İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıgı İsrael Başbakanı Netanyahu ve Gazze Soykırımı’ndan sorumlu 37 İsraelli yönetici hakkında “Soykırım ve Etnik Temizlik, İnsanlığa Karşı Suç” gerekçeleri ile soruşturma başlattı ve yakalama kararı çıkarttı. Dün Sosyal Medya’da ana gündem konusu buydu ve hemen herkes bu kararın doğrudan siyasal otorite ile bağlantılı olduğunu düşündügü için yorumlarda bu kararla hep dalga geçti işin ciddiyet ve önemini bilmediği , anlamadığı için oysa bu durum tamamen bir “Sivil İnisyatif” girişimidir.
Bir durumun “Soykırım” olup olmadığına karar vermek öyle kolay bir iş değildir zira bir devleti, bir milleti olabilecek en aşağılık suç olan “Etnik Temizlik” gibi suçlama ile zan altında bırakmak da mümkündür. Bu sebeple iddiaların tamamını somut kanıtlarla belgelemek gerekir ki bu çok ciddi bir çalışma demektir. 23-26/ Ekim/ 2025 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi’nin misafir ettiği bir “Uluslararası Gazze Mahkemesi ” kuruldu. Bu katılımcılar Hukukçular, Siyaset Bilimciler, Sivil Toplum Kuruluşları, Uluslararası İnsan Hakları Kuruluşları, Sınır Tanımayan Doktorlar, Soykırım Uzmanları , Sumud ve Özgürlük Filoları Aktivistleri vs’den oluşuyordu. 3 gün boyunca herkes akademik bildirilerini sundu, somut delilleri ortaya koydu ve bir “Dava Dosyası” hazırlandı. Sonunda Uluslararası Gazze Mahkemesi İsrael’in Soykırım yaptığı hükmüne vardı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmî şikayette bulundular ortak imzaları ile.
Bu çok çok önemli bir adımdır. Bizim de yasalarımız gereği Savcılık dosyayı işleme koydu ve yine yasalarımız gereği yakalama kararı çıkarttı. Bu sorumluların yakalanıp yakalanmaması hiç önemli değil. 100’den fazla ülkede bu ve bunun benzeri çalışmalar yapılıyor Gazze’nin bir Soykırım olduğunu hukuksal olarak belgelemek BM Uluslararası Ceza Mahkemesinde , Uluslararası Adalet Divanı, Hukuksal duruma duruma göre hatta AİHM bu insanları yargılamak , gerek İsrael Devleti’ne gerek sorumlulara yaptırım uygulamak için. Tam olarak Holocaust ‘da kurulan Nürnberg Mahkemeleri gibi yani. Bu yargılamaların neticesinde, İsrael Devleti ve sorumlular örneğin Gazze Halkına tazminat ödemek zorunda kalabilir, sorumlular hapis cezası alabilir, binaları yeniden yaptırmak , Filistinlilere insan onuruna yakışan bir yaşam sağlamak ve Filistin Halkından resmî olarak özür dilemek zorunda da kalabilir.
Çok tarihi bir çalışmadır İstanbul Uluslararası Gazze Mahkemesi ve siyasî otorite ile bu uygulamanın ilgisi yok, tamamen bir sivil inisyatif. Tabii ülkemizde soruşturma akabinde gelecek yargı süreci sonucu ile de eğer suç sabitse Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Gazze’yi resmî olarak “Soykırım” olarak tanıyacaktır, su anki durum tamamen siyasal söylemdir, resmî değildir. Gazze bir Soykırım, Etnik Temizlik ve İnsanlık Suçu mu ? Soykırım konusunda dünyanın en üst akademik kurumu Kudüs İbranî Üniversitesi’dir.
Dünyaca bilinen en önemli uzman akademisyen, uzman otorite de Prof. Amos Goldberg’dir. Goldberg’in Fransız Le Monde Gazetesine verdiği beyanda ifadesi tam olarak şudur;” Evet, İsrael’in Gazze’de yaptığı bir Soykırım ve Etnik Temizlik’dir. ” Bir şeyleri hemen yargılamadan önce biraz araştırsak ne iyi olur ! Niye bunu yapmıyoruz da hemen ilk algılarımızla hareket ediyor , insanlık adına çok ciddi bir iş yapan özverili insanların da yaptığı çalışmalara böyle bilmeden zarar veriyoruz? Eleştirdiklerimizin kopyası olduk, farkında mısınız ?
Müge Ataman



