KDV düzenlemesi yerli üreticinin elini zayıflattı

“Firmalar imal ettikten sonra KDV muafiyeti alamıyorlar. KDV’li bir şekilde alıyorlar ve ihraç ediyorlar. Sonra devletten KDV alacaklı hale geliyorlar. İndirimi sonradan alıyorlar. Ancak her firma bunu çok iyi döndüremediği için, projeyi hiç yapmamayı tercih ediyor. Özellikle bu sektörde her firma bu işi öz kaynaklarıyla gerçekleştiremeyebiliyor” diyen Ata Ege Yatçılık Genel Müdürü Burak Yılmaz, düzenlemenin sektörde yarattığı olumsuzluğun, doğru kişilerce doğru mercilere aktarıldığında düzeltilebileceğini söylüyor.

Hem Türkiye’de hem yurt dışında bulunan teknelerin; acentelik, giriş ve çıkış işlemleri, bayrak tescili, şirket hizmetleri, sigorta, sörvey gibi işlemlerini takip eden Ata Ege Yatçılık Genel Müdürü Burak Yılmaz, “Tuzla bölgesinde olduğumuzdan dolayı buradaki tersanelerde ve marinalarda inşa edilen, refit olan teknelerin süreçlerini, parça teminini, navlununu, gümrükleme hizmetlerini, ithalat, ihracat, transit olarak gümrükleme gibi işlemlerini organize ediyoruz. Yani bir tekne inşasına başlanıp nihai kullanıcısına teslim edilene kadar ki tüm süreçlerini yürütmekteyiz. Yurt dışından gelen teknelerin giriş, çıkış işlemleri, personel değişikliği, bayrak değişikliği işlemleri, yıllık yenilemeler, vergiler gibi bütün evraklarla alakalı tüm operasyonel süreçleri yönetmekteyiz. Ayrıca yıllık ve 5 yıllık periyotlarla teknelerin tüm tarihsel evraklarını da takip ederek tekneyi bilgilendirmekteyiz” şeklinde konuştu.

Yurt dışı projelerinin hepsi iptal edildi

24 metreden küçük teknelerin KDV’ye dahil olmasıyla ilgili yapılan düzenlemenin sektörü nasıl etkilediği konusunda görüşlerini aktaran Yılmaz, “Biz Tuzla ve Yalova bölgesindeki birçok üretici firmanın işlerini yaptığımız için bu düzenlemenin bize yansıyan tarafını daha iyi biliyoruz. Bundan iki yıl öncesine kadar hem Tuzla hem de Yalova’da irili ufaklı birçok hangarda yurt dışına ihraç amaçlı tekneler inşa edilmekteydi. Yeni KDV kanunundan/uygulamasından önce muafiyet alan tekne üreticileri, KDV uygulamasının değişikliği sonrasında 24 metre kuralı gelince bu küçük çaplı inşa yapan firmalar kesin olarak yeni projeleri durdurdu. Şimdi biz mevzuata bakıyoruz, 24 metre altı teknelere kesinlikle muafiyet verilmiyor ve bu yurt dışına ihraç amaçlı olarak yapılacak tekneleri de kapsamakta. Aslında yurt dışına ihraç amaçlı olarak yapılan tekneler için bir ayrıcalık olabilirdi. Direkt olarak yabancı müşteriye gidecek tekneler döviz getirdiğinden dolayı bu kısım muaf tutulabilirdi. Böyle bir ayrım yapılmadığı için yurt içine (satın alma) veya yurt dışına (ihraç amaçlı) üretildiğine bakılmaksızın tüm 24 metre altı yeni inşa edilecek tekneler için KDV muafiyeti alınamamakta. Üreticiler, ‘Hollanda ve İtalya’nın fiyatlarına yaklaştığımız zaman yabancı müşteriler bizi tercih etmiyorlar’ diye belirtmekte. Hollanda’nın ve İtalya’nın marka değeri ve diğer avantajları olduğundan onlar tercih edilmekte. Fiyatlarda Hollanda’yı geçtik, İtalya’ya da yaklaştık. Durum böyle olunca yabancı müşteriler oraları tercih ediyorlar. Hatta büyük tekne kategorisine (mega yat) Çin’de girdi. Maliyetler yükselince de anlaşmanın şartları da değişiyor. Yurt dışında dövizle anlaşıldığı için kur farklarından dolayı yurt dışı müşteriler, Türkiye’deki üreticilerin daha fazla kazanıyorsunuz diyerek firmalara dönüş yaparken maliyetler ise döviz kurundan daha fazla yükseldiği için sıkıntılar yaşanıyor. Şu anda 24 metre altı tekne inşa edecek firmaların kesinlikle yurt dışından gelen yeni projelerin hepsi iptal oldu. Bu düzenleme sektörü çok fazla etkiledi” değerlendirmesini yaptı.  

Bu kanunun yeniden gözden geçirilmesi gerekir

Bu kanunun sektörü olumsuz etkilediği ortada diyen Yılmaz, “Bence bu düzenleme, doğru kişilerce, doğru yerlere, doğru bir şekilde aktarılırsa düzenlemenin revize edilebileceğini düşünüyorum. En azından çıkan kanun da bunu koruyor. Türkiye’deki vergi kanununa da ihtiyacımız var ama yurt dışına göndereceğimiz ihraç amaçlı ürünlerde farklılık olmalı. Firmalar tekneyi inşa ederken KDV muafiyeti alamıyorlar. İnşa sırasında tüm iş gücü ve malzemeler KDV’li bir şekilde tedarik ediliyor. Teknenin imalatı tamamlandıktan sonra yurt dışına KDV’siz olarak ihraç ediliyor. Sonrasında da devletten KDV alacaklı hale geliyorlar. İndirimi sonradan alıyorlar veya mahsuplaşma yapılıyor. Ancak her firma bunu çok iyi döndüremediği için, projeyi hiç yapmamayı tercih ediyor. Özellikle bu sektörde her firma bu işi öz kaynaklarıyla gerçekleştiremeyebiliyor” ifadelerini kullandı.

Düzenleme Türkiye’nin rekabetçiliğini azaltıyor

Bu düzenlemenin Türkiye’nin uluslararası alandaki rekabetçiliğini nasıl etkilediğini de değerlendiren Yılmaz, “Düzenleme yapılır yapılmaz sektörü olumsuz etkiledi. Bunları aslında direkt tekne üreticileri daha iyi ve ayrıntılı olarak dile getirebilir. Biz, birçok üretici ve tersaneye işlem yapmamız sebebiyle onların elindeki proje sayılarının düştüğünü gördüğümüz için etkilendiğini düşünüyoruz. Bu tarz düzenlemelerde çok genel değil de bazı istisnalar olması sektörü olumsuz yönde etkilemeyebilirdi. Türkiye’ye döviz kazandıracak ve Türkiye’deki vergi alımını da etkilemeyecek şekilde en azından ihraç amaçlı teknelerden KDV muafiyetini revize etmeleri durumda canlılığın olacağını düşünüyorum. Denizcilik olarak çok gelişmiş ve çok başarılıyız. Burada boşta bekleyen denizcilik alanındaki işçiler ve malzeme tedarikçileri de hareketlenecektir” dedi.

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ

7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
1 Nisan 2025 – 13:09