SÜLEYMAN NUTKİ’DEN GÜNÜMÜZE DENİZLERİN KILAVUZ KAPTANLARI

Türkiye’de Kılavuz Kaptanlığın Tarihi (Murat Koraltürk) ve Kılavuzluk Hizmetlerinin Kurucusu Emekli Fırkateyn Kaptanı Süleyman Nutki Bey

Günümüzde hangi mesleğe sahip olursak olalım, o mesleğin tarihini bilmezsek, geçmişle bağlantı kuramaz ve mesleğimizi geleceğe taşıyamayız. Mesleğin tarihi en iyi yazılı belgelerden, başta kitaplar olmak üzere, arşiv belgelerinden, efemeralardan, raporlardan, makalelerden, gazete yazılarından ve sözlü tarih çalışmalarından elde ederek yazmak mümkün. Ama en önemlisi bu işe meraklı, hevesli, gönül vermiş kişiler. İşte Dr. Öğretim Üyesi Murat Koraltürk titiz ve nadide eserleri ile aşağıda kısa bilgiler vereceğimiz meslek tarihimizin kitap yazarı olarak karşımıza çıkıyor.

Murat Koraltürk kitabın çıkış öyküsünü şöyle anlatıyor: “Denize ve gemilere olan ilgim tarihe olan merakımla birleşince denizcilik tarihi ile uğraşır hale geldim. Bunu bilen dostum Kaptan Turgay Erol, 2003 yılı yaz aylarında Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği’nin Haziran 2004’te İstanbul’da yapılacak olan IMPA Kongresinde katılımcılara sunmayı düşündüğü, “Türkiye’de Kılavuz Kaptanlığın Tarihi” ile ilgili bir kitap talep ettiğini, bu proje ile ilgilenip ilgilenmeyeceğimi sorduğunda tereddüt etmeksizin ilgilenebileceğimi söyledim.” Koraltürk’ün emekleri sayesinde elimizde mesleğimizin tarihini anlatan bir kitap var. Bu kitap konu ile ilgili ilk kitap olma özelliğini taşıyor. Koraltürk kitabın önsözünde belirttiği üzere, bu çalışmanın son araştırma olmamasını istiyor. Zaman başta olmak üzere çeşitli kısıtlardan dolayı kitabın kapsamını daha geliştirmek ve genişletmenin mümkün olamadığını yazısına ilave ediyor. Önsözden devam edersek: “Kitap eskiçağlardan bugüne, kılavuz kaptanlığın tarihini içermekle birlikte ağırlık merkezini XIX. yüzyıl sonu ve XX. yüzyıl başında Osmanlı Devleti’nde kılavuz kaptanlığın gelişimini oluşturmaktadır. Araştırma sürecinde gördüğümüz, Türkiye’nin XIX. yüzyılın ortalarından başlayarak özellikle Batı ile iktisadi ilişkilerindeki gelişimine, bilhassa dış ticaret hacmindeki artışa bağlı kılavuzluk hizmetlerine olan talep de artmıştır. Buna paralel olarak Türkiye’de kılavuzluk hizmetlerinin modernleştirilmesi gündeme geldi” demektedir.      ( Koraltürk, age)

Koraltürk girişte kitabın bölümlerini şöyle tanıtıyor: “Beş bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde, kılavuzluğun eskiçağlardan yakın zamanlara kısa gelişimi anlatılmaktadır. Yine bu bölümde, Osmanlı Devleti’nde kılavuzluğun XIX. yüzyıla kadarki gelişimi ele alınmaktadır. Kitabın ikinci bölümünde Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda bir yandan iktisadi değişim, diğer yandan teknolojik değişim, Osmanlı denizciliğine de etkide bulundu. Deniz trafiği ve liman hareketlerinin artışı, kılavuzluk hizmetlerine olan talebi arttırdı. Üçüncü bölümde, Osmanlı Devleti’nde kılavuzluk hizmetlerinin modernleştirilmesi yönünde atılan adımlar anlatılmaktadır. Bu bağlamda kılavuzluk imtiyazı taleplerinden, bir resmi kılavuzluk teşkilatının kuruluşuna kadar uzanan gelişmeler ele alınmaktadır. Osmanlı Devleti’nde özellikle 1890’lardan itibaren kılavuzluk hizmetlerinin modernleştirilmesine ilişkin atılan adımlar ve sarf edilen çabalara karşın, bu hizmetin belli nitelik ve standartta verilmesi sağlanamadı. Bu gelişme ancak Cumhuriyet döneminde kaydedilmeye başlandı. Kitabın dördüncü bölümünde bu gelişmeler konu edilmektedir. Kitabın beşinci bölümünde ise Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği konu edilmektedir.” (Koraltürk, age)

