Araf’da yaşayan 3600 yıllık bir Orta Doğu Halkı : Samirîler

Araf’da yaşayan 3600 yıllık bir Orta Doğu Halkı : Samirîler (ve/veya Sameritanlar) .

Bir süredir sizlere yazılarımda ağırlıklı olarak İsrail , Filistin ve Lübnan’ı da dahil ederek Orta Doğu Coğrafyasını açmaya, tanıtmaya çalışıyorum ve zaman zaman da o bölgede yaşayan çeşitli Etnodinsel Grupları ve bizim hemen hiç bilgi sahibi olmadığımız, tanımadığımız halklar hakkında da bilgi vermeye çalışıyorum bildiğiniz gibi. Bugün yine bir başka Orta Doğu Halkını sizlere aktaracağım. Ben onlara ” Araf’ta kalmış 3.600 Yıllık Bir Halk” diyorum.

Ne Yahudi ne Müslüman. Ne Filistinli ne İsrailli. Bu Halk Samiryeli’ler , Samirîler veya Batı Dillerinde söylendiği şekli ile Sameritanlar. Ancak konuya doğrudan girmeden önce bazı açıklamaları yapmam gerekiyor. Yazılarımda hep Lübnan , İsrail ve Filistin coğrafyasını sizlere açma çabasında olduğum için önce biz ne kadar büyüklükte bir alandan bahsediyoruz bunu bir netleştirmemiz gerekiyor. İsrail’in yüz ölçümü, yani bugün İsrail Devletinin bulunduğu alanın yüz ölçümü 22.145 km’dir .Lübnan’ın yüz ölçümü 10.450 km2. Batı Şeria’nın yüz ölçümü 6.220 km2, Gazze’nin yüzölçümü 360 km2 ve bunların hepsinin toplamı 39.167 kilometre karedir. Bizim Konya ilimizin yüz ölçümü ise 38.873 km2’dir. Yani biz hepi topu Konya ilimiz kadar bir bölgeden bahsediyoruz ve bu bölgede şu anda 3 ayrı devlet mevcut. Bu bölge Halklarının hemen tamamı Sami Irkı olmalarına rağmen bağlı bulundukları din ve mezhep grupları yaklaşık 100 kadardır ve bu çok olagan dısı bir durumdur. Daha önceki yazılarımda sizlere bir parça da olsa Dürzî’lerin kim olduğunu, Mahrunîlerin kim olduğunu da anlatmıştım. Bu defa da Türkçe Samirîler, Batı Dillerinde “Sameritan” diye geçen Halkı sizlere bir parça tanıtmaya çalışacağım. İsrail haritasını enine ortadan ikiye böldüğünüzü farz ederseniz Kuzey Bölgesinin,

Kuzey Doğu Bölgesinin adı tarihten bu yana kayıtlarda “Samaria” diye geçer ve bu Bölgenin insanlarına da da Samirî veya Samaritan denir. Son derece ilginç, 3.600 yıldır var olan bir Haktır. Diğer tüm gruplar gibi Samirîler de Sami Irkına mensuptur etnik olarak ancak bu insanlar Yahudi Dini mensubu olmalarına rağmen uyguladıkları inanç biçimi Klasik Yahudilik’ten oldukça farklıdır. Semaritan’lar veya Samirîler bugün İsrail’in Holon kentinde 460 nüfusa, Batı Şeria Nablus’ta Kriat Luza ilçesinde 380 kişi kalmış durumdalar. 1.yy’da bir buçuk milyon nüfusa sahip bu insanların bir ara nüfusları 100 kişiye kadar düşmüş, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardır. Bugün nüfuslarını arttırmak en temel hedefleridir, bu sebeple her türlü siyasal çatışmadan uzak dururlar.

Sürekli aile içi evlilikler yapılmak zorunda kalındığı için , bir Samirî ancak bir Samirî ile evlenebilir inaclarına göre, bir süre sonra çok sayıda özürlü doğum oldugundan bugünlerde gen haritalarını yenilemek için evlilik konusunda dışarıya açılmış, 7-8 tane gelin bu yapıya Samaritan Yahudiliği’ni benimsemek ön koşulu ile, Ukrayna’dan gelmiştir. Tarihleri boyunca Klasik Yahudilik inancına sahip Yahudilerle bu grup anlaşamıyor olmasına rağmen, 21.yy’da yenilenen değerler sistemi ile ile artık İsrailli Yahudi genc kadınlar da bu Halk ve İnanç Grubuna evlilik yolu ile katılmışlardır. Son derece ilginç bir Haktır Samirîler. Şimdi inanç sistemlerini biraz sizlere açmaya çalışayım. Tarihi kayıtlara göre Samirîler M.Ö 1700 yılında o dönem Kenan ( İsrail+ Filistin) diye adlandırılan bölgeye gelmiş , köklerini İsrailoğullarından alan, Anadilleri Aramice ve/veya Ön-İbranice, bugün halen İbranî Alfabesi ve Finike Alfabesi karışımı çok eski ve ilginç bir alfabe kullanan, günlük konusma dilleri yaşadıkları bölgeye göre İbranice veya Arapça olan bir Etnodinsel Gruptur.

