Tersan’ın ürettiği temiz enerji tükettiğinin dört katı

Yenilenebilir enerjiye olan yatırımları, yeşil dönüşüm hedefleri ve projeleri hakkında bilgi veren Tersan Tersanesi İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü Şakir Erdoğan, “Burada öncelikle Tersan olarak enerji, çelik ve tekstil yatırımlarımızın da bulunduğu büyük bir grubun parçası olduğumuzu belirtmekte fayda var. Gemi inşa, tamir bakım ve yat tamir çekek faaliyetleri ile Tersan ise bu grubun lokomotifi konumunda diyebiliriz. Grubun bir parçası olan enerji şirketlerimizin varlığı, bize bu alanda yatırımlar için ciddi bir bilgi birikimi ve destek sağlıyor” dedi.

Yalova’da yüzde 100 yenilenebilir enerji

Tersan olarak Yalova tesislerinde Eylül 2020’den itibaren %100 yenilenebilir enerji kullandıklarını söyleyen Erdoğan, “Bu tarihten itibaren de yenilenebilir enerji yatırımlarımıza hız kesmeden devam ettiğimizi söyleyebiliriz. Yalova’daki Tersan yerleşkemizde 10.000 güneş paneliyle 5,1 MW kurulu güç kapasitesine sahibiz. Ayrıca, Aydın/Bafa’daki RES ve GES santrallerimizde 50,8 MW kurulu gücünde 12 adet rüzgar türbini ve 45.000 güneş paneliyle 25 MW kurulu güç kapasiteli bir güneş enerji santralimiz de bulunuyor. Bir diğer enerji yatırımımız ise Karaman/Kisecik’teki güneş enerji santralimiz; burada da 4.630 güneş paneli ile 2,5 MW kurulu güce sahibiz. Tersan’ın temiz enerji yatırımlarının toplam gücü 83,4 MW’dir. Bu da tükettiğimiz enerjinin dört katı kadar temiz enerji üreterek hem kendi ihtiyacımızı karşılıyor hem de fazla enerji üretimi ile sürdürülebilir bir gelecek için katkıda bulunuyoruz demek oluyor” dedi.

Toplam kurulu güç: 1 GW

Tersan’ın kendi enerji yatırımlarının dışında, gurubun toplam enerji yatırımlarının kurulu gücünün 1 GW’ı geçtiğini belirten Erdoğan, “Altyapılarımız için gerçekleştirdiğimiz yenilebilir enerji yatırımlarımızın yanı sıra, üstlendiğimiz yeni gemi inşa projelerinde de çevreci tasarımların hayata geçirilmesine öncelik veriyoruz. Müşterilerimize enerji tasarrufunu ön planda tutan çözümler sunarak deniz taşımacılığında sürdürülebilirliğe katkıda bulunmayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.

Çevre dostu gemi projeleri

Çevre dostu gemi inşa projelerine de değinen Erdoğan, şöyle devam etti: “Tersan Tersanesi olarak, şu anda farklı aşamalarda inşası devam eden 23 aktif projemiz bulunuyor. Fabrika balıkçı gemileri, feribotlar ve açık deniz rüzgar santrali servis destek gemilerinden oluşan bu projelerin birçoğu sürdürülebilirlik açısından öncü niteliktedir. Örneğin, Acta Marine Hollanda için inşa ettiğimiz 4 adet açık deniz rüzgar santrali servis destek gemileri, sürdürülebilir enerji kaynağı olarak öne çıkan metanol yakıt ile çalışacak şekilde inşa ediliyor. İlk gemi yılın 2. çeyreğinde olmak üzere 2025 yılı içerisinde dördü de teslim edilecek olan bu gemiler, servis personellerinin tribünlere güvenli geçişlerini sağlayacak “Walk to work” asansör/geçit sistemleri, helikopter pisti ve dinamik konumlandırma sistemi gibi gelişmiş teknolojik özellikler ile donatılıyor.”

