Öncelikle bu zirveyi yalnızca akademik bir etkinlik olarak görmenin yetersiz kalacağını belirtmek isterim. Çünkü, denize adanmış hayatları, yılların tecrübesiyle örülmüş öyküleri öğrenme imkanını elde eden katılımcılar, etkinlik boyunca bir kuşağın mirasına da sahip oldular. Oldukça anlamlı bir etkinliğe şahit olduğum için açıkçası kendi adıma da çok minnettarım. Buradan da başta Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Gizem Kodak hocamıza ve emeği geçen bütün akademik kadroya çok teşekkür ediyorum.
Denizcilik camiasının ruhunu oluşturan tutkuya tanık oldum
Zirve öncesinde, İstanbul ekibi ve Hollanda’dan Ayşegül Domaniç Kasap ve ABD Houston’dan Adnan Akpınar ile Kıbrıs’ta bir araya geldik. Dost sıcaklığında, sohbetin bol, kahkaha eksikliğinin hiç hissedilmediği bir akşam yaşadık. Camiamızın esas ruhunun, bizi güçlü kılan noktamızın da bu bağ olduğuna inanıyorum. Dilerim, gelecek nesillerde bizim sahip olduğumuz bu bağlılığa sahip olacaklardır.
Ve Zirve
Ertesi gün hayatlarını denize adayan büyük çınarlar, onları bekleyen genç denizcilerle bir araya geldi. Yarım asırlık denizcilik serüveninde bir ekol haline gelen Kaptan M. Behzat Esinduy ve denizin tabiri caizse alfabesini yazan Kaptan Levent Akson hem meslektaşları hem de gelecek kuşağın temsilcilerine bilgilerini ve tecrübelerini aktardı.
Geçmişten geleceğe
Zirvede; deniz ulaştırma ve gemi makineleri işletme mühendisliği, deniz işletmeciliği deniz sigortacılığı, brokerlik ve acentelik, gemi survey, ekspertiz, deniz hukuku ve deniz ticareti alanlarının dünü ve bugünü konuşuldu.
İki oturumda gerçekleşen zirvenin ilk oturumunda; Erhan Esinduy başkanlığında, Halime Can, Semih Dinçel, Adnan Akpınar, Esin Topçu ve Adem Kocadağ öğrencilerle tecrübelerini paylaştı. İkinci oturumda ise Ayşegül Domanıç Kasap başkanlığında, Sevilay Kuru, Yunus Can, Levent Horasanlı, Gökhan Özcan ve Süleyman Sarı bilgi ve deneyimlerini anlattılar. Bülent Dandin ile Hüseyin Kocabaş’ta onur konuğu olarak aramızdaydı.
Özgürlüğün sesi: Veritas Vos Liberabit
Biraz geçmişe gideceğim izninizle… Camiamız, 2018 senesinde herkesin patır patır kurduğu WhatsApp grupları içinde kendini buldu. Zamanla gruplar içinde farklı düşünceler, eleştirel sesler duyulmaya başlandı. Öyle ya yüzlerce insanın hepsinin aynı fikirde olması da beklenemezdi. Hayatın doğal akışına aykırı da zaten. Akabinde bu farklı sesler Bülent Dandin’in kurduğu Veritas Vos Liberabit (VVL) çatısı altında toplandı…
İyi ki de o farklı sesler kaybolup gitmedi
Şayet o farklı sesler susturulaydı ortada dolaşan ses, kocaman bir uğultudan ibaret olacaktı. Bu farklı sesleri bir çatı altında bir araya getirmeyi başaran Bülent Dandin’e buradan şükranlarımı sunuyorum. Dandin, esasen ötekileştirilmenin, dışlanmanın ve yalnızlığın önüne geçerek bence özgür düşüncenin sesini duyurmasına imkan sağladı. Çünkü bu grup, “Sizi anlıyorum ama fikrim sizinle aynı değil” diyebilmenin mekanı oldu. Ardından da gerçek fikir alışverişinin olduğu bilgi akademisine evrildi. Bence, VVL, uçların çatıştığı bir düşünce ortamı değil, bilgiye dayalı özgürlüğün evi. Aynı zaman da tartışmaların derinleştiği, egodan arınmış bireylerin fikirlerini özgürce paylaşabildiği bir diyalektik platformdur.
İki kelamda bu imkanı yaratan Bülent Dandin’e gelsin
Bülent Dandin’e yalnızca bir iş insanı demek eksik bir tanım olur çünkü kendisi denizlere ruhunu işlemiş, değerleri olan ve aynı zamanda da tarihe ve edebiyata sahip çıkan bir insan. O, denizleri salt ticaret sahası değil, mücadeleci ruhu ve kültürel mirası yaşatan bir arena olarak görüyor.
Filosundaki gemilere verdiği isimler de yalnızca harflerden ibaret değil. Hayata karşı bir duruş, geleceğe karşı beslenen umudun da göstergesi niteliğinde: Kocatepe, Adatepe, Tınaztepe, Yeditepe, Duatepe… Can Yücel, Yaşar Kemal, Türkan Saylan, Che Guevara… Özellikle Türkan Saylan’ın FETÖ tarafından gözaltına alındığında, adının bir gemiye verilmesi, ticari bir karar değil, vicdani bir duruşun simgesi değilse nedir?
Cumhuriyet ruhunu, özgürlük bilincini ve adalet arayışını kendi yaşamına işlemiş bir insan olarak, tartışmaların yönünü değiştiren Bülent Dandin’e bizler Şef’imiz deriz. Bu forsu da sonuna kadar hak ediyor. Buradan kendisine bir selam gönderiyor ve son olarak diyorum ki denizlerin ve düşüncelerin sonsuzluğunda, herkesin sustuğu yerde konuşan bir ses. İşte, VVL’yi bir araya getiren ruh tam da bu.
İbrahim Kocamış
7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
17 Mayıs 2025 – 14:40