Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Güllük Mahallesi’nde, ICC Güllük Marina İşletmeciliği tarafından planlanan 260 yat kapasiteli Güllük Yat Limanı Projesi için verilen ÇED olumlu kararına karşı açılan davada bilirkişi keşfi gerçekleştirildi. Muğla 2. İdare Mahkemesi’nin görevlendirdiği altı kişilik bilirkişi heyeti, dün Güllük Limanı’nda saha incelemesi yaptı.

Keşfe yoğun katılım

Harita, ziraat, çevre, biyoloji, hidrojeoloji ve inşaat mühendislerinden oluşan bilirkişi heyeti; hakim, taraf avukatları, davacılar, MUÇEP temsilcileri, çevreciler, Güllük Muhtarı Ali Polat ve yurttaşların katılımıyla Eski Liman İskelesi’nde bir araya geldi. Bodrum’dan da geniş bir destek katılımı gözlendi.

ÇED süreci tartışmalı başladı

Projenin ÇED süreci 16 Mart 2023’te düzenlenen Halkın Katılımı Toplantısı ile başlamış; toplantıda yurttaşlar deniz kirliliği, yoğunluk artışı ve kıyı erişimi kaygılarını dile getirerek projeye karşı çıkmıştı. ÇED başvuru dosyasının eksik olduğu yönündeki itirazlara rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 27 Aralık 2024’te ÇED olumlu kararı vermiş, ardından MUÇEP, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Milas Belediyesi ve Güllük’te yaşayan 20 yurttaş dava açmıştı.

Denizciler : “Körfez için yanlış yer seçimi”

Keşif sırasında değerlendirme yapan denizci ve marina uzmanı Bruno Meier, hem yer seçiminin hem de tasarımın teknik olarak uygun olmadığını belirtti. Meier, kapalı körfez yapısında marina inşasının doğal su sirkülasyonunu zayıflatacağını ifade etti.

Yalçınkaya Balıkçılık sahibi Fazlı Yalçınkaya, körfezin ticari balıkçılık faaliyetleri için önemine dikkat çekerek balıkçı barınağındaki sorunlar çözülmeden marina planlanmasının hatalı olduğunu söyledi.

Kaptan Mehmet Dönmez, Güllük Körfezi’nin doğal akış rejimini vurgulayarak şu uyarıda bulundu :

“Marina dolgu üzerine yapılırsa akşamları karadan denize doğru olan su hareketi kesilir. Birkaç yıl içinde ağır kirlilik yükü oluşur ve burası adeta bir fosseptik çukuruna dönüşür.”

MUÇEP : “Rapor eksik ve yanıltıcı”

MUÇEP temsilcisi Neşe Tuncer, ÇED raporunun eksik ve yanıltıcı bilgiler içerdiğini, kurum görüşlerinin halka açık şekilde sunulmadığını belirtti. Tuncer, Barselona Sözleşmesi kapsamında koruma altındaki posidonia (deniz çayırı) alanlarının uydu görüntülerinde açıkça görüldüğünü söyleyerek projenin körfezin ekolojik yapısına zarar vereceğini ifade etti.

Kültürel endişeler : “Bir yaşam biçimi yok oluyor”

Bodrumlu arkeolog, antropolog ve denizci Timuçin Binder, projenin yerel denizcilik kültürünü tehdit ettiğini söyleyerek şu değerlendirmede bulundu :

“Yat limanları artık yat garajlı AVM’lere dönüşmüş yapılardır. Burada bir halkın yaşam biçimi tasfiye edilmek isteniyor. Ne kadar kararlıysalar, biz de savunmakta o kadar kararlıyız.”

Trafik, gürültü ve güvenlik endişeleri

Davacılardan Özsan Özkan, dalgakıran yapımında kullanılacak malzemeler için bölgede oluşacak ağır vasıta trafiğinin özellikle okul güzergâhlarında çocuk güvenliğini tehlikeye atacağını belirtti. ÇED raporunda bu konuda herhangi bir önlem planlamasının yer almadığını ifade etti.

Mine Gürakan ise marinanın kıyı erişimini ortadan kaldıracağını söyleyerek, “Şu anda sahili kullanabiliyoruz. Marina yapılırsa burası kamusal bir alan olmaktan çıkacak” dedi.

“Güllük’ün marina değil altyapıya ihtiyacı var”

Keşif sırasında söz alan Güllük Muhtarı Ali Polat, mahallenin nüfus artışı, altyapı sorunları ve mevcut çevresel yükleri hakkında bilgi verdi. Davacılar, Güllük’ün marina yerine mevcut altyapı ve çevre sorunlarının çözümünü öncelemesi gerektiğini belirtti.

Bilirkişi heyeti daha sonra balıkçı barınağını, tali dalgakıranın yapılacağı alanı ve Hermias Heykeli önünden uzanması planlanan ana dalgakıran bölgesini yerinde inceledi. Mahkeme, heyetin raporunu sunmasının ardından karar sürecine devam edecek.

The post Güllük’te marina itirazı yargıda appeared first on Haber Denizde.