Liman operasyonlarındaki bu karmaşık ve riskli dünyada, güvenlik önceliklerini belirlemek ve kaza anında doğru kararları verebilmek hayati önem taşır. Peki, bu önceliklendirmeyi nasıl yapmalıyız? Hangi değeri her şeyin üzerinde tutmalıyız? Bu sorulara yanıt ararken, basit ama derin bir anlam taşıyan bir metafor karşımıza çıkıyor:
Bardak-Çay-Demlik Hipotezim
Bu metafor kafamda oluştuğunda, liman operasyonlarındaki ilk üç temel unsuru ele aldım:
“Bardak”, yani en değerli varlığımız olan “çalışan”;
“Çay”, yani taşınan “yük”;
“Demlik”, yani operasyonun gerçekleştiği “gemi veya ekipman”.
Bu samimi benzetmelerim, bize kaza anında ve öncesinde odaklanmamız gereken öncelik sırasını net bir şekilde gösterir: En kırılgan olan ve telafisi mümkün olmayan “bardak” (insan) her zaman ilk sırada korunmalı, ardından “çay” (yük) ve son olarak en dayanıklı unsur olan “demlik” (gemi/ekipman) gelir. Bu yazımda, Bardak-Çay-Demlik metaforunu derinlemesine inceleyerek, liman operasyonlarında insan odaklı bir iş güvenliği anlayışının neden hayati olduğunu ve bu yaklaşımın hem önleyici faaliyetlere hem de kaza anı müdahale stratejilerine nasıl rehberlik edebileceğini özgün, samimi ve ikna edici bir dille ele alacağım.
Bardak: En Kırılgan Değer – İnsan Hayatı
Metaforumuzdaki “bardak”, liman operasyonlarının merkezinde yer alan, ancak çoğu zaman en az fark edilen, en hassas unsuru temsil eder: insanı, yani çalışanı. Bir cam bardak nasıl en ufak bir darbede çatlayabilir, kırılabilir ve bir daha asla eski haline dönemezse, insan bedeni ve ruhu da iş kazaları karşısında o denli kırılgandır. Liman sahasındaki bir anlık dikkatsizlik, bir ekipman arızası veya gözden kaçan bir risk, bir çalışanın hayatını saniyeler içinde altüst edebilir. Kırılan bir bardağın parçalarını toplamak mümkün olsa da, kaybedilen bir canı veya yitirilen bir uzvu geri getirmek imkansızdır. İşte bu yüzden, bardak-çay-demlik metaforunda “bardak” en başa konulmuştur; çünkü insan hayatı ve sağlığı, diğer tüm maddi değerlerden kıyaslanamayacak ölçüde üstündür ve telafisi mümkün olmayan tek kayıptır.
Limanlar, doğası gereği tehlikeli ortamlardır. Yüksekten düşmeler, sıkışmalar, ağır yüklerin altında kalma, tehlikeli kimyasallara maruz kalma gibi olaylar, liman çalışanlarının karşılaştığı risklerden sadece birkaçıdır. Bu kazaların ardında yatan nedenler incelendiğinde, yetersiz eğitim, yorgunluk, acelecilik, güvenlik prosedürlerine uymama gibi insan faktörlerinin yanı sıra, ekipman bakımsızlığı ve yetersiz risk değerlendirmesi gibi sistemsel sorunlar da göze çarpar. Ancak sonuç ne olursa olsun, bedelini en ağır ödeyen her zaman “bardak”, yani insandır.
İnsan hayatını ve sağlığını her şeyin üzerinde tutmak, sadece etik bir sorumluluk değil, aynı zamanda yasal bir yükümlülüktür. Ulusal ve uluslararası düzenlemeler, işverenlere çalışanları için güvenli bir çalışma ortamı sağlama görevini yükler. Ancak bu yasal zorunlulukların ötesinde, gerçek bir güvenlik kültürü, rakamlardan ve cezalardan bağımsız olarak, insanın değerini içselleştirmekle başlar. Her bir çalışanın, akşam evine sağ salim dönebilmesi, liman operasyonlarının en temel başarısı olarak görülmelidir. Bardak metaforu, bu temel ilkeyi somutlaştırır: Operasyonel hedefler, kâr marjları veya zaman baskısı ne olursa olsun, hiçbir şey bir insanın hayatından veya sağlığından daha değerli olamaz.
