Türk deniz yakıt sektörü değişimde öncü olmalı

Bir süre sonra mevcut teknolojilerin ihtiyaca cevap veremeyecek bir noktaya geleceği ve yeni teknolojilerle ihtiyacın karşılanması gerekliliğinin de kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacağının altını çizen SOCAR Türkiye Deniz Satışları Direktörü Zeki Tarakçı, “Dünyadaki deniz yakıtları sektörünün önümüzdeki 10 yıl için yaptıkları tahminler, geleneksel yakıtların kullanılmaya devam edileceği fakat aynı zamanda alternatif yakıtların payının artacağı yönünde olduğu düşünüldüğünde, Türk deniz yakıt sektörünün uluslararası arenadan almış olduğu pazarı koruması ve uzun vadede büyütmesi, alternatif yakıtlar ile başlayan değişimde öncü olacak bir pozisyonu yakalaması önemlidir” diyor.

“Denizcilik yurt içi pazarı 2024 verilerine göre 430.000 ton satış hacmine sahip ve bu pazar 11 şirket tarafından paylaşılıyor. SOCAR Marine 2022 yılında yurt içi deniz yakıtları pazarında faaliyetlerine başlayarak çok kısa sürede pazarda ikinci sıraya yükseldi” diyen SOCAR Türkiye Deniz Satışları Direktörü Zeki Tarakçı, şöyle devam ediyor; “Faaliyete başladığımız günden bu yana geliştirmeye çalıştığımız altyapımız ile birlikte Türkiye’nin tüm kıyı şeridi boyunca yakıt ikmali yapabilecek kapasiteye ulaşmış durumdayız. Marmara Denizi, Ege ve Akdeniz’de bu ikmal kapasitemize ilave olarak deniz tankerlerimizle de iç piyasa satışları yapabiliyoruz. Müşteri portföyümüz; balıkçı teknelerinden, petrol ve LNG tankerlerine, konteyner ve kuru yük gemilerinden turizmde faaliyet gösteren deniz araçlarına kadar geniş bir yelpazeye sahip. Bununla beraber Türkiye’de deniz ulaşımında ve çeşitli özel projelerde faaliyetleri bulunan önde gelen kamu kurumlarının da uzun süredir ikmallerini kesintisiz sağlamaktayız. SOCAR Marine olarak sektördeki güçlü konumumuzu öncelikle korumak için satış, müşteri hacmimizi arttırabilmek için yatırım, plan ve proje çalışmalarımıza devam etmekteyiz.”

Genişleyen operasyonlar

Cebelitarık’tan Singapur’a, Rotterdam’dan Güney Afrika’ya kadar genişleyen operasyonları hakkında bilgi veren Tarakçı, “Bilindiği üzere tüm dünyada gemi yakıt ikmallerinde fiziksel operasyon yerel ikmalciler tarafından gerçekleştirilmekte olup gemi sahipleri ile ikmalciler arasındaki bağlantı büyük oranda uluslararası aracı firmalar tarafından sağlanmaktadır. SOCAR Marine olarak özellikle Türk armatörlerin ve kiracıların talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda yurt dışı limanlarda aracılık hizmeti vermekteyiz. Yurt dışı yakıt taleplerinde müşterilerimize kaliteli hizmeti doğru fiyat politikası ile sağlamaya çalışıyoruz. Özellikle yakıt ve servis kalitesinin yüksek olduğu yurt dışı liman ve ikmalciler ile çalışmakta ve SOCAR isminin tüm dünyadaki bilinilirliğini kullanarak müşterilerimize uluslararası standartlarda kaliteli hizmet vermekteyiz. Gemi yakıt ikmallerinin en yoğun olarak gerçekleştirildiği Cebelitarık ve ARA, Singapur gibi bölgelerin yanı sıra müşterilerden gelen talepler doğrultusunda Uzakdoğu limanları, Kuzey ve Güney Amerika limanlarında da hizmet verebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

Yaptırımlar maliyet olarak karşımıza çıkıyor

“2020 yılından bugüne sadece 5 yıl içerisinde deniz yakıtları sektörü de gerek kükürt sınırlamaları gerek emisyon etkileri gerek ticaret rotaları ve gerekse rekabete yeni eklenen oyuncu ve uluslararası bölgelerle önemli değişimler yaşamaktadır. Bu değişimler giderek ağırlaşmakta ve önemli maliyet unsurları olarak karşımıza çıkmaktadır” diyen Tarakçı, “Bir süre sonra mevcut teknolojilerin ihtiyaca cevap veremeyeceği bir noktaya geleceği ve yeni teknolojilerle ihtiyacın karşılanması gerekliliği kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacaktır. Dünyadaki deniz yakıtları sektörünün önümüzdeki 10 yıl için yaptıkları tahminler geleneksel yakıtların kullanılmaya devam edileceği fakat aynı zamanda alternatif yakıtların payının artacağı yönünde olduğu düşünüldüğünde, Türk deniz yakıt sektörünün uluslararası arenadan almış olduğu pazarı koruması ve uzun vadede büyütmesi, alternatif yakıtlar ile başlayan değişimde öncü olacak bir pozisyonu yakalaması önemlidir” açıklamasını yaptı.

