Adil ölçülerde kuşkucu ve kıyaslamacı niteliğimizi uzun süredir rafa kaldırdığımız için herhangi bir konuyu ya da sorunu medeni ölçülerde tartışıp, bir neticeye vardıramıyoruz. Tartışmalarda yer alan tanım ve yorumlar, siyasi görüş ve bazen de endişeler üzerinden şekillendirilmeye çalışılıyor. Gergin atmosfer, kimi kesimin doğru bildiğini düşündüğü konuları söylemesini zorlaştırıyor. Yaşadığımız bu gerilim ve çekinceler; bazen de trajik bir hal alabiliyor. Uzmanlık alanlarına dair bilinmesi gerektiğine inanılan ve kamuoyunu yakından ilgilendiren meselelerin; toplu ya da kişisel çözüm önerileriyle kamuoyuna duyurulması bile maalesef farklı şekillerde algılanabiliyor. Bu durum; netameli sayılabilecek konuları, ifade özgürlüğü dâhilinde anlatmaya çalışan insanlara çoğu zaman sıkıntı ve sorunlar yaşatabiliyor. Şekil ve üslubun ehemmiyeti öne çıksa da sonuçta ne anlatılmaya çalışıldığının bir önemi kalmıyor.
Diğer yandan, son altmış yılda siyaseten birçok olumsuz ve kötü hadiseler yaşandı. Bir kısmı ise toplumsal travmalara neden oldu. Bu doğru. O nedenle, bugünkü olayları hazırladığı düşünülen geçmişin olgu ve koşullarının, kamuoyundaki tartışmalarda vazgeçilmezliklerini koruduğu görülüyor. Ancak günümüz şartlarını anlamaya çalışırken, geçmiş hataların benzetimleriyle kesin bir hükme gidilip suçlamalar yapılması da karşıt fikirlerin ifade edilmesinin önünde en büyük engel gibi duruyor. Bir düşünce birliği sağlamakta zorlanıyoruz. Oysa gerçek hayatta, aksi ortaya konulmadıkça, geniş ölçüde rastlantıya dayalı bir olaylar dizisi yaşanabilir ve bu durum mevcut kabullenmelerle uyuşmayabilir.
Birçok düşünür, benzer sorunları ‘‘Kleopatra’nın Burnu’’ olarak adlandırmıştır. Olayların rastlantısal nedenleri açıklanırken; Actium Savaşı sonucunun tarihçiler tarafından ileri sürülen nedenlerle değil de Antonius’un Kleopatra’ya olan duygusal tutkunluğu örnek alınarak ifade edilir. Kleopatra’nın güzel burnu biraz daha kısa olsaydı, dünya daha farklı olurdu diyenler de çıkmıştır. Bu bile olayı hazırlayan tesadüfi koşullardan sadece birisidir.
Netice itibarıyla, son birkaç gündür kamuoyunu meşgul eden ve geçmişteki müdahale metinleriyle benzeştiği iddia edilen bu ‘‘bildiri’’ meselesine de bu açıdan bakıyorum. Denizlerin coşkusu ve tabiatında her daim görülen bir enerjiden faydalanmak ve bunun karşılıklı bir sinerji ve anlayışa dönüşmesi için çaba sarf etmek gerekir diye düşünüyorum.
Biz içeride bunlarla uğraşırken, Amerikan-Yunan Enstitüsü’nün düzenlemiş olduğu ‘‘online’’ etkinlikte konuşan Yunanistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Konstantinos Floros: ‘‘Türkiye’nin, Ege’de karasularımızı 12 mile çıkarmamız durumunda savaşa girme tehdidini ciddi bulmuyorum’’ şeklinde bir beyanat verdi. Bu ifade, istikşafi görüşmelerin geldiği olası nokta itibarıyla mı ya da ABD’nin yarattığı illüzyon ortamının etkisiyle mi söylendi bilinmez. Bu işin bir tarafı. Diğer tarafı ise rakibinde yaşanan politik gerginliklerin ve gücündeki aşınmaya matuf olabileceğini değerlendirdiği kendince bazı emarelerin adamları cesaretlendirmesi olasılığıdır. Normal ve sosyal medyaları, bizde yaşananlar nedeniyle coşmuş durumda. Ancak bunları yanlış hesaplara itebilecek ihtimalleri oluşturmamaya hepimizin azami dikkat etmesi gerekiyor.
Çevremiz ateşten bir çember haline geldi. İçeride koronadan, dışarıda ise artan tehditlerden haritalar kızarmaya başladı. Toparlanmamız ve birlik olmamız gerekiyor. Pinokyo ve Kleopatra burunları arasındaki açısal farkı iyi ayırt edebilirsek, mevki ve yön tayinindeki birçok yanılsama ve hatalarımızı düzeltebileceğimizi düşünüyorum. Doğru rota ve sürati hep birlikte bulabilmemiz dileğiyle…
Alp KIRIKKANAT
Kaynaklar:
Durgun, Serpil, Aşkın, Zehragül, ‘‘Edward Hallet Carr’ın Perspektifinden Tarihte Nedensellik: Hegel’in Kötülüğü ve Kleopatra’nın Burnu’’, Beytulhikme An International Journal of Philosophy, https://docplayer.biz.tr/25272785-Edward-hallet-carr-in-perspektifinden-tarihte-nedensellik-hegel-in-kotulugu-ve-kleopatra-nin-burnu.html (06 Nisan 2021)
Graff, Henry, ‘‘Modern Araştırmacı’’, sayfa 161, 14.Basım, Tübitak Yayınları, 2004, Ankara.
Tahsin, İlhan, ‘‘Türkiye’nin 12 Mil İçin Savaşa Girme Tehdidini Ciddi Bulmuyorum’’, Birlik Gazetesi, 03 Nisan 2021, http://birlikgazetesi.org/turkiyenin-12-mil-icin-savasa-girme-tehdidini-ciddi-bulmuyorum/ (04 Nisan 2021)
‘‘Son dakika haberi… Bu kez haddini aştı… Türkiye için savaş nedeni!’’, Milliyet Gazetesi, 03 Nisan 2021, https://www.milliyet.com.tr/galeri/son-dakika-bu-kez-haddini-asti-turkiye-icin-savas-nedeni-6472494/10 (04 Nisan 2021)
https://twitter.com/MK86254118/status/1379045567993683969?s=20 (05 Nisan 2021)