Koraltürk kitabında Türkiye’de kılavuzluğun tarihi ile ilgili yayınlanmış az sayıda araştırma bulunduğunu belirtmiştir. Burada verdiği örnekler; M. Orhan Kızıldemir’in “Yurdumuzda Kılavuz Kaptanlığın Tarihçesi” ( Kaptanın Sesi– Temmuz, Ağustos, Eylül 1993, s.16; Ekim, Kasım, Aralık 1993 s.14), Eser Tutel, (Gemiler… Süvariler… İskeleler… İletişim Yayınları, İstanbul, 1998, s. 345-351)’dir. Yazar konunun bu derece bakir olduğunu söylemekte ve mümkün olduğu kadar birincil kaynaklara başvurulduğunu belirtmektedir. Burada yararlanılan kaynaklar: Osmanlı Arşivi ve Tarihi Deniz Arşivi belgeleri, Cumhuriyet Arşivi, yardımcı kaynak mahiyetinde matbu olmayan çeşitli rapor, kitap, makale ve gazete yazılarıdır. ( Koraltürk, age)

Rahmetli Eser Tutel ticaret bahriyemiz hakkında çok değerli eserler vermiştir. Birçok araştırmada kitaplarından yararlandım ve yararlanmaya devam ediyorum. Sevgili Ali Bozoğlu bir kitabının önsözünde rahmetli Tutel’in onu nasıl yazmaya cesaretlendirdiğinden söz eder. Meğerse bu süreçte Tutel hastadır. Yerini sevgili Ali Bozoğlu’na bırakmak istemektedir. Ardından Tutel vefat eder. Tutel müthiş arşivini ve kitaplarını İstanbul Deniz Müzesi’ne, Sayın Koraltürk’e ve Sayın Bozoğlu’na bırakmıştır. Kendisi sağken böyle bir girişim ile arşivini koruma altına almış ve onu emin ellere teslim etmiştir. Deniz tarihine meraklı kişiler rahmetli Tutel’in kitaplarını daima başuçlarında bulundururlar. Tutel yukarıda söz edilen kitapta altı sayfada Türkiye’deki (1998) kılavuzluk hizmetleri hakkında bilgiler vermektedir.

Emekli Fırkateyn Kaptanı Süleyman Nutki Bey ve Tutel’den Kılavuzluğun Kuruluş Öyküsü

Tutel, ülkemizde kılavuzluğun öneminin, 1892 yılında Marino adında yaşlı bir Rum kaptanın Bahriye Nezareti’ne başvurusu üzerine anlaşıldığını yazmaktadır. Rum kaptan İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile İstanbul limanı için imtiyaz istemekte ve Hazine’ye 1.000 altın vermeyi taahhüt etmektedir. Dilekçeyi inceleyen dönemin Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa (Ertuğrul fırkateynini Japonya gönderen Bahriye Nazırı) durumun önemini kavrayarak Mesudiye fırkateyni kumandanı Hayri Paşa’nın başkanlığında, aynı fırkateynde bir komisyon kurulmasını ve bu alanda çalışmalara başlanmasını emretti. Yazıldı, çizildi ancak bir sonuca varılamadı, Rum kaptana cevap bile verilmedi. Mesudiye fırkateyninde toplanan komisyonun üyelerinden Süleyman Nutki Bey, (İTÜ, Gemi İnşaiye Kürsüsü Başkanlığı da yapan Ord. Prof. Dr. Ata Nutku Bey’in babası)1910’da Donanma’dan emekli olunca bu işin üzerinde önemle durmaya başladı. 1914’de toplanan ikinci komisyonda yeniden üye olarak giren Süleyman Nutki Bey, Kılavuzluk Servisi’nin kurulması için gerçekten büyük emek sarf etti. Uzun çalışmaların sonunda 24 Ağustos 1914 günü (16 Ağustos 1914’de Yavuz ve Midilli Tuzla’ya demirliyor, Büyük Harp çok yakın) bir Kılavuzluk Nizamnamesi düzenlendi ve bu konudaki tüm yetkiler Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi’ne verildi. Ne yazık ki, bu çok yararlı girişim Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine gerçekleştirilemedi. 1917’de Rusya’daki büyük devrim sonrasında imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması ile Karadeniz’den gelen gemilerin Boğazlar’dan geçmeleri ihtimalleri kuvvetleniyordu. Bu durum karşısında Süleyman Nutki Bey, dönemin Bahriye Nazırı Cemal Paşa’yı kılavuzluk hizmetleri ve imtiyazının önceden Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi’ne verildiğini ve bu İdare’nin ise Harbiye Nezareti’ne bağlı olduğu nedenle (savaş nedeniyle bu yola başvurulmuştu, bu dönemde sayısız gemimiz savaşta rol almış, birçok ticaret bahriyesine mensup denizcimiz şehit olmuştur ) kılavuzluk hizmetlerinin de Seyr-i Sefain tarafından yürütülmesi gerektiğine ikna etti. Ama teşkilat kurulmadığından uygulamaya geçilemedi. Bu durum karşısında, Süleyman Nutki Bey yeniden bir rapor hazırlayarak Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi Encümeni’ne (komisyon) verdiyse de Umum Müdür vekili Topal İsmail Hakkı Paşa’nın karşı koyması yüzünden rapor bu sefer de uygulamaya konulamadı. Daha da kötüsü, teşkilatın kurulması, 1918’de Mütareke günlerine kadar da uzadı. Çünkü o yıllarda müttefikimiz olan Almanlar’dan Kohen adlı bir deniz binbaşısı Boğaz’da kılavuzluk yaptırmaya başlamıştı. Topal İsmail Paşa’nın Kohen adlı bu deniz binbaşısıyla menfaat ilişkileri içinde olduğu söyleniyordu. Ayrıca Süleyman Nutki Bey, Paşa’nın kötü muamelesi ile karşılaşmıştı.

