Kolombiya’nın başkenti Bogota’da 16 Temmuz Çarşamba günü Lahey Grubu 30 ülkenin temsilcisi toplandı. İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma varan saldırılara karşı Kolombiya ve Güney Afrika hükümetlerinin ortaklaşa düzenledikleri toplantıda İsrail’i kınayan 6 maddelik bildiri kabul edildi.
12 ülke 6 önlemi kendi iç hukuk ve idari sistemleri aracılığıyla hemen uygulamaya koymayı taahhüt etti. Diğer ülkelerin de kendilerine katılması için 20 Eylül tarihini belirledi.
Bogota’da kabul edilen ortak bildiride alınacak tedbirler şöyle sıralandı:
1-İsrail’e silah, mühimmat, askeri yakıt tedarikini önlemek,
2- İsrail’e silah taşıdığından kuşkulanılan gemilerin herhangi bir limanda transit geçişini, yanaşmasını ve bakımını önlemek,
3- Ülkenin bayrağının İsrail’e askeri malzeme taşıyan gemilerde kullanılmasını önlemek,
4- İsrail’in Filistin’deki işgalini destek olunmasına tüm kamu sözleşmelerinin gözden geçirilmesini sağlamak,
5- Tüm mağdurlara adalet sağlamak, gelecekteki suçları önlemek, hesap verilebilirliği sağlamak amacıyla soruşturma ve kovuşturmalar yoluyla yükümlülüklerini yerine getirmek,
6- İşgal altındaki Filistin’de işlenen uluslararası suçların mağdurlarına adalet için ulusal yargı sistemlerinde uygulanabilir olduğu ölçüde evrensel yargı yetkisini desteklemek.
Dışişleri’nden ‘imza’ açıklaması
Dışişleri Bakanlığı, Lahey Grubu tarafından 15-16 Temmuz’da Kolombiya’da düzenlenen toplantı sonucunda kaleme alınan ortak bildiriye Türkiye’nin imza atmamasına ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada iddiaların asılsız ve dezenformasyon amaçlı olduğu belirtilerek, “Toplantı sonunda yayımlanan ortak bildiride yer alan hususlardan bazıları, ülkemizin uluslararası hukuki yükümlülükleri bakımından kurumlar arası eş güdüm gerektirmektedir. Bu çerçevede, ortak bildiriye katılım öncesinde ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın gerekli hazırlıkları tamamlaması icap etmektedir” denildi.
Dışişleri Bakanlığı’nın cumartesi günü yaptığı açıklama şöyle:
“Lahey Grubu tarafından 15-16 Temmuz 2025 tarihlerinde Bogota’da düzenlenen toplantı sonucunda kaleme alınan ortak bildiriye Türkiye’nin destek vermediği yönündeki iddialar asılsız ve dezenformasyon amaçlıdır.
Bu gibi konularda tecrübe ve bilgi sahibi herkesin bileceği üzere, uluslararası toplantılarda ele alınan kararlara ve ortak bildirilere katılım hususu çoğunlukla belli bir takvime yayılmaktadır. Bogota’daki toplantı sonunda hazırlanan ortak bildiriye ülkeler 20 Eylül 2025 tarihine kadar katılabilmektedirler. Halihazırda, toplantıda hazır bulanan 30 ülkeden sadece 12’si bildiriye katılım bildirmiştir.
Toplantı sonunda yayımlanan ortak bildiride yer alan hususlardan bazıları, ülkemizin uluslararası hukuki yükümlülükleri bakımından kurumlar arası eş güdüm gerektirmektedir. Bu çerçevede, ortak bildiriye katılım öncesinde ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın gerekli hazırlıkları tamamlaması icap etmektedir.
Esasen, ortak bildiride zikredilen tedbirlerin tamamına yakını ülkemiz tarafından halihazırda uygulanmaktadır. Türkiye, bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da Filistinlilerin haklarını koruyan her türlü girişimi en güçlü şekilde destekleyecektir. Türkiye’nin Gazze politikasının eksik bilgiye dayanan, kötü niyetli bir zihniyetle ele alınmamasını tavsiye ediyoruz.”
Bakanlıktan ikinci açıklama
Bakanlık, pazar günü konuya ilişkin bir açıklama daha yayınladı. Açıklamada, “Ülkemizin Filistin politikaları hakkında son günlerde dile getirilen iddialar gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Türkiye’nin Filistinlilere yönelik desteğini siyasi saiklerle karalamayı ve kamuoyunu yanlış yönlendirmeyi hedefleyen bu girişimleri reddediyoruz” denildi.
Açıklamanın devamı şöyle:
“Türkiye, Filistin konusunda hukuk ve adaletten yana, bağımsız bir politika izlemekte; İsrail’in Gazze’de işlediği soykırım suçları karşısında en güçlü tepkiyi vermektedir. İsrailli siyasetçilerin her fırsatta ülkemizi hedef alması, Türkiye’nin izlediği politikanın doğruluğunu kanıtlamaktadır.
Dezenformasyon amaçlı iddiaların aksine, Bogota’da kabul edilen ortak bildiride kayıtlı önerilerin çok ötesinde kararlar ülkemiz tarafından alınmış ve uygulanmaktadır. Türkiye, İsrail’le olan ticaretini 2024 yılı mayıs ayında tamamen kesmiştir. Bu tarihten itibaren İsrail’le herhangi bir ihracat ve ithalat işlemi yapılmamıştır. Bu karar uygulanırken Filistinli kardeşlerimizin mağdur olmaması için gereken tedbirler dikkatle uygulanmıştır.
Türkiye, İsrail’e askeri amaçlı satışların engellenmesi amacıyla da her türlü önlemi almakta, ayrıca uluslararası platformlarda öncü rol oynamaktadır. Nitekim ülkemiz, İsrail’e silah transferinin durdurulmasına yönelik olarak 52 ülkenin desteğiyle BM nezdinde başlatılan girişime öncülük etmiştir.
Madleen isimli geminin durumu da en başından itibaren yakından takip edilmiştir. İsrail’in, gemiye uluslararası sularda yaptığı hukuksuz müdahale uluslararası kamuoyunun gündemine taşınmış ve gemide bulunan vatandaşlarımızın serbest bırakılmasını teminen tüm girişimler yapılmıştır.
Ülkemiz, Gazze’deki Filistinlilerin yerlerinden edilmesini öngören tüm planlara karşı olduğunu her vesileyle sarih bir şekilde dile getirmektedir. Bu çerçevede, Gazze’nin yeniden imarına ilişkin Arap Ligi – İslam İşbirliği Teşkilatı planına desteğini açıklamıştır. Keza, Filistinlilerin sürgün edilmesini amaçlayan planlara karşı yürütülen her türlü çabaya da destek vermiştir.
Dile getirilen asılsız iddiaların aksine, ülkemiz hukuki alanda da Filistin davasının en güçlü savunucularından biridir. Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olan on üç ülkeden biridir. Aynı zamanda, UAD’de devam eden iki ayrı istişari sürece de katkı sunulmuştur. Sayın Ayşenur Ezgi Eygi ve Sayın Rümeysa Öztürk ile ilgili konularda da gerekli hukuki, konsüler ve siyasi destek başından beri sağlanmıştır.
Türkiye, milletimizin vicdanında yer etmiş bu adalet mücadelesi karşısında hiçbir baskı ve karalama kampanyasının etkili olmasına izin vermeyecek; uluslararası hukuk ve insan hakları ilkelerinden ödün vermeden Filistin’in yanında olmaya devam edecektir.”
7DENİZ
7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
21 Temmuz 2025 – 15:30