EYFEL KULESİNDE EZAN OKUYAN KUVAYİ MİLLİYECİ

S/S Karadeniz, Anadolu direnişinin ardından gelen aydınlanmayı Avrupa kıtasına anlatmak için Fransa’nın Atlas Okyanusu kıyısındaki Le Havre limanına yaklaşırken güçlü gelgit nedeniyle 14 saat gecikme yaşamıştı. Manş Denizi’ndeki La Havre’de 2 Temmuz gecesi verilen ve büyük ilgi gören baloda Türk ve Fransız marşları çalındı. Başkent Üniversitesi Atatürk İlkeleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evrim Şencan, “La Havre Belediye Başkanı serginin Türk devrimleriyle bağlantısını vurgularken, Türk milletini ve vapura ruhu veren Atatürk’ü andı. İstihbarat müdürü Galip Bahtiyar’ın Fransızca bilmesi büyük avantajdı. Limanda 25 bin kişi sergiyi ziyaret etti. Kuvayi Milliyeci ruhuyla 200 km uzaklıktaki Paris’e giden Özbekler Tekkesi lideri Şeyh Ata Efendi, Eyfel Kulesi’ne çıktığında İstanbul’dan Anadolu’ya kaçırdığı silahları anımsayarak içinden geldiği gibi ezan okuyarak vapurun seyir defterine tarihi not düştü. Ata Efendinin, halifeliğin kaldırıldığı ülkeyi temsil eden vapurda yer alması çok anlamlıydı. Millî Mücadelede Atatürk’ün yanında olmak için İstanbul’dan Ankara’ya geçmekle kalmamış İsmet İnönü, Celal Bayar, Adnan Adıvar, Halide Edip, Mehmet Akif, Hamdullah Suphi gibi vatanseverlerin konaklaması için Üsküdar’daki Özbekler Tekkesinin kapılarını açmıştı.” dedi.

Helsinki’den Kazan Türkleri uğurluyor

“Hoşçakalın Kardaşlarımız”

Doç. Dr. Şencan, “La Havre’nin ardından Londra’ya giden vapuru, Büyükelçi Ferit Bey ve eşi Müfide Hanım karşıladı. Ticaret vekili Bay Olivier’ın şatosunda düzenlenen davette ay-yıldızlı bayrağımız dalgalandı. Vapuru ziyaret edenler, Türklerin kibarlığını her yerde anlattı. Vapurda verilen 300 kişilik çay ziyafetine; lordlar, banka müdürleri, belediye ve ticaret temsilcileri, tanınmış denizciler, Londra Türk kolonisi, büyükelçi ve mühendisler katıldı. Daily Express, harem kıyafetinden çıkan Türk kızlarının zarifliğinden ve danslarından bahsetti. Amsterdam’da Vondel Park’ta ise Riyaset-i Cumhur Orkestrası’nin konserini 8 bin kişi dinledi. Sergiyi gezen Amsterdam Belediye Başkanı’na eşlik eden Bedia Hanım, Türk kadınının toplumsal hayattaki rolünü de kanıtlamıştı.

Vapur, Türk- Alman ticari ilişkilerinin güçlenmesini sağladı. Baltık Denizi’nde 21 Temmuz’da varılan İsveç-Stockholm’de uzun gündüzler vapurdakilerin dikkatini çekti. Helsinki’ye 27 Temmuz sabahında gelen vapur yağmuru getirmişti. Helsinki’de halk bekledikleri yağmuru vapurun getirdiğini düşünerek sergiye akın etti. İlgi çok büyüktü. Vapur Helsinki’ye veda ederken orkestra Finlandiya marşını çalıyordu. Rusya-Kazan’dan gelen Türkler duygu seline kapılıp ağlıyordu. Kazan Türkü Tüccar Abdürrahim, heyeti gezdirmiş ve bilgi vermişti. Son durak Leningrad’da (St. Petersburg) Sovyetler, vapurdaki telsiz dairesini kilitlendi fotoğraf makineleri mühürlendi. Leningrad Ticaret Odası, vapur için bir film çekti” diye konuştu.

Dönüş yolunda Büyükelçi Yahya Kemal Beyatlı

Dönüşe geçen vapurun, 4 Ağustos 1926 günü Polonya’nın Danzig limanında coşkuyla karşılanmadığını belirten Şencan, Türk büyükelçi Yahya Kemal’dan (Beyatlı) bahsetti. Şencan, “Büyükelçi Yahya Kemal, Danzig’te Almanların yaşadığını ve Polonya’nın Gdynia kentinde daha iyi karşılanacaklarını söyledi. Vapuru, Gdynia’da ilk kez savaş gemileri karşıladı. Varşova’nın kibar aileleri, civar şehirlerin tanınmış insanları plaj mevsimi için buradaydı. Vapuru mayolarıyla gezenler içinde öğrenciler, donanma subayları, ticaret filosu zabitleri vardı. Akşam, vapurdaki herkes, Gdynia gazinosunda ziyafete davet edildi. Vapurda kaçak bir yolcu olduğunu fark edildi ve tüm vapur arandı. Bu kaçak yolcu anısıyla vapur, Danimarka’ya gitti. Kopenhang’da Danimarka Dışişleri Bakanı Fon Molteke gemiyi ziyaret etti. Ama Belçika-Anvers’te hak edilen ilgi görülmedi.” dedi.