Dönemin Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Bey’in (ünlü Hamidiye kahramanı Hüseyin Rauf Orbay) ısrarlı tutumu ve desteğiyle 9 Ekim 1918 günü teşkilatın kurulması gerçekleştirildi. O gün, Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi binasında Süleyman Nutki Bey’e, bir masa ile iki sandalyenin ancak sığabileceği kadar küçük de olsa, bir oda tahsis edildi. İlk olarak tecrübeli ve bilgili kaptanlardan oluşan bir kılavuzlar heyeti kuruldu. Kuruluşun parası olmadığı gibi, kılavuzluk edilecek gemiye gitmek için teknesi de yoktu. Hiçbir ödeneği olmadığından gerekli malzemenin karşılanması imkânsız görünüyordu. Kılavuzluk teşkilatı, kurulmasına kurulmuştu da, henüz hizmet veremez durumdaydı. Kaldı ki, yetkililer arasında bu kuruluşun asla hizmet veremeyeceği görüşünde olanlar da vardı. Süleyman Nutki Bey yılmadı, usanmadı, teşkilatı güçlendirmek için çalıştı. O sıralarda Seyri-i Sefain Umum Müdürlüğü’ne atanan Amiral Vasıf Paşa’ya durumu anlattıktan başka, Harbiye Nezareti’ne de resmen başvurarak kılavuzluk imtiyazının Osmanlı Donanma Cemiyeti’ne devredilerek memleket menfaatlerinin kollanmasını istedi. Türk denizciliği, bu iş için 28 yıl uğraşan emekli fırkateyn kaptanlarından (kaymakam, yarbay) Süleyman Nutki Bey’e çok şey borçludur.

Başlangıçta, 5.000 lira sermayeye karşılık, yılda 1.500 lira kâr sağlanacağı tahmin ediliyordu. Bunları gözönüne alan Donanma Cemiyeti, imtiyazı 200.000 liraya devralmaya karar verdi. Ne var ki, bu sefer de Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi imtiyazı devretmekten vazgeçti. Nihayet Bahriye Nazırı emriyle 1 Ocak 1919 günü Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi, Kılavuzluk Hizmetleri Teşkilatı için 6.000 liralık bir bütçeyi kabul etti. Kılavuzluk Teşkilatı ancak böylece hizmet vermeye başladı. ( Tutel,age, s.346-347-348)

Yakın dönem Türk denizcilik tarihinde önemli bir yeri olan Süleyman Nutki Bey geç dönem Osmanlı bahriyesinde önemli ve öncü görevlerde bulunmuş ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına da şahitlik etmiştir. Bilhassa Türk deniz harp tarihi, Türk deniz ticareti, deniz teknolojisi, denizcilik lügati gibi denizciliğin farklı alanlarında ortaya koyduğu telif ve tercüme eserleriyle ardında kıymetli eserler bırakmıştır. Bu konumuyla ismi unutulmayan bahriye subayları arasında yerini almıştır. Yazdıkları kendinden sonraki deniz tarihçileri için önemli bir referans kaynağı olmuştur. ( Mehmet Korkmaz)  

Yukarıda rahmetli Tutel’in anlattığı gibi Süleyman Nutki Bey, yılmaz bir savaşçıdır. Mağlubiyet bilmez bir aydın denizcidir. Osmanlı’nın o katı bürokrasisini yenmiş, yabancıların bu işlere el atmasını önlemiştir. Hakkında kitaplar ve makaleler yazılmıştır. Mesleğimizin bir numaralı kurucusudur. Onu ve eserlerini tanımak, onu anlamak, onu yaşatmak biz kılavuz kaptanların en önemli görevlerinden biridir.

Türkiye’de kılavuzluğun kurulmasına emek vermiş başta emekli fırkateyn kaptanı ( kaymakam, yarbay) Süleyman Nutki Bey olmak üzere herkesin ruhu şad olsun.

Şen ve esen kalınız.

23- 27 Mayıs 2022 Kılavuz Kaptanlar Haftanız Kutlu Olsun

Uluç  Hanhan

www.uluchanhan.com

* Koraltürk Murat, Türkiye’de Kılavuz Kaptanlığın tarihi  (2004- İstanbul, Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Yayını, Türkçe/ İngilizce)

* Tutel Eser, Gemiler… Süvariler… İskeleler… İletişim Yayınları, İstanbul, 1998

* Korkmaz Mehmet, https://dergipark.org.tr/tr/pub/tws/issue/65511/985456)

Kaynak: DENIZKARTALI Haber Portalı – https://denizkartali.com/suleyman-nutkiden-gunumuze-denizlerin-kilavuz-kaptanlari.html