Klasik Yahudilik’ten oldukça farklı bir inanç sistemine sahipler. Örnegin Yahudilikte Kutsal Dağ bugün Kudüs’de Altın Kubbe’nin bulunduğu Tapınak Dağı iken Samirîler için bu dağ Batı Seria Nablus’da bulunan Girizim Dağıdır. Yahudilik’de bizim tek bir kitap oldugunu zannettigimiz ve Tevrat diye adlandırdıgımız “Musa’nın Kitabı” toplamda 5 kitaptan oluşur oysa genel kabul gören ve Peygamberler, Krallar, Hakimler, vs gibi kitaplarla bu sayı Yahudilik’de gerçekte 24 kitaptır. Daha az önemli peygamberlerin kitaplarıyla bu sayı yani Teolojik ifade ile “Eski Antlaşma” ( Tanrının İsrailoğulları ve İnsanoglu ile yaptıgı ilk Antlaşma)’nın kitap sayısı 39’a kadar çıkar ve Yahudilik Dinî inancının tüm felsefesi ve kuralları bu kitaplara dayanır, Kur’an gibi tek bir kitap söz konusu degildir.

İşte Klasik Yahudilik ile Samirî Halkı’nın arasındaki en önemli fark da bu kitaplardan kaynaklanır. Samirîler sadece ve sadece “Musa’nın Kitabı”olan ilk 5 kitabı kabul eder, diğer kitapları kabul etmezler. Bu sebeple tarih boyunca da Yahudiler tarafından kabul görmemişlerdir. Bu Halk Yahudi Takvimi’ni kabul etmez, kendilerine özgü bir takvimleri vardır, bayramları Yahudi Bayramları ile aynıdır ancak tarihler farklıdır. Yahudilikte kurban kesme tamamen sonlanmış bir dinî uygulama iken, Samirîler Hamursuz Bayramında mutlaka kurban keserler. İnançlarına göre bu kurbanın kemikleri asla kırılmayacaktır. Bayram Senliklerinde bu kurbanı parçalamadan , kemiklerini kırmadan bütünüyle pişirir, şenlik esnasında hep beraber yerler.

Her aile bir kurban kesmek zorundadır. Klasik Yahudilik’de her Cuma günü adına “Kiduş ” denen, mutlaka en az 10 erkeğin bir araya gelerek, bal kıvamında bir şarapla Sept (Şabat) Günü’nü karşıladıkları, dua ettikleri, genelde 15 dakikayı geçmeyen bir ayin klasik ve olmazsa olmaz bir uygulamadır. Samirîler bu ayini yapmazlar. Onlar Cuma gecesi saat 03.00’de kendi Sinagoglarına gider ve sabah 06.00’ya kadar aralıksız dua ederler. Sinagog’ları da oldukça farklıdır. Klasik bir Sinagog’da Kiliselerde oldugu gibi oturma bankları vardır. Samaritan Sinagoglarına ise aynen camilerde olduğu gibi ayakkabılarınızı çıkartıp girersiniz, yerler halı kaplıdır, yerde bildiğiniz namaz hareketlerine çok benzer bir şekilde dua ederler.

Bu insanlar hem Filistin hem İsrail vatandaşıdır ve çift pasaportları vardır. Adları oldukça ilginçtir. Örnegin ön adı bir Müslüman adı olan “Abdullah” iken soyadı Yahudilikte “Yüksek Haham Soyu” ( Yüksek Rahip de deniyor) olan “Kohen” olabiliyor ve bu soyadı o kadar önemlidir ki nesilden nesile aktarılan bir Teolojik Ünvan’dır, sadece bir soyadı da degildir yani. Her “Kohen”in oğlu “Kohen” olarak doğar. Klasik Yahudilik inancına baglı Yahudiler bu inanç sistemini son yıllara kadar asla tanımadılar, bu insanları Yahudi olarak kabul etmediler, din dışı olarak değerlendirdiler. Ancak bugün Batı Şeria’nın ve İsrail’in Kuzey ve Kuzey Doğusunu, tarihte Samaria olarak adlandırılan bu bölgeyi sahipleniyorlar, Samirî’leri de. Samirî’lerse tarih boyunca kendilerini “Yahudi” olarak tanımlamıştır.

Son yıllarda nüfuslarının çok azalması, İsrailli Yahudi Kadınların Samirî Yahudiğini kabullenmeleri ön koşulu ile Yahudi Kadınlarla evlilikler gerçekleşmektedir. Yahudilikte kan İslam’da oldugu gibi babadan değil anneden geçer çünkü bir çocuğun babasının kim oldugundan emin olamazsınız ama annesinin kim oldugundan eminsinizdir. Tabii bugün DNA Testleri ile bu sorun çözüldü ancak her savasta kadınlara yapılan tecavüzler sebebi ile soyu korumak adına son derece akıllıca bir yöntem olan “Anne Kanı”nın esas alınması soyun devamını emniyete almak için son derece kullanışlı olmuş bir yöntemdir. Samirî’lerdeyse kan İslam’da oldugu gibi babadan geçer. Dolayısıyla uygulamada çocuklar konusunda sorun çıkmıyor çünkü Yahudi anneden dogan çocuklar Klasik Yahudi, Samirî Babadan dogan çocuklar da Samirî kabul ediliyor. Orta Doğunun, hakkında meraklısı dısında hemen hiç kimsenin bilgisi olmayan, bu halkını da umarım biraz tanıtabilmişimdir. Ne Müslüman ne Yahudi, ne İsrailli ne Filistinli Araf’da kalmış 3600 yıllık bir kadim halk Samirîler.

Müge Ataman