Haslet Soyöz’ün yorumuyla Karadeniz Vapuru

Vapurun bombalanma ihtimali ve Bozkurt-Lotus gerginliği

Dönüş yolunda Akdeniz’deki ilk liman olan Marsilya’da vapura terör saldırısı ihbarı yapıldığını belirten Şencan, 21 Ağustos’ta girilen limanda İstanbul’dan gelen mesaja dikkat çekti. Şencan, “Marsilya’da sessiz ve basit karşılama gerçekleşti. Çünkü Türk gemisi Bozkurt ile ve Fransız gemisi Lotus çarpışmıştı, iki ülke gergindi. Telsizden verilen mesajda Marsilya’ya gidilmemesi istenmişti. Fakat mesaj limandayken ulaştı. Yine de takım elbiseli erkekler ve ipek elbiseli kadınlar Marsilyalılardan ilgi gördü. Üstelik vapurun bombalanma ihbarı vardı. Tedbir amaçlı vapur kontrol edildi, seyir kamarası kilitlendi. Ama Korkulan olmadı, balodan sonra İtalya’ya hareket edildi. Yunan sahilleri geçildikten sonra Çanakkale’ye girildi. Tarih-Coğrafya Encümen Reisi Pertev Paşa Atatürk’ün kahramanlıklarını anlatan konuşma yaptı. 5 Eylül 1926 günü İstanbul’a dönen vapur Galata rıhtımında coşkuyla karşılandı” dedi.

Doç. Dr. Evrim Şencan, “Karadeniz Vapurunda sergilenenler, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin imkânsızlıklar içinde ürettiği sade ve gösterişsiz ürünlerdi. Karadeniz Vapuru bir milletin küllerinden doğuşunun simgesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihteki ilk yüzer sergisiydi. Cumhuriyet’in Avrupa’da görücüye çıkmasıydı. Endişeydi, heyecandı, beklentiydi, umuttu. 10 Temmuz tarihli İngiliz The Graphic gazetesi tam sayfa haberinde, ‘Avrupa’nın ‘Hasta Adamı’ kendini nasıl iyileştirdi’ manşetini attı. 86 günde, 10 bin mil yapıldı. 12 ülkede 16 liman ziyaret edildi. 65 bin kişi ziyaret etti vapuru. Seyahatin 600 bin liralık bütçesini Ticaret Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Odası karşıladı. En çok ilgiyi tütün, halı, çini ve kehribar gördü. Lokumlar tükendi. Yüzyıllarca Avrupa’nın aklına kazınmış geri kalmış Türk portresinin silindi. Karadeniz, Atatürk devrimlerinin somutlaşmış hali olarak tarih sayfalarında yerini aldı” dedi.

Seyahatin günümüze yansımaları

Emekli Amiral Cem Gürdeniz

“Karadeniz Sergi Gemisi, Kemalist ve Denizci Türkiye’dir. Atatürk denizi ve denizciliği aklıyla anlayan, kalbi ve ruhuyla seven bir liderdi. Bir yarımada coğrafyasında güçlü bir donanma ile gelişmiş denizcilik endüstrisine sahip olmayı kurtuluş sonrası öncelikli hedefleri arasına koymayı bilen devlet kurucumuzun Cumhuriyet henüz üç yaşındayken Ticaret Bakanı Ali Cenani Bey’in sergi gemisi teklifini kabul ederek sahiplenmesinin pek çok nedeni var. Yeni Cumhuriyet denizci bir devlet olacaktı. Yıllarca kapitülasyon belasıyla denizlerden uzak tutulan Türkler, Lozan’da bu yükten kurtulmuştu. 3 yaşındaki genç cumhuriyetin, az zamanda ne büyük işler gerçekleştirdiği manifestosu denizden verilecekti. Savaş yorgunu Anadolu’nun üç yılda milli üretim olanaklarıyla neler başardığı sergilendi. En önemli mesaj Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üzerinden verildi. Karadeniz’in pervanesinin her dönüşü Atatürk gibi büyük bir lider önderliğinde neleri başardığının kanıtıydı”

