Kaptan Güner Kara: Mevcut MARPOL regülasyonu tam bir garabet

Uzakyol Gemi Kaptanı Güner Kara, kaleme aldığı yazısında tank yıkama operasyonlarının sürdürülebilir olmadığını işaret ederek, “Mevcut MARPOL regülasyonu tam bir garabettir” dedi.

Kaptan Güner Kara’nın kaleme aldığı yazı şöyle:

Avrupa’da kimyasalın başkenti Rotterdam’dır. Türkiye ise kimyasal ithalatçısı bir ülkedir. Gemiler getirdikleri kimyasalı İstanbul ve Gebze limanlarında tahliye eder. Genellikle en yakın yük bulabilecekleri limanlar Karadeniz limanlarıdır ancak yol 2-2,5 gün, yani çok kısa.

Bu yüzden bu gemiler genellikle tanklarını yıkar, yıkama suyunu biriktirir ve boğazı geçip 12 mil mesafeye ulaşınca bu yıkama suyunu denize basar. Bu MARPOL kuralları çerçevesinde yasal bir işlemdir. Bu yıkama suları akıntıyla boğazı geçerek Marmara’ya birikir. Densitesi ağır olan kimyasal ise deniz tabanında birikir ve buradaki oksijen miktarını düşürür. Doğal yaşama zarar verir. Demek ki MARPOL yeterli değil.

Sülfürik asit yıkama suyu basılan bir yerde balık kalır mı, yaşam olur mu? Marmara öldü, 20 – 25 yıl sonra Karadeniz de ölecek. Unutmayın, sizin çocuklarınız da aynı dünyada yaşayacak.

MARPOL Annex II ve Annex V handikapları

MARPOL Annex II kuralı gayet açıktır. Kimyasal yüklerin yıkama suları, özel alanlar haricinde 12 mil açıkta, 7 knt süratle ve 25 metreden fazla derinlikte underwater discharge line kullanılarak denize basılır. Ve kural der ki; tahliyeden sonra her tankta en fazla 75 litre kalabilir. MARPOL Annex V kuralı da gayet açık: Denize hiç bir suretle plastik atılamaz. Styrene monomer, vinyl asetat monomer(vam) kimyasal tankerlerde sıvı olarak taşınır. Plastik boya,tutkal, PVC, polyethylene vs.. yapımında katkı maddesidir. Deniz suyu ile karıştığında mukus halini alır, plastikleşir.

Şimdi 20 tanklı bir kimyasal tankerimizin Styrene Monomer tahliye ettiğini düşünelim ve tanklarını yıkayalım. 20×75 ltr = 1500 ltr. 1,5ton mikroplastik denize basılmış olur.

Yılda bu yükü 100 geminin, 10 sefer taşıdığını düşünelim. 1,5×100= 150 ton x 10 sefer = 1500 ton denize basılmış olur.

Kısacası denizin üzerinde bir pet şişe görünce tüylerimiz diken diken olurken, bir gemi dolusu plastiğin hammaddesini denize basınca sorun olmuyor. Çünkü görmüyoruz. Ancak ‘okyanusta mikroplastik bulduk’ denince televizyonlar sahilde insanların attığı pet şişeleri gösteriyor.

Gemi tanklarında ayçiçek yağı gibi yenebilen yüklerden önce insan sağlığına zararlı olduğu için taşınamayacak yükler vardır.  Bu yükler Fosfa Banned Listde mevcuttur.

Soru Basit: Fosfa listesinde insan sağlığı için yasaklı olan styrene monomer neden Marpol kuralları kapsamında yıkama suyunun denize basılmasına müsaade edilmektedir?

Kimyasal gemilerin amacı kimyasal sıvı yükleri A noktasından B noktasına taşımaktır. Hizmeti size ayçiçeği yağını, deterjanı ve diğer sıvıları uygun maliyetle ve emniyetle getirmektir.

Neden Underwater discharge line var?

Geminin bastığı yıkama suyu bir an önce dümen suyuna karışsın, görünmesin diye var. Neden 7 knt süratle basıyoruz? Daha düşük süratlerde yıkama suyu denize karışmıyor ve yıkama suyu kümeleniyor. Olduğunuz yerde sülfürik asit yıkama suyunu denize basarsanız, karina boyasının eridiğini görürsünüz. Olduğunuz yerde yıkama suyunu denize basarsanız, bir zaman sonra etrafta ölü balıklar görürsünüz. Çevreye verdiğin bu zararı kendi gözünle görmemen için yol yapman lazım.

Neden 12 mil?

Ülkelerin karasuları 12 mil. Kısacası uluslararası sularda bu sıvı çöpü denize bas ama benim bölgemde değil.

Neden 25 metre?

Bundan daha sığ sularda yıkama suyu denize yeteri kadar karışamıyor taban yakın olduğu için renklenme ve tortu belli oluyor.

Mevcut MARPOL regülasyonu tam bir garabettir.

Sorum şu; Bu denizler daha ne kadar bunu kaldırabilir? Bu gün 16600 gemi var, yarın 20000 sonra dahası. Görmediğin, temiz anlamına gelir mi? Tank yıkama operasyonları sizce sürdürülebilir mi?

Tank yıkama operasyonlarının ekonomik zararı

MARPOL kuralı der ki tahliyeden sonra her tankta 75 litre ürün kalabilir. Haliyle bu ürün tank yıkamaları sırasında denize basılmakta. Dünya genelinde 16600 adet gemi her birinde 20 tank ve yılda 10 sefer yaptığını düşünelim. 75 litre x 20 tank x 16600 gemi x 10 sefer = 249.000 ton ürün.  Ürünün tonu ortalama 1000 USD olarak düşünürsek 249 milyon dolar her yıl denize sıvı çöp olarak atılmaktadır. Bu hesaba kargo devrelerinde ve manifold da kalan miktar dâhil değildir. Yıkama sırasında kullanılan deterjan, yakıt ve tatlı su maliyeti, yapılan boş sefer, tanka girmek için pahalı ölçüm ekipmanları maliyetleri de dâhil değildir.

Çözüm; Yukarıda saydığımız meselelerin tek sebebi tankın içinde olan pompanın yükü tamamen çekememesidir. Pompa karada olursa bu kayıp oluşmaz. Boş bir kutu haline gelen tanker tankına ise eğer bir yük torbası yerleştirilirse ve yük bu torbanın içine yüklenirse tankın yıkanmasına gerek kalmaz. Bu tanktan çıkarılabilen yük torbası da hep dizayn edildiği yüke kullanılırsa, torbanın da yıkanmasına gerek kalmaz. (Ya da torbanın iç diyaframı tek kullanımlık da üretilebilir)

Sabit hatta gidip gelen bu gemiler hem boş sefer yapmaz, hem tank yıkama operasyonu maliyetini ortadan kaldırır, hem de yük son damlasına kadar alıcısına teslim edilebilir.

Sorun mevcut deniz taşımacılığıdır. Sorun mevcut sistem yüzünden yapılmak zorunda olunan tank yıkamalarıdır.

Çocukların kaderi balıksız bir dünya olmamalıdır.

Bazen en nefret ettiğimiz şey, çözümün ta kendisi olabilir. Bu konsept tank yıkamalarına çözüm olabilir. Değişim rahatsız eder ancak gelin bu konsepti hep beraber geliştirelim.

7DENİZ

7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
24 Mart 2025 – 13:16