Jojoba Biyodizel, denizcilikte düşük emisyon için umut vaat ediyor. Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) 2050 yılına kadar deniz taşımacılığından kaynaklanan emisyonları sıfırlama hedefi doğrultusunda sürdürülebilir yakıt alternatiflerine yönelik çalışmalar hız kazanırken, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nden Doç. Dr. Levent Bilgili ve ekibinin gerçekleştirdiği araştırma dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu.

Araştırmada, gıda amacıyla tüketilmeyen ve Türkiye’nin güney bölgelerinde yetiştirilebilen jojoba bitkisinden elde edilen biyodizelin gemi motorlarında kullanım potansiyeli incelendi. Yapılan testlerde, %70 dizel – %30 jojoba biyodizel karışımı ile çalışan motorlarda önemli çevresel kazanımlar gözlemlendi.

Emisyon azaltımında çarpıcı bulgular

Araştırma verilerine göre, jojoba biyodizel karışımıyla yapılan motor testlerinde :

Karbondioksit emisyonlarında yüzde 59,32,

Karbonmonoksit emisyonlarında yüzde 32,93,

Hidrokarbon emisyonlarında yüzde 56,73,

Azot oksit emisyonlarında ise yüzde 20,89 oranında azalma sağlandı.

Doç. Dr. Levent Bilgili, “Jojoba bitkisinin tohumu %50’nin üzerinde yağ içeriyor ve bu yağın %95’i biyodizel olarak değerlendirilebiliyor. Bu özellikleriyle jojoba, denizcilik sektöründe temiz yakıt arayışına ciddi bir alternatif olabilir.” dedi.

Yaşam döngüsü emisyonunda negatif değer

Araştırmada öne çıkan bir diğer önemli bulgu ise, jojoba biyodizelin yaşam döngüsü emisyonlarında negatif değer vermesi. Bu durum, yakıtın üretim ve kullanım sürecinde atmosfere saldığından daha fazla karbondioksiti absorbe ettiğini, yani iklim değişikliğiyle mücadelede net pozitif etki sağladığını gösteriyor.

Bilgili, saf biyodizelin halen dizel yakıtla maliyet açısından rekabet edemediğini ancak biyodizel-dizel karışımlarının hem ekonomik açıdan daha erişilebilir olduğunu hem de çevresel faydaların korunabildiğini vurguladı.

Motor performansına etkisi

Araştırma kapsamında yapılan motor testlerinde, biyodizel oranının artışıyla birlikte özgül yakıt tüketiminde bir miktar artış, termal verimde ise düşüş gözlemlendi. Ancak Bilgili’ye göre bu tür değişiklikler, uygun motor ayarları ve operasyonel planlamalarla dengelenebilir.

“Jojoba biyodizel tümüyle masum olmasa da, fosil yakıtlara kıyasla çok daha düşük çevresel etkiye sahip. Biyodizelin ideal karışım oranı yüzde 30 olup, bu değer uluslararası düzeyde de genel kabul görmektedir.” ifadelerini kullandı.

Biyoyakıt arayışında gıda güvenliğine duyarlı çözüm

Günümüzde bazı biyoyakıt türleri, gıda ürünlerinden üretildiği için eleştirilmekte. Ancak jojoba bu açıdan da avantaj sağlıyor. Gıda sektörüyle rekabet etmeyen bu bitki, gıda güvenliğini tehdit etmeksizin enerji üretiminde kullanılabiliyor.

The post Deniz yakıtlarına Türk önerisi : Jojoba appeared first on Haber Denizde.