Kaptan Lütfü Talayer’in Torunu Zeynep Talayer

“Büyükbabam Lütfi Kaptan çok genç yaşta kaybettiğimiz bir aile büyüğümüz. Ondan bize nesillerle aktarılan ise deniz sevgisi ve hayatta ahlaklı bir duruş. Her alandaki üretime önem veren genç cumhuriyetin kendini anlatma çabası olan sergi vapurunu deniz sevgisi ve ahlaklı duruşuyla sahiplendiğini tahmin edebiliyorum. Heyecan verici projenin bu kadar başarılı sonuç almasında ona destek veren kahramanların emeği büyük. Onlardan birinin de sergi vapurunun süvarisi Lütfi Kaptan olması bizi gururlandırıyor. Kendimizi anlatmak için onlar gibi sahiplenebileceğimiz, deniz sevgisi ve ahlaklı bir duruştan güç alan projeler üretmeliyiz”

İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran

“Ülkemiz ekonomisinin güçlü gelişmiş devletlerin arasında yerini almasını hedefleyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin ilanından kısa süre sonra Karadeniz Vapurunu yüzer fuar yaparak, modern Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıtmak için Avrupa seferine çıkarmıştır. Atatürk’ün, ülkenin tanıtımı için organize ettiği bu sembol girişim aynı zamanda denizciliğe verdiği önemi gösterir. Asya, Avrupa ve Afrika’ya doğrudan, okyanus bağlantısıyla tüm dünyaya bağlanan ülkemiz, tarih boyunca çeşitli uygarlıkları barındıran jeostratejik bir konumda bulunmuştur”

Hamit Naci Mavi Vatan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Levent Akson

“Atatürk, mazlum milletler cephesini kurmak istiyordu. Cezayir’deki Annaba limanına gittiğinde Kuzey Afrika’daki aşiret reislerini davet ettirdi ve Türklerin mücadelesini örnek almalarını amaçladı. Osmanlıca yazılı Karadeniz’e gelenler, modern insanları görünce çok şaşırdı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası 47 sanatçısı, 3 dil bilen gençler, milletvekilleri, gazeteciler, heykeltıraşlar, sanatçılar vardı. Sanayi Nefise Mektebi öğrencilerinin yaptığı heykeller, resim ve biblolar ile İbrahim Çallı’nın tabloları vardı. Doğu’dan gelen geminin ‘Orient Esintisi’ getireceğini düşünen aşiret reisleri yanıldı. Atatürk’ün verdiği ‘Bağımsızlığınız için mücadele edin’ mesajı yerine ulaştı. Üzerinde güneş batmayan imparatorluk Birleşik Krallık’ın başkentinde de çok şaşırttı Atatürk. Türk denizlerinde sadece Türk bayrağıyla ticaret yapılacağını ilan ettiğinin üçüncü günü Londra’ya varmıştı Karadeniz. Denizlerde kabotajı ilan ederken deniz imparatorluğuna da Karadeniz vapuruyla merhaba demişti büyük önder”

Atatürk tarihi araştırmacısı Dr. Tuna Yılmaz-isteatatürk.com

“Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlamasına eşlik eden Bandırma Vapuru nasıl bağımsızlık ateşimizse ekonomik bağımsızlık savaşımızın başlamasında çok önemli rolü olan Karadeniz Vapurunu tarihin tozlu sayfalarından kurtarmalıyız. Osmanlı’dan beri savaşlarla alınamayan ve girilemeyen Avrupa limanlarının, bir ticari zafer olarak görülen gezici sergi Karadeniz Vapuru fethedilmesi ile adından bahsettirmesi çok önemli bir kazanımdır. Aynı zamanda iletişimin ve medya gücünün 1926 yılında devlet eliyle nasıl kullanılması gerektiğinin önemli örneğini görüyoruz. Bu Cumhuriyet projesinin yeniden gündeme gelmesi, yeni nesillere aktarılması, yeni nesillerimize ilham olması ve ülkemizin nasıl tarihi arşivinin olduğunun bilinmesini çok önemli buluyorum”

Deniz tarihi araştırmacısı Ali Bozoğlu

Karadeniz vapurunu 12 Haziran 1926 günü Mudanya’da ziyaret eden Mustafa Kemal Paşa’nın projeye verdiği önem çok açıktır. Barcelona, La Havre, Londra, Amsterdam, Hamburg, Stockholm’ün ardından 25 Temmuz günü gelinen Helsinki’de yağmura rağmen rıhtımda yüzlerce kişi beklemiştir. Riyaset-i Cumhur Orkestrası’nın konseri müthiş olur. Ziyarete gelenler arasında Rusya’dan sürgün edilen Kazan Türklerinin karşılaması da görülmeye değerdir. Helsinki limanında ziyaretçi izdihamı bile olur. Helsinki limanında iki gün kalan Karadeniz Vapuru limandan ayrılırken rıhtımda bulunan binlerce Finlandiyalı beyaz mendil sallayarak uğurlamıştı”

Görseller WWW.İSTEATATÜRK.COM internet sitesinden alınmıştır.

Kaynak: DENIZKARTALI Haber Portalı – https://denizkartali.com/eyfel-kulesinde-ezan-okuyan-kuvayi-milliyeci.html