Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği (TKKD) 40. Dönem Yönetim Kurulu olarak, göreve geldiğimiz 16 Ekim 2024 tarihinden bu yana, Kılavuzluk Hizmetlerinin ve ülkemiz denizcilik sektörünün geleceğini yakından ilgilendiren tüm gelişmeleri dikkatle takip etmekteyiz.
Bu kapsamda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından başlatılan ihale süreci hakkında alanın birikimini ve mesleğimizin uzmanlık gerektiren yönlerini yansıtan kapsamlı görüşlerimizi ilgili makamlara titizlikle ilettik.
Deniz emniyetini tehlikeye atan düzenleme
Hayati Uyarılarımız Dikkate Alınmamıştır.
Derneğimiz tarafından 25 Ekim 2024 tarihinde Bakanlığa sunulan kapsamlı görüş ve ciddi çekincelere rağmen, bu uyarıların büyük bölümü karşılık bulmamıştır. Bu doğrultuda, “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Hakkında Yönetmelik” 11 Şubat 2025 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu düzenleme, deniz emniyetini “maliyet odaklı ticari rekabetin” konusu haline getiren, ucu açık ihale modeli ile hizmet kalitesini ve kamu güvenliğini ciddi şekilde riske atan hükümler içermektedir.
Kılavuzluk; bir “maliyet kalemi” değil, can, mal ve çevre güvenliğinin temel güvencesidir.
Temel endişe: Emniyetin rekabete kurban edilmesi
Yeni model, kılavuzluk hizmetlerinin niteliğini, sürekliliğini ve tarafsızlığını zedeleyerek uluslararası uygulamalarda açıkça sakıncalı bulunan bir yapıyı ülkemize taşımaktadır. ABD, Kanada, Birleşik Krallık, Almanya, Fransa başta olmak üzere pek çok ülkede büyük kazalar ve geri dönülmez hatalar sebebiyle terk edilen bu model, kamu güvenliğiyle doğrudan ilişkili bir hizmetin ticari baskılardan tamamen bağımsız olması gerektiğini göz ardı etmektedir.
Uluslararası destek: IMPA’nın açık uyarısı
Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Birliği (IMPA), kılavuzluk hizmetlerinin rekabete açılmasının:
• Deniz emniyetini zayıflattığını,
• Eğitim standartlarını düşürdüğünü,
• Sistemin bütünlüğünü bozduğunu defalarca vurgulamıştır.
Dünya genelindeki örnekler bu durumu açıkça kanıtlamaktadır:
• ABD Alaska: 1980’de rekabete açılan kılavuzluk hizmetleri, 1994’te Nieuw Amsterdam kazası sonrası kamu güvenliğine ciddi tehdit oluşturduğu gerekçesiyle yeniden düzenlenmiştir.
• Birleşik Krallık: Sea Empress kazası (1996) sonrası Pilotage Act yeniden düzenlenmiş, rekabetin hizmet standartlarını düşürdüğü resmi raporlara yansımıştır.
• Arjantin: Rekabet sonucu meydana gelen 18 deniz kazası nedeniyle sistem 2000 yılında tamamen değiştirilmiştir.
• Kanada, Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda: Rekabete kapalı, devlet gözetiminde ve kamu yararı temelli sistemler uygulanmaktadır.
Bu örnekler, kılavuzluk hizmetlerinde rekabetin; seyir emniyetini, can ve mal güvenliğini ve çevresel korumayı olumsuz etkilediğini tartışmasız biçimde ortaya koymaktadır.
Sürekli değişen yönetmelikler kurumsal hafızayı aşındırmakta
Kılavuz kaptanlık, uluslararası hukukta yüksek uzmanlık gerektiren bir kamu hizmeti olarak tanımlanmaktadır. Ancak son yıllarda yapılan sık ve parçalı düzenlemeler:
• Kurumsal hafızayı zayıflatmakta,
• Belirsizlik ortamı yaratmakta,
• Eğitim kalitesini ve mesleki tecrübeyi olumsuz etkilemekte,
• Büyük kazaların tekrar etme riskini artırmaktadır.
Gemi boyutlarının büyümesiyle riskler artmış; tecrübe, kıdem ve yetki alanı ilkesinin (IMO kararnamesi gereği) korunması daha da hayati hale gelmiştir.
Stratejik gerçek: Mavi vatan ve uluslararası itibar
Kılavuzluk sistemi, sadece seyir emniyeti açısından değil; Mavi Vatan’ın korunması, çevresel felaketlerin önlenmesi ve ülkemizin küresel itibarı açısından stratejik bir güvenlik unsurudur.
Tecrübe ve kıdeme dayalı sistem, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de korunmalı; kılavuz kaptanların görev bölgeleri ile ilgili sınırlar net şekilde uygulanmalıdır.
Hukuki süreç
Söz konusu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ardından, TKKD olarak:
• Yürütmenin durdurulması
• İptal talebi
İle Danıştay’da dava açmış bulunmaktayız. Süreç devam etmekte olup, taleplerimizle ilgili karar verilmesi beklenmektedir. Aynı Yönetmeliğin dayanağı olan kanun maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde de görülmekte olan bir dava bulunmaktadır.
Bu süreçler devam ederken ihale ve yetkilendirme adımlarının sürdürülmesi, ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurma riski taşımaktadır. Bu nedenle beklentimiz, hukuki süreç tamamlanana kadar hiçbir şekilde yetkilendirme yapılmamasıdır.
19.11.2025’te dernek merkezimizde yapılan bilgilendirme toplantısında, üyelerimize süreç tüm yönleriyle aktarılmış; dileyen meslektaşlarımızın bireysel haklarını arayabilecekleri idari ve yargısal yollar hakkında bilgi verilmiştir.
TKKD’nın çağrısı
Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği olarak kararlılıkla:
1.Mesleğimizin profesyonel, bağımsız ve kamu yararına dayalı niteliğini korumaya, 2.Uluslararası deniz emniyet standartlarına uygun şekilde hizmetin sürdürülebilirliğini
sağlamaya,
3.Sürecin tüm aşamalarını şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşmaya, devam edeceğiz.
Deniz emniyeti; yalnızca kılavuz kaptanların değil, ülkesine aidiyet duyan herkesin ortak sorumluluğudur. Bu hizmetin ticari rekabete açılması, tüm paydaşları doğrudan etkileyecek olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Emniyet ödün verilemez bir değerdir
Tüm paydaşları, kamu kurumlarını, liman otoritelerini, sektör temsilcilerini ve kamuoyunu; deniz emniyetini, insan hayatını ve çevreyi önceleyen bir anlayışla hareket etmeye davet ediyoruz.
Kılavuz kaptanlar; ülkemizin deniz ticaretinin sürdürülebilirliği, kesintisizliği ve güvenli işleyişinin en önemli güvenceleridir.
Unutulmamalıdır ki;
Deniz emniyeti bir ülkenin denizlerdeki onurudur. Saygılarımızla,
Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği
40. Dönem Yönetim Kurulu
Kapt. Ali Önemli
Genel Sekreter
Kapt. Nildeniz Sütçü Şen
Yönetim Kurulu Başkanı
İndirmek için tıklayın: Kamuoyu Duyurmuz Hakkında_251127_181517
The post TKKD: “Kılavuzluk; bir “maliyet kalemi” değildir” appeared first on Denizcilik Dergisi.
DENIZCILIK DERGISI – Haber Linkine Gitmek İçin Tıklayın !
DemirHindi
28 Kasım 2025 – 12:42


