TKKD’nin “Deniz Emniyeti” vurgusu: Evrensel uyarı mı, güncel krize dolaylı tepki mi?

Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği (TKKD), 13 Ekim 2025 tarihli duyurusunda, pilotaj hizmetlerinde rekabetin kamu güvenliğini tehdit ettiğini bir kez daha vurguladı. Uluslararası Deniz Kılavuzları Birliği (IMPA) tarafından yayımlanan ve en az 20 yıllık geçmişi olan pozisyon metninin Türkçe çevirisini kamuoyuyla paylaşan TKKD, bu metin üzerinden pilotajın bir kamu emniyeti hizmeti olduğunu hatırlattı

Rekabetin emniyete etkisi: IMPA’nın evrensel uyarısı

IMPA’nın metni, rekabetçi pilotaj sistemlerinin kısa vadeli sözleşmelerle eğitim ve kurumsal birikimi zayıflattığını, liman genelinde ayrımcılığa zemin hazırladığını ve emniyeti artırdığına dair bir kanıt bulunmadığını savunuyor. Arjantin ve Avustralya örnekleriyle desteklenen metin, rekabete açılan sistemlerin kazalar sonrası yeniden sıkı düzenlemeye döndüğünü hatırlatıyor.

TKKD, bu çerçevede “önce güvenlik, sonra finansman” ilkesini savunarak, pilotajın maliyet odaklı değil emniyet odaklı değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak duyuruda Türkiye’deki güncel ihalelere ve kamu payı oranlarına doğrudan bir atıf yapılmıyor.

Sektördeki tartışmanın odağı: Yüksek kamu payı oranları

Son dönemde yapılan kılavuzluk ihalelerinde kamu payı oranlarının %80–95 bandına tırmanması, sektörde ciddi yankı uyandırdı. Ambarlı’da %95, Kocaeli-1’de %89,5, Yalova’da %84,5 ve İskenderun’da %88 gibi örnekler, hizmet kalitesi ve finansman sürdürülebilirliği açısından endişe yaratıyor. Bu oranlar, 20 yıla varan sözleşme süreleriyle birleştiğinde, “hasılat paylaşımı yarışının” insan kaynağı ve emniyet yatırımları üzerinde baskı oluşturduğu düşünülüyor.

Sektörel analizlerde, bu yüksek oranların operatörün elinde %5–20’lik brüt alan bıraktığı; bu alanın yakıt, bakım, sigorta, yedek bot, 7/24 vardiya düzeni ve özellikle kılavuz kaptan ücretleri ile eğitim kalemlerini karşılamakta yetersiz kalabileceği vurgulanıyor. “Gelir devlete, risk işletmeciye” formülasyonu, IMPA’nın uyardığı emniyet zaaflarını tetikleyebilir.

Hukuki ve idari belirsizlikler

Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Recep Düzgit’in 7deniz Haber’e yaptığı açıklamalarda ve sektörel yayınlarda yer alan değerlendirmelere göre, bazı kılavuzluk ihaleleri yüksek kamu payı oranları gerekçesiyle iptal edilirken, bazı ihalelerde ise teklif sıralamalarında “mantık” gerekçesiyle değişiklikler yapıldığı iddia ediliyor. Bu durum, 4046 sayılı Kanun’un uygulanmasında yeknesaklık eksikliği olduğu yönünde soru işaretleri doğuruyor. Özellikle “en yüksek teklife verilir, olmazsa ikinciye geçilir” şeklindeki yasal çizginin bazı örneklerde ihlal edildiği belirtiliyor. Tüm bu gelişmeler, sektörde hukuki ve idari belirsizlik algısını derinleştiriyor.

Çözüm önerileri: Emniyet tabanlı sözleşme tasarımı

Sektörün ortak önerileri şu başlıklar altında toplanıyor:

-Asgari emniyet maliyetinin bağımsız metodolojiyle belirlenmesi

-Kamu payı oranına tavan getirilmesi

-İndirimli tarifelerde kamu payının etkin gelir üzerinden hesaplanması

-Sözleşmelere asgari eğitim bütçesi ve ücret koridoru eklenmesi

-İptal/onay gerekçelerinin standart formatta yayımlanması

Bu öneriler, “tasarruf eşittir eğitim/ücret kesintisi” refleksinin daha en baştan önüne geçilmesini hedefliyor.

TKKD’nin pozisyonu yerinde ama eksik

TKKD’nin IMPA metniyle yaptığı çıkış, pilotajın kamu güvenliği hizmeti olduğunu hatırlatması açısından yerinde bulunuyor. Ancak Türkiye’deki güncel kamu payı krizine doğrudan değinmemesi, sektörde “IMPA şemsiyesi açıldı ama fırtına devam ediyor” yorumlarına neden oluyor. Emniyetin sözleşme güvencesine alınmadığı bir ortamda, yüksek kamu payı oranları denizde düşük emniyet puanına dönüşebilir. Bu da ne kamu yararıyla ne de denizcilik geleneğinin köklü aklıyla bağdaşır.

Impa Tkkd1Impa Tkkd2

7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
20 Ekim 2025 – 11:12