2025 yılında, yalnızca AB ETS kapsamında emisyon ticareti, küresel deniz taşımacılığına 6 milyar dolardan fazla maliyet ekleyeceği tahmin ediliyor. Deniz taşımacılığı emisyonları analiz şirketi Siglar Carbon’un maliyet tahminlerine göre, on yılın sonunda bölgesel ve küresel karbon fiyatlandırma programlarının oluşturduğu karmaşa, bu faturayı yıllık 50 milyar doların üzerine çıkarabilir.

Toplam tutar, AB ETS, FuelEU Maritime, İngiltere ETS ve IMO’nun 2028’den itibaren yürürlüğe girecek olan Sera Gazı Yakıt Yoğunluğu (GFI) önlemi gibi birbiriyle örtüşen önlemleri de içeriyor.

Norveç merkezli şirket, tüm planlar bir arada uygulanırsa ve diğer ülkeler de AB’nin izinden giderek yerel emisyon vergileri uygularsa, deniz taşımacılığı için yıllık toplam karbon faturasının 2030 yılına kadar 100 milyar dolara çıkabileceğini belirtti.

LSEG Research’ün tahminlerine göre, Avrupa karbon fiyatları 2030 yılına kadar ton CO₂ başına 150 dolara ulaşabilir ve bu da hala geleneksel yakıtlara bağımlı olan operatörler ve gemi kiralayanlar için maliyet yükünü artırabilir.

Siglar analistleri, “Karbon fiyatlandırıldığında, kiralamadan gemi finansmanına kadar her şeyi değiştirir” diyerek, emisyonların artık her seferde ölçülebilir bir ticari değere sahip olduğunu belirtti.

IMO’nun GFI’sı, tüm uluslararası deniz taşımacılığına etkili bir şekilde küresel bir karbon katmanı getirecek. Tahminlere göre, 2028’de yürürlüğe girdiğinde 22 milyar dolarlık uyum maliyeti oluşturabilir ve iki yıl sonra bu rakam 33 milyar dolara yükselebilir.

Gemi sahipleri ve işletmecileri için karbon fiyatlandırması, çevresel bir ölçüt olmaktan çıkıp temel bir ticari değişken haline geldi. Artık süreli kiralama eşdeğeri (TCE) getirilerini, seyahat planlamasını ve sözleşme şartlarını etkiliyor. Finansörler ve sigortacılar için karbon maruziyeti, operasyonel ve kredi riskinin yeni bir kategorisi olarak ortaya çıkıyor. Bu riskin, navlun dalgalanmaları veya yakıt maliyetleri ile aynı hassasiyetle izlenmesi ve fiyatlandırılması gerekiyor.

Kaynak: splash247.com