Camadan bağı, her denizcinin ve denizi sevenin denizci olma yolunda öğrendiği ilk bağlardan biridir.
Tek elle bile bağlanabilmesiyle hem son derece basit hem de bir o kadar özel bir tekniktir.
Bu bağı keşfeden o ilk büyük denizcinin ruhuna bir mum yakalım…
Çünkü yaktığı o zihinsel kıvılcım, asırları aşan bir süreçte binlerce denizcinin hayatını kolaylaştırmış, güzelleştirmiştir.
Bugün ise yeni nesil, cesur denizcilere ilham vermeye devam etmektedir.
Camadan bağı, kolay bağlanmasının yanı sıra üzerine ne kadar yük binerse binsin, o yükü kendi gücüyle taşıyabilen yegâne sağlam bağdır.
İki dirhemden oluşan incecik bir ip bile, bu sayede tonlarca yükü taşıyabilir.
Yük azaldığında ya da tamamen kaybolduğunda ise kendiliğinden çözülmesiyle, keşfedildiği çağ için adeta bir doğal zekâ ürünüdür.
Cesaretin ve Merakın Coğrafyası: Portekiz
Camadan bağını ilk keşfeden denizcilere baktığımızda, tarih bizi Atlantik kıyılarında bir ülkeye götürür: Portekiz.
Okyanusla iç içe bir yaşamda doğup büyüyen Portekizli denizciler, her akşam başka bir sahilde Doğa Ana’nın hem gücüne hem de şefkatine tanıklık ettiler.
Sevdikleri ve hayatlarını emanet ettikleri denize bakarken sormaya, sorgulamaya ve merak etmeye başladılar.
Her akşam, o büyük ateş topu güneşin deniz ufkunda bir mum gibi sönüşünü izlerken şu soruyu sordular:
“Bu engin ufkun ardında ne var?”
Bu varoluşsal merak içinden bazı cesur denizciler sıyrıldı.
Yıllardır sorulan ama cesaret edilemeyen sorunun peşine düşmeye karar verdiler.
Belki de kendilerini, gölgelerde oturan bir mahkûm gibi hissediyorlardı…
Platon’un mağara alegorisini doğrularcasına, bilginin ve gerçeğin peşine düşen bir niyetle.
Niyetten Cesarete, Cesaretten Keşfe
Bu niyet önce arzuya, arzu heveslere, hevesler kararlara dönüştü.
Kararlar ise deneme ve uygulama cesaretini doğurdu.
Ve sonunda bir amaç ortaya çıktı.
Bu amacı gerçekleştirmek için araçlar geliştirmeye odaklandılar.
Zamanın koşullarında en iyi bildikleri yöntemlerle, bilinmeyene doğru yol alırken kendilerini nasıl güvence altına alabileceklerini düşündüler.
Aylar, belki yıllar süren bir süreçte; tecrübelerini gözlemleriyle harmanlayarak, dayanıklı ve amaca hizmet eden en iyi tekneyi inşa etmeyi başardılar.
Doğa Ana’nın gücünden her zaman faydalandılar.
O güç bazen sever, bazen döver…
Ama her zaman öğretir.
Rüzgâr, Yelken ve Camadan Bağı
Suda yüzen bir cismin hareketini, belki de rüzgârla sürüklenen küçük bir dal parçasından öğrendiler.
Hareketi, sürtünmeyi, kuvveti ve yönü deneyimlediler.
Teknelerine bir direk ve onu saracak bezler eklediler.
Rüzgârı deneyerek, o bezlerin yelken olmasını sağladılar.
Ancak rüzgâr bazen sertti…
Peki ya yelkenler kontrol edilemez hâle gelirse?
İşte tam bu noktada Camadan bağı doğdu.
Sert rüzgârda yelkeni küçültmek, rüzgâr azalıncaya kadar emniyete almak için basit ama kusursuz bir çözüm gerekiyordu. Ve o çözüm, asırları aşacak bir bağ oldu.
Bugün: Camadan Denizciler Dayanışması
Bugün bu çok özel buluş, yeni bir heyecanla yeniden hayat buluyor:
Hoş geldin Camadan Denizciler Dayanışma Vakfı e
Denizcilik fakültelerinin herhangi bir alanından mezun tüm lisans ve ön lisans denizcilere açık olan vakıf,
230’dan fazla kurucu üyesiyle güçlü bir mesaj veriyor:
“Hiçbir denizci yalnız değildir.”
“Ben” değil, “Biz” ideolojisiyle; toplum menfaatlerini kişisel çıkarların önüne koyan büyük bir aile olmayı hedefliyorlar.
Her üyenin ve ailesinin bugünü ve geleceği için kaygı duymadığı bir yapı kurmak istiyorlar.
2025 yılının son günlerinde Camadan Vakfı; büyük umutlar, yüksek enerji ve ortak bir hayalle yol alıyor.
Simurg ve 230 Kuş
Simurg mitosunu bilir misiniz?
Binlerce kuşun çıktığı zorlu yolculuktan geriye 230 kuş kalır.
Ve yolun sonunda anlarlar ki aradıkları hükümdar, kendileridir.
Simurg = Si-murg = Otuz kuş…
Tıpkı bugün olduğu gibi.
Camadan var camadan var,
Yeri göğü yaradan var,
Mahzun olma deniz dostu,
Senin için koca Camadan var…
Herkese; sağlıklı, mutlu, Camadan gibi birbirine sımsıkı sarılan aileleriyle nice güzel yıllar diliyorum.
Dr. Kapt. Ali Burçin EKE
7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
17 Aralık 2025 – 16:07


