcilere bu bölgelere girmeyi reddetme ve ceza almadan ülkelerine geri gönderilme seçeneği sunacak. Bu bölgelerden transit geçiş yapan denizciler için risk ödemesine erişimleri olacak.

ITF ve JNG’den oluşan Uluslararası Pazarlık Forumu (IBF), Yemen’deki Husilerin bölgedeki ticari deniz taşımacılığına yönelik saldırılarına yanıt olarak, Mart 2024’te Güney Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ni Savaş Benzeri Operasyon Alanı olarak ilan etti.

ITF Denizciler Bölümü Başkanı David Heindel, “Denizcilerden en istikrarsız ve militarize bölgelerden birinde faaliyet göstermeleri isteniyor. Amacımız basit: Riskler konusunda bilgilendirilmelerini, uygun korumalarla desteklenmelerini ve kendilerini koruma hakkına sahip olmalarını sağlamak.”

Haziran ayında iki ülke arasında yaşanan 12 günlük savaşın ardından İran ve İsrail arasında ateşkes sağlanmış olsa da, her iki ülkenin çevresindeki sularda gerilim ve güvenlik tehditleri artmaya devam ediyor. İran’ın ateşkes öncesinde Hürmüz Boğazı’na mayın döşeyerek kilit nakliye yolunu kapatmaya hazırlandığı bildirilmişti.

“Askeri faaliyetlerde yadsınamaz bir artış var” diyen Heindel sözlerini şöyle sürdürdü: “Umman Körfezi ve Hürmüz Boğazı’nda birçok ülkenin deniz kuvvetleri düzenli olarak yığınak yapıyor. Drone saldırıları, gemilere el konulması ve ticari gemiciliğin karıştığı silahlı çatışmalar artık münferit olaylar değil, giderek daha tehlikeli hale gelen bir modelin parçası.”

ITF, bölgedeki suların büyük sigorta şirketleri tarafından savaş riski taşıyan bölgeler olarak sınıflandırıldığını ve bunun da tehdidin ne kadar ciddi olduğunu gösterdiğini belirtti.

ITF Denizciler Bölümü Başkan Yardımcısı Mark Dickinson şunları kaydetti: “Büyük denizcilik sigortacılarının bu suları halihazırda savaş riski taşıyan bölgeler olarak listelemiş olmaları manidardır. Yaptıkları değerlendirmeler spekülasyonlara değil, güvenlik istihbaratına dayanmaktadır. Sigortacılar tehdidin farkındaysa armatörler de farkında olmalıdır. Ve dürüst olalım: eğer bölge gerçekten tehlikeli olmasaydı, büyük ve sürekli bir askeri varlık, silahlı gemiler ve donanma konvoyları olmazdı. Çelişki çok açık.”

Bu bölgelerden transit geçen ticari gemilerin çapraz ateşe yakalanma riski giderek artıyor.

Hırvatistan Denizciler Sendikası Başkanı Neven Melven, “Doğrudan mürettebattan ve nakliye şirketlerinden ticari gemilerin hedef haline geldiğini duyduk. İsrail limanlarının yakınlarında ve kilit nakliye yolları boyunca füzelerin ve insansız hava araçlarının kullanılması, modern çatışmanın asimetrik doğasını yansıtıyor ve sivil denizcileri risk altına sokuyor” diye konuştu.

Gemiciliğin bir çatışmada ikincil hasar haline gelmesine yönelik doğrudan askeri tehdidin ötesinde, Hürmüz Boğazı’nda seyrüsefer için tehlike yaratan GPS karıştırma yoluyla elektronik müdahalede keskin bir artış olduğuna dair uyarılar da yapıldı.

ITF işverenlerle diyaloğu sürdürmeye hazır olduğunu belirtti ancak güvenliğin her şeyden önce geldiğini vurguladı.

Dickinson, “Bu bölgelerin Savaş Benzeri Operasyon Alanları – ya da en azından Yüksek Riskli Alanlar olarak ilan edilmesi, denizcilere herhangi bir tepki olmaksızın ‘hayır’ deme hakkını vermektedir. İşverenlerin ortak sorumluluk ruhu içinde tutumlarını yeniden gözden geçirmelerini umuyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: seatrade-maritime.com

7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
5 Temmuz 2025 – 11:00