Çay: Korunması Gereken Değer – Yük
Metaforumuzda “bardak”tan sonra gelen unsur “çay”dır. Çay, liman operasyonlarının varlık sebebi olan, elleçlenen, depolanan ve taşınan yükü, yani ticari emtiayı temsil eder. Şüphesiz ki bu yükün de kendine ait bir değeri vardır; ekonomik değeri, ticari önemi ve taşıdığı stratejik anlam yadsınamaz. Konteynerlerdeki elektronik eşyalar, dökme yük olarak taşınan tahıllar, tankerlerdeki petrol veya kimyasallar; hepsi küresel tedarik zincirinin önemli halkalarıdır ve bu zincirin aksamadan işlemesi için yükün güvenliği de elbette önemlidir.
Ancak bardak-çay-demlik hiyerarşisinde çayın, yani yükün, bardaktan sonra gelmesinin temel bir nedeni vardır: Yük hasarı, ne kadar maliyetli olursa olsun, insan hayatı ve sağlığıyla kıyaslandığında “kabul edilebilir” bir risktir. Dökülen bir çayı temizlemek, yerine yenisini koymak mümkündür. Benzer şekilde, hasar gören bir yükün maliyeti sigorta poliçeleriyle karşılanabilir, ticari kayıplar telafi edilebilir. Fakat kırılan bir bardağın, yani kaybedilen bir canın veya sağlığın telafisi yoktur. Bu nedenle, iş güvenliği önceliklendirmesinde, insan güvenliği mutlak surette sağlandıktan sonra yükün korunmasına odaklanılmalıdır.
Bu durum, yük güvenliğinin önemsiz olduğu anlamına gelmez. Aksine, yük güvenliği de liman operasyonlarının ayrılmaz bir parçasıdır ve çoğu zaman insan güvenliğiyle doğrudan ilişkilidir. Örneğin, yanlış istiflenmiş veya yeterince sabitlenmemiş bir yükün devrilmesi, sadece yüke zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda etrafındaki çalışanlar için de ölümcül bir tehlike oluşturabilir. Tehlikeli maddelerin sızması veya dökülmesi, hem çevreye hem de insan sağlığına ciddi zararlar verebilir. Bu nedenle, doğru elleçleme teknikleri, uygun istifleme yöntemleri, yük sabitleme (lashing) kurallarına uyulması ve tehlikeli yüklerin yönetimi konusundaki prosedürler, hem “çay”ı hem de “bardak”ı korumak için kritik öneme sahiptir.
Demlik: En Dayanıklı Unsur – Gemi ve Ekipman
Metaforumuzun son halkası “demlik”tir. Demlik, genellikle metalden yapılmış, çaya ve bardağa göre çok daha sağlam, darbelere dayanıklı bir kaptır. Liman operasyonları bağlamında demlik; gemilerin kendisini, rıhtımları, devasa vinçleri, forkliftleri, konveyör bantlarını ve diğer tüm altyapı ve ekipmanları temsil eder. Bu unsurlar, operasyonların yürütülmesi için elzemdir ve şüphesiz büyük bir yatırım değerine sahiptir.
Ancak, bardak-çay-demlik hiyerarşisinde demliğin en sonda yer almasının mantığı, onun göreceli dayanıklılığı ve onarılabilirliğidir. Büyük bir gemi veya bir rıhtım vinci, bir kaza anında hasar görse bile, genellikle tamamen yok olmaz. Çoğu durumda, bu tür ekipmanlar onarılabilir, parçaları değiştirilebilir veya yenilenebilir. Elbette bu onarımların ciddi maliyetleri olabilir ve operasyonel aksamalara yol açabilir. Ancak bu maliyetler ve aksamalar, kaybedilen bir insan hayatının veya sağlığının yarattığı trajedi ve geri dönülmezlikle kıyaslandığında, “tolere edilebilir” veya en azından yönetilebilir bir durum olarak kabul edilir..
