1915 olaylarının nasıl çarpıtıldığına ilişkin son örnek İngiltere’den geldi.
“Sözde Ermeni Sorunu”, küresel güçlerin Türkiye’ tarafından kendi siyasi emellerini gerçekleştirmelerine zemin hazırlamak için yıllardan beri gündemde tutulmaktadır.
ABD Başkanı Joe Bıden’ın tarihi manipüle etmesinin ardından, İngiliz Parlamentosu alt kanadı olan Avam Kamarası “Sözde Ermeni Soykırım Yasa Tasarısı”nı geçtiğimiz günlerde oyladı.
Tasarıyı gündeme getiren Tim Loughton’un, “Dünya genelinde 31 ülke tarafından resmi olarak (sözde) soykırımın tanındığını ve işlenen suçlara yönelik tehlikeli bir mesaj verme riski yarattığı”açıklaması, “Ermeni meselesinintarihsel değil siyasi mesele haline getirildiğinin”bir noktada itiraf edilişidir.
Esasen bu çabanın altında yatan en büyük gerçek, Ermenilerin zamanın emperyalist güçler tarafından nasıl kullanıldıklarını ve Türklere uygulamış oldukları katliam ve eylemleri örtme çabası içinde olma gayretleri var.
Ermeni diasporası tarafından canlı tutulmasından amaçlanansa, “Türkiye’den tazminat ve toprak talepleridir.”
Bugün dünyada kanıt olarak en rağbet gören doküman,misyonerlerce tek taraflı yazılmış politik raporları içeren “Blue Book/Mavi Kitaptır.”
Birinci Dünya Savaşı esnasında Almanlar ve Osmanlı Devleti aleyhine kamuoyu oluşturmak içinbu kitabı hazırlayıcılarından biri olan İngiliz Tarihçi ProfesörArnold J. Toynbee seneler sonra hatıratındaşöyle diyecektir.
“O tarihlerde İngiltere Krallığı Hükümetinin bu faaliyetinin arkasında yatan politikalardan habersizdim. Sanırım Lord Bryce de öyleydi. Belki de bu bir şanstı. Çünkü eğer gözlerimiz açılsaydı sanırım ne Lord Bryce ne de ben, İngiltere Krallığı Hükümetinin yüklediği bu işi yapardık.”
Sözde soykırım savunucularınınkonuyu siyasallaştırmasının asıl nedeni,tezlerine referans olarak gösterdikleri bu ve diğer kaynakların, objektif tarihçiler önünde yapılacak uluslararası bir tartışmaortamında geçersiz sayılacak olmasıdır.
Kaldı ki, bu konuda Ermeniler’in ilk başbakanı Ohannes Kaçaznuni’nin 1923 yılında bir Taşnak kongresinde “Osmanlı tehcirde haklıydı, biz ihanet ettik.” cümlesi dikkat çekicidir.
Milletler Cemiyeti dahil ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve İran arşivlerini tarayanTürkiye’nin, hukuki ve tarihi gerçeklerle bağdaşmayan sözde soykırım iddialarını kabul etmesini beklemek beyhude bir çabadan ibarettir.
Türkiye’nin kendi arşivlerini açma önerisini reddedenlerin kendi yarattıkları mitlerinden amaçladıkları, Arap ve Kürtlerle de biraraya getirdikleri Yahudi, Ermeni ve Rum lobilerinin Türkiye üzerinde baskı kurma ve dayatma aracı olarak kullanma istek ve arzularıdır.
Avam Kamarası’nınhatalı Türkiye algısı ve propaganda amaçlı hazırlanmış Mavi Kitabı referans almasından çok,yakın tarih sayılan 1970 ve 1980’li yıllardaASALA tarafından Türk Diplomatlarına yönelik terör eylemlerine bakması bir zorunluluktur.
Ha keza, günümüz Ermenileri’nin1992Azerbaycan Hocalıkatliamları ile Dağlık Karabağ’da gerçekleştirdikleri vahşet de ortadayken…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mart 1922’de TBMM’yi açış konuşmasında, “ Meselenin Ermeni milletinin gerçek çıkarlarından ziyade dünya kapitalistlerinin ekonomik çıkarlarına göre halledilmek istenen bir mesele olduğunu” ifade etmiştir.
Nutuk’ta ise, “Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurulması projesinin 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması ile ortadan kaldırıldığını”yazarak, son noktayı da koymuştur.
Kerameti kendinden menkul devletler ne açıklama yaparlarsa yapsınlar, ne kararlar alırlarsa alsınlar bilinmelidir ki; sınırlarını kendi çizen tek ülke olan Türkiye’nin eli, her konu da olduğu gibi “Ermeni Yalanı”nı da buharlaştıracak şekilde temiz ve güçlüdür.
18 Mart 2022’de yapılacak nihai oylama öncesinde1915 olaylarına ilişkin Avam Kamarası milletvekillerine söylenecek son sözse, “Sözde Ermeni soykırım yasası, uluslararası siyasetin öncüsü İngiltere’nin üzerine kara bir leke olarak yapışacaktır.”
İSMET HERGÜNŞEN