Dünyanın ilk %100 otonom feribotu

Uzun yıllardır iş birliği yaptıkları müşterileri Norveçli Fjord1 ile 2024 yılı başında imzaladıkları gemi inşa kontratı kapsamında dört adet bataryalı feribot inşasının devam ettiğini belirten Erdoğan, “Bu feribotlar dünyanın ilk %100 otonom feribotu olma özelliğini taşıyor. Alternatif yakıtlarla seyredebilen gemiler üretirken ayrıca enerji verimliliği konusunda da çeşitli önlemler alarak sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyoruz. Yakıt tüketimini azaltarak daha verimli bir performans sağlayan enerji tasarruflu makinelerin kullanımının yanında, hidrodinamik performansı arttırılmış enerji tasarruflu gövde tasarımları tercih ediyor ve enerji geri kazanım sistemleri ile gemi makinelerinden çıkan atık ısıyı yeniden kullanıyoruz. Akıllı enerji yönetim sistemleri ile gemilerin enerji tüketimini izleyip optimize ederek gereksiz enerji harcamalarını önlüyor ve çevre dostu bir operasyon sağlıyoruz. Metanol veya diğer karbon salınımı düşük yakıt türü kullanmayan projelerimizde dahi, düşük enerji sarfiyatlı sistemlerin ve atıl enerji geri kazanım sistemlerinin kullanımına özen gösteriyoruz” dedi.

Tersan Havyard ile küresel pazarda güçleniyor

Geçtiğimiz yıl, Norveç’in en köklü tersanelerinden biri olan Havyard Leirvik Tersanesi’ni satın aldıklarını belirten Erdoğan, “Tersan Havyard olarak bir yılı aşkın süredir faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu önemli yatırımla Tersan olarak hem Kuzey Avrupa’daki hem de küresel gemi inşa endüstrisindeki konumumuzu güçlendirdiğimizi söyleyebiliriz. Üretim kapasitemizi artıran ve Avrupa’da yerleşik bir tersane ile ortak çalışma yöntemleri geliştirmeyi sağladığımız Tersan Havyard ile uzmanlık ve kaynaklarımızı birleştirerek, yüksek kaliteli gemilerin inşasında daha geniş bir yelpazede hizmet sunmaya ve genel gemi bakım faaliyetlerinde daha çekici hizmetler sağlamaya başladık. Tersan Havyard’da yürüttüğümüz çevre dostu projeler de bu sürdürülebilirlik hedeflerimizin önemli bir parçası. Örneğin, Norled için inşa ettiğimiz dört adet batarya destekli feribot, Norveç’in en büyük batarya kapasiteli feribotları olacak ve sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltarak sürdürülebilir deniz taşımacılığına katkıda bulunacak” ifadelerini kullandı.Tersan’ın offshore için gerekli kapasite ve altyapı yeterliliği hazır

Tersan tersanelerinin altyapısının, offshore ve deniz üstü sektörünün ihtiyacı olan gemi ve ekipmanları üretme konusundaki çalışmalarını değerlendiren Erdoğan, “Özellikle Yalova’daki tersanemiz, offshore ve deniz üstü sektörlerinin ihtiyaç duyduğu farklı tiplerde ve büyük ölçekli gemi ve açık deniz yapılarını inşa etmek için gerekli kapasite ve altyapı yeterliliğine sahiptir. Türkiye’nin önde gelen tesislerinden biri olan Tersan 310 ve 180 metre uzunluklarındaki yüzer havuzları, toplam 1.460 metre rıhtım uzunluğuyla 3 adet iskelesi, en büyükleri 550 ton ve 400 ton kaldırma kapasitesine sahip çeşitli büyüklüklerde vinç ve taşıma elemanları ile mega blok ve bileşenlerden oluşan gemi ve offshore yapılarını inşa etmek için gerekli alt yapıya sahiptir. Yaklaşık 200 metre uzunluğunda ve 56 metre genişliğindeki kızağımızda iki adet, yatay üretim hattımız da iki adet olmak üzere toplam dört adet üretim hattı ile aynı anda farklı aşamalarda bulunan 20’den fazla projeyi inşa edebiliyoruz. Yıllık 50 bin ton çelik işleme kapasitemiz, 5 adet kapalı boya atölyemiz, robot kaynak makineleri ile donatılmış panel üretim hattımız, son teknoloji çelik kesim atölyelerimiz, mekanik ve boru atölyelerimizle offshore sektörünün ihtiyacı olan çeşitli tiplerde gemileri ve yüzer yapıları inşa edebilir durumdayız” açıklamasını yaptı.