Bu nedenle, kaza anı müdahale planlarında ve risk yönetimi stratejilerinde, öncelik sıralaması nettir: Önce insan (bardak) kurtarılır ve güvence altına alınır, ardından mümkünse yük (çay) korunur ve en son olarak ekipman (demlik) hasarının minimize edilmesine çalışılır. Bir yangın durumunda, öncelik insanların tahliyesi ve güvenliğidir; gemiyi veya vinci kurtarmak ikincil plandadır. Bir çarpışma anında, ilk müdahale yaralılara yapılır; gemideki yapısal hasarın tespiti ve onarımı daha sonra gelir.
Demliğin bu hiyerarşide sonda yer alması, ekipman güvenliğinin önemsiz olduğu anlamına gelmemelidir. Tam tersine, bakımsız veya arızalı bir “demlik”, yani güvensiz bir ekipman, doğrudan doğruya “bardak” için, yani çalışanlar için ölümcül bir tehdit oluşturabilir. Freni tutmayan bir forklift, halatı kopan bir vinç veya yapısal zayıflığı olan bir rıhtım, felaketlere davetiye çıkarır. Bu nedenle, ekipmanların düzenli bakımı, periyodik kontrolleri ve güvenli kullanım prosedürleri, sadece ekipmanın ömrünü uzatmak ve operasyonel verimliliği sağlamak için değil, aynı zamanda ve en önemlisi, insan hayatını korumak için de zorunludur.
Önleyici Faaliyetlerde Önceliklendirme:
İş güvenliğinin temel amacı, kazaları olmadan önlemektir; yani bardağın hiç çatlamamasını veya kırılmamasını sağlamaktır. Bardak-çay-demlik metaforu, önleyici faaliyetlerde kaynakların ve dikkatin nereye yoğunlaşması gerektiğini gösterir:
1: Risk Analizlerinde İnsan Odaklılık: Tehlike analizleri yapılırken, potansiyel sonuçlar değerlendirilirken ilk odak noktası her zaman insan sağlığına ve hayatına yönelik riskler olmalıdır. “Bu durum çalışana nasıl zarar verebilir?” sorusu, “Ekipman hasar görür mü?” veya “Yük zarar görür mü?” sorularından önce gelmelidir. Prosedürler ve önlemler, öncelikle insanı koruyacak şekilde tasarlanmalıdır.
2: Eğitimlerde Davranışsal Güvenlik: Eğitimler sadece teknik bilgi aktarımı olmaktan çıkmalı, aynı zamanda güvenlik bilincini ve doğru davranışları pekiştirmelidir. Çalışanlara, kendi “bardak”larının ve çalışma arkadaşlarının “bardak”larının ne kadar değerli ve kırılgan olduğu anlatılmalı, risk algıları yükseltilmeli ve güvenli olmayan davranışlardan kaçınmanın önemi vurgulanmalıdır.
3: Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) Kullanımında Tavizsizlik: Baretler, eldivenler, emniyet kemerleri gibi KKD’ler, çalışanın kişisel “kalkan”larıdır. Bu “kalkan”ların doğru seçilmesi, eksiksiz kullanılması ve düzenli kontrolü konusunda kesinlikle taviz verilmemelidir. KKD kullanımı, bir seçenek değil, insan hayatını korumanın temel bir gerekliliği olarak benimsenmelidir.
4: Güvenli Çalışma Prosedürleri: Tüm operasyonel prosedürler, en başta insan güvenliğini garanti altına alacak şekilde oluşturulmalı ve sürekli güncellenmelidir. Acelecilik veya verimlilik kaygısı, asla güvenli adımların atlanmasına veya ihmal edilmesine yol açmamalıdır.
Kaza Anı Müdahale Planlarında Önceliklendirme:
Ne kadar önlem alınırsa alınsın, kazaların tamamen sıfırlanamadığı durumlar olabilir. İşte bu noktada, bardak-çay-demlik metaforu, kaza anı müdahale planlarının omurgasını oluşturur:
1: Durum Planlarının