Yeni teknolojilerin kullanımı

Rekabetçi bir piyasa olan denizcilik sektöründe fark yaratmalarını sağlayan unsurları, bu konuda yeni teknolojilerin operasyonel verimliliği nasıl artırdığını ve çevre dostu çözümlere yönelik çalışmalarını anlatan Tarakçı, “Değişen ürün çeşitliliği ile hayatımıza giren Bio ürünlerin yerli üretim ile önemli bir büyüklüğe geleceğine inanıyoruz. Tüm bu değişiklikler karşısında Socar Marine olarak önümüzdeki 10 yıl popülerliğini koruyacak ve talebini arttıracak olan Bio yakıtlar ki denizcilikle sınırlı kalmayarak havacılık için SAF üretimi ile akabinde LNG, metanol ve amonyak ürünlerine veriyoruz. Lisans çalışmaları devam eden LNG operasyonlarımızı, CO2 capture teknolojileri ile green metanol üretimi, halihazırda Pekim rafinerimizde ham madde olarak ACN üretimi için kullandığımız amonyak takip edecektir. Star ve Petkim rafinerilerimizin üretim kabiliyetleri, çok yönlü stratejiler ve sürdürülebilirlik politikamızla, bünyemizde bulunan limanlar ve denizcilik ekibiyle sektörün en Marine-Friendly şirketi olma yönünde ilerlememize devam edeceğiz. Bu kapsamda yerli üretimin desteklenmesi, kanuni altyapıların hazırlanarak, Malta, Gibraltar, Pire ve Suez gibi yakın coğrafyamızda bulunan rakip limanlara karşı rekabet gücümüzü arttıracaktır. Bu konu halan daha aktif olarak tartışılmakta ve pozitif ilerlemeler kaydedilmektedir. Piyasalardaki değişimler, alternatif ürünlerdeki talebin artışı, Türkiye için önemli bir fırsat oluşturmaktadır. Zira ithalat bağımlılığı maliyetleri yukarı çekerken, bio, lng gibi ürünlerde ise fark yaratarak daha güçlü bir pozisyona sahip olacağımızı değerlendiriyorum” dedi.

Ekonomik belirsizlikler

Küresel ekonomik belirsizliklerin ve yaptırım kararlarının bunker sektörüne etkilerini de değerlendiren Tarakçı, “Dünya ekonomileri küreselleşme ile beraber iktisadi, sosyal ve politik olaylara karşı daha duyarlı hale gelmiştir. Dünya ile entegrasyonu üst seviyede olan Türk gemi yakıt ikmali sektörü elbette yakın ve uzak çevremizdeki gelişmelerden etkilenmektedir. Fakat ülkemizin ve sektörümüzün dinamik yapısı olumsuz etkileri özellikle son 3 yılda en aza indirmeyi başarmıştır. Global talebin iyileşmesi ve bölgemizdeki sıcak hareketlerin sonlanmasıyla dünya deniz yakıt pazarından almış olduğu yaklaşık %1’lik pazar payını arttıracak ve hak etmiş olduğu konuma ulaşacaktır” yorumunda bulundu.

Gelecek ile ilgili beklentiler

2025 ve sonrası için bunker sektöründe yaşanacak değişiklikleri ve firmasının global pazarda uzun vadeli hedeflerini anlatan Tarakçı, “IMO CII&DCS, EU MRV, EU ETS, Fuel EU gibi kurallar çerçevesinde emisyonlar en önemli parametre olarak karşımıza çıkmaktadır. Gemilerden kaynaklı emisyonların azaltılması ve hedeflerin tutturulması kapsamında talepler çok daha agresif olmakta ve geleneksel bunker tedarik zinciri değişmektedir. İkmal edilen yakıtların kütlesel miktarlarından öte enerji içerikleri çok daha fazla öne çıkacaktır. Daha yüksek enerji içerikli aynı isimli yakıtların MJ başı CO2eq değerleri daha avantajlı olması sebebiyle armatörlerin bu konudaki hassasiyetleri çok yüksek ve talepkâr olacaktır. Konvansiyonel yakıt analizlerinde maliyetler, ton başına değil, enerji başına düşen maliyet olarak değerlendirilecek ve karar buna göre verilecektir” şeklinde konuştu.

Düşük sülfür denizcilik motorini

Tarakçı, “Diğer taraftan, 1 Mayıs 2025 itibariyle Avrupa Bölgesi MED ECA başlaması ile beraber Türkiye’de satılan ürün portföyüne ultra düşük sülfür fuel oil (ULSFO) eklenecektir. Bununla beraber, ULSFO ürününü kullanmak istemeyen armatörlerce düşük sülfür denizcilik motorini talebinin de artmasını öngörüyoruz. Diğer bir değişiklik ise agresif kükürt sınırlamaları sebebiyle Akdeniz Bölgesinde scrubber-fitted gemilerin daha fazla olacağı ve dolayısıyla yüksek sülfür fuel oil talebinde de artış olacağı öngörülmektedir. Tüm bunların yanında Bio-yakıt tedariki ile beraber alternatif yakıtlara olan ilgilinin artmasını ve amonyak-LNG-methanol gibi farklı ürünlerin araştırma ve geliştirme çalışmalarına hız verilmesini tahmin edebiliriz. Global ölçekte ise tahminler 2035 yılına kadar geleneksel denizcilik yakıtlarının kullanımının yüksek oranda devam edeceği yönünde. Alternatif ürünler için pazar paylarını arttırmakla beraber önümüzdeki 10 yıl gemi yakıtları marketini domine edemeyecekler” açıklamasını yaptı.

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ

7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
14 Mayıs 2025 – 16:55