ABD Ukrayna’ya yardımı durdurdu

ABD Ukrayna’ya yardımı durdurdu. Turuncu devrim mekanizması USAID faaliyetleri askıya alındı ve 13 bin kişi işten atıldı. Dün itibarıyla ABD Savunma Bakanlığı Siber Komutanlığa Rusya’ya siber saldırıların durdurulması emrini verdi. ABD çok açık şekilde Çin’i dengelemek için Rusya ile tekrar yakınlaşmaya geçiyor. Brzezinski 1997’de yazdığı Büyük Satranç Tahtası isimli kitabında ABD için en kötü senaryonun Rusya ve Çin yakınlaşması olduğunu söylüyordu. Biden iktidarı bunu sağladı. Trump bu durumdan kurtulmak istiyor. Diğer yandan AB ve İngiltere ABD’nin hem Çin hem Rusya ile mücadele etmesini ve fakat kendilerinin refah devletleri olarak yola devamını ve aynı zamanda ABD’ye 300 milyar dolar ticaret fazlası verecek kadar ihracata devam etmesini istiyor. Trump şimdi Avrupa’ya “buraya kadar” dedi. Diğer yandan İngiliz Başbakanı Starmer’in Trump beyaz sarayı devralmadan kısa süre önce Zelensky ile 100 yıllık liman, boru hatları ve maden işletim anlaşması yaptığını ve buna Trump’ın çok kızdığını hatırlatalım. İngiltere çökmüş bir imparatorluğun son demlerini entellektüel sermayesi ile yaşamaya çalışıyor. Ekonomisi sürünüyor. Ülkede fikir ve ifade özgürlüğü her geçen gün kısıtlanıyor. Silahlı kuvvetleri son derece zayıf ve alay konusu olacak durumda. (Örneğin Kraliyet Donanmasında 60 savaş gemisi varken 45 amiral mevcut. İkinci dünya savaşında 1200 gemiye karşılık 60 amirali vardı.)

AB’nin durumu da farklı değil. Ekonomik durumu vahim. Savunma politikasını son 30 yıldır oluşturamadılar. Yarın barışgücü oluşturmaya kalksalar 40 bin asker bulamazlar. Bu koşullarda Çin’e yönelen ve Rusya’ya yaklaşan ABD’ye inat sonuna kadar Rusya ile savaşa devam diyorlar. Ama sonunda da ABD desteğini talep etmeyi ihmal etmiyorlar. Avrupa başta İngiltere ve Almanya olmak üzere her iki dünya savaşının sebebidir. Yugoslavyanın parçalanma sürecinin asıl müsebbibidir. İki büyük savaşta da ABD yardımıyla kurtulmuşlardır. Yugoslavya krizinde de ABD müdahalesi sonrası Dayton Anlaşması imzalanmıştır. Şimdi tarih tekrar ediyor ve Avrupalılar AB ve İngilizlerin peşine takılarak Rusya ile asla kazanamayacakları yeni bir mücadeleyi başlatmaya çalışıyorlar. Kendi kamuoylarını refah toplumundan güvenlik toplumuna çekmeye ve savunma bütçelerini devasa artırmaya yönelik bu hamlelerinin sonuç vermesi mümkün değil. Diğer yandan Avrupa’nın ABD’den destek görmemesi ve jeopolitik güç merkezi olarak dikkate alınmaması onu orta vadede Çin’e yaklaştıracaktır. ABD artık Avrupa’nın egosentrik ve narsist sömürge geçmişinin yeni tutkularına destek verecek güç birikimine sahip değildir. ABD savunma bakanı Hegseth 12 Şubat NATO Savunma Bakanları toplantısında şöyle dedi:” Pasifik’te Avustralya, Japonya, Filipinler, Singapur ve Güney Kore ile birlikte olsak dahi Çin’i dengeleyemiyoruz.” Avrupa bu gerçek ile yüzleşmek ve Rusya ile savaşı değil barışı tesis etmek zorundadır.

Türkiye ise gerek tarihsel mirası gerekse Montrö Sözleşmesi sorumlulukları paralelinde coğrafyasının da gücünü kullanarak yeni dönemde aktif tarafsızlık politikasına devam etmelidir. KKTC’yi dışlayan, Sevilla haritası üzerinden Mavi Vatan düşmanlığına devam eden, ABD ve İsrail ile güneyimizde Kürt devleti kurmaya çalışan, vatandaşımızı onyıllardır vize kuyruklarında süründüren İngiltere ve AB ile Türkiye askeri alanda yeni maceralara asla girmemelidir.İçimizdeki Damat Ferit ve Ali Kemal hayranlarının söylem tuzağına düşmemelidir. Tarihin en kritik zamanlarını yaşadığımızı hatırlatayım. Tanrı milletimizi maceracılardan ve fırsatçılardan korusun.

Cem Gürdeniz