İngiliz Donanması eski gücüne erişebilir mi? Cebelitarık’ta yaşanan kriz İngiltere’nin donanma gücünün önemini kamuoyu ve siyasetçilerin gündemine tekrardan taşımak için kullanılabilir. Arjantin’in 1982 yılında İngiltere karşısında yenildiği bir savaşa rağmen, Falkland adaları üzerindeki egemenlik iddiasından vaz geçmemesi de bir başka potansiyel kriz alanıdır. İngiliz ekonomisi ve donanması küçülürken, Falkland ve Cebelitarık üzerindeki Latin baskısının artacağı görünen bir gerçek. Bu baskılar donanmayı eski günlerine geri getirebilir mi, bunu zaman gösterecek. 2011 Libya tertibinde öncü rol oynayan İngiltere’nin Suriye tertibinde geri planda kalmasının en önemli nedenlerinden biri donanmasının durumu. Libya krizinde donanması henüz küçülmemişti. İki uçak gemisi vardı. Kanaatimce 1956 Süveyş krizinden sonra, yakın dönemde İngiltere, emperyal stratejilerini uygulama perspektifinde en zor dönemlerden birini yaşıyor. Ancak diğer taraftan işin içine kendi egemenlik alanı ve doğrudan ulusal çıkarlarını ilgilendiren Cebelitarık benzeri krizler çıktığında da eski reflekslerini kaybetmediğini görebiliyoruz. Hatırlanacağı üzere Falkland savaşını başlatan Arjantin Cuntasının en önemli gerekçesi İngiliz ekonomisinin krizde olmasıydı. Krize rağmen İngiltere müdahale etti. Diğer taraftan İngiltere’nin bu durumundan Fransa’nın büyük kazanç sağlayacağı bir gerçek. Onlar da ekonomilerinin içinde bulunduğu zor koşullara ve Almanya’nın ekonomik alanda açık meydan okumalarına maruz kaldıkları bir dönemde, Mali ve Suriye krizleri başta olmak üzere küresel maceralara atılmaktan geri kalmıyor. Donanması İngiltere’ye oranla küçülmüyor. Birleşik Arap Emirliği ve Cibuti’de kalıcı deniz üsleri temin ederken, ABD’nin 2012 yılında açıkladığı pivot stratejisinin ağırlık merkezi olan Pasifik ve Hint Okyanusu alanlarında donanma varlığını artırıyorlar. Ancak kırılgan Fransız ekonomisi, ABD’nin dümen suyunda bu maceralara atlayarak daha ne kadar zaman kıtasal güç olma iddiasını sürdürebilir ve Almanya’ya dolaylı mesaj vermeye devam edebilir? Neticede savaş, para işidir.
Türkiye dersleri. Tüm bu yaşananlardan Türkiye’nin çıkaracağı dersler nedir? Kanaatimizce iki önemli ders çıkarılabilir. Birincisi, devletler hayati çıkarlarını koruyabildikleri sürece güçlü, egemen ve bağımsız kalabilirler. Jeopolitik çıkarlarını korumaktan aciz devletler siyaset ve strateji geliştiremez ve merkezi güçlerin taşeronu olurlar. İkincisi deniz aşırı egemenlik krizlerinde donanma gücü asli unsur olmaya devam etmektedir. Bu nedenle Türkiye gibi denizlere tam bağımlı bir ülkenin donanması asla zayıflatılmamalıdır. Diğer bir deyişle sahte davalar ile kendi donanmasını yok eden devlet olarak tarihe geçmemelidir. Günümüzde Türkiye’nin denizaşırı en kritik üç çıkar alanında yani Kıbrıs, Ege ve Doğu Akdeniz’de yaşanan durum, başta Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının her iki derse odaklanmasını gerektirir. Zira her iki ders Kıbrıs’ta bağımsız KKTC’nin devamını; Ege’de Kardak benzeri egemenliği Yunanistan’a antlaşmalarla devredilmemiş 51 adet ada, adacık ve kayalıkların geleceğini ve Doğu Akdeniz’de gelecek kuşakların en büyük zenginlik kaynağı olacak (MEB) Münhasır Ekonomik Bölgemizin ilan edilmesini ilgilendirmektedir.
Cem Gürdeniz