Avrupalı girişimcilerden deniz üstü yüzer rüzgâr enerji santrallerinin üretimi konusunda giderek artan talepler aldıklarını ifade eden Erdoğan, “Bu yapılarının tasarım kriterleri nedeniyle mega boyutlarda olduğunu ve inşası için gerekli altyapıya sahip tersanelerin Avrupa’da sınırlı sayıda olduğunu belirtmek isteriz. Tersan, bu sayılı tersanelerden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Bu yapıların tasarımları geliştirilip daha uygulanabilir bir hale geldikçe, gelecekte seri üretim süreçlerini de gözlemleyeceğimizi düşünüyoruz. Ülkemizde de gündemde olan bu büyük ölçekli yatırımlar için Tersan Tersanesi olarak tam anlamıyla hazır durumdadır” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin bu alandaki yeterliliği yüksek

Türkiye’de deniz üstü rüzgar enerjisi sektöründe imalat ve üretim altyapısını ve yeterliliğini değerlendiren Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Bu konuyu bizim tersaneler ve tersanecilik faaliyetleri açısından değerlendirmemiz daha doğru olacaktır. Tersanelerimizin offshore segmentindeki teknolojik olarak üstün gemi ve yapıların inşasında yeterliliğinin oldukça yüksek olduğunu belirtebiliriz. Türkiye’de offshore ve deniz üstü sektörlerinin ihtiyaç duyduğu gemi ve yüzer yapıları üretme konusunda yeterli altyapıya sahip modern ve kapsamlı tersaneler bulunuyor. Bugüne kadar birçok tipte offshore gemisi inşa etmiş Türk tersaneleri, bu alanda gerekli tesis altyapısına, tecrübe ve teknik bilgi birikimine, mühendislik gücüne ve üretim kapasitelerine sahiptir. Ancak, deniz üstü rüzgâr enerji santralleri gibi mega yapıların inşası, geleneksel tersane kapasitesinin üzerinde, çok daha geniş alanlara ve uzun kıyı şeritlerine ihtiyaç duymaktadır. Yukarıdaki soruda tersanemizin altyapısından bahsederken de vurguladığımız gibi, bu tür projeler için en kritik gereklilikler geniş üretim sahaları, uzun rıhtım şeritleri ve yüksek çelik işleme kapasiteleridir.”

Projelerin başarı ile yürütülebileceğini düşünüyoruz

Halihazırda büyük alanlarda faaliyet gösteren tersanelerin bile bu ölçekteki yapıların seri üretimi için yeterli olmayabileceğini söyleyen Erdoğan, “Bu nedenle, Türkiye’nin uzun kıyı şeritleri bulunan yeni alanları bu tür yapılar için özel olarak tahsis etmesi, deniz üstü rüzgar enerjisi sektörünün gelişimi açısından büyük bir adım olacaktır. Özellikle son yıllarda, Türk tersaneleri, çevresel sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konularında da önemli adımlar atmış durumda. Çevre dostu yakıtların kullanımı ve enerji tasarruflu teknolojilerin entegrasyonu, tersanelerimizin uluslararası rekabet gücünü artırıyor. Ayrıca, tersanelerimiz, yerli ve yabancı müşterilerine en yüksek standartlarda hizmet sunarak müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutuyor. Eğitimli ve deneyimli iş gücü ile her türlü offshore ve deniz üstü mega yapıların inşası projelerinin Türkiye’deki önde gelen tersanelerde başarı ile yürütülebileceğini düşünüyoruz” dedi.

Geliştirilmesi ve desteklenmesi gereken alanlar

Tersanelerimizin bu alanda daha ileri gidebilmesi için her zaman geliştirebilecek alanlar olduğu söyleyen Erdoğan, “Öncelikle, çalışanlarımızın mesleki ve teknik eğitimlerine ağırlık vererek, uzmanlık alanlarında güncel bilgi ve becerilerle donatılmalarını sağlamak büyük önem taşıyor. Bu sayede, tersanelerimizin teknik yetkinlik düzeyini artırabilir ve daha verimli çalışmasını sağlayabiliriz. Aynı zamanda, yeni teknolojilerin entegrasyonu ile üretim süreçlerimizi modernize etmeli ve Ar-Ge faaliyetlerine yatırım yapmayı artırmalıyız. Bu adımlar, tersanelerimizin rekabet gücünü artıracak ve yenilikçi çözümler geliştirmelerine olanak tanıyacaktır. Uluslararası iş birlikleri kurarak bilgi ve tecrübe paylaşımını artırmak da kritik bir adımdır. Bu sayede, tersanelerimiz küresel pazarda daha etkin bir rol oynayabilir ve uluslararası standartlarda projeler üretebilirler. Tersanelerimizin bu alanda ilerleyebilmesi için çeşitli devlet destek ve teşvikleri, vergi indirimleri, eğitim programları, yenilikçi projelere hibe ve fon sağlanabilir. Ayrıca, uluslararası tanıtım stratejileri uygulanarak tersanelerimizin dünya çapında bilinirliği artırılabilir” şeklinde konuştu.

7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
24 Mayıs 2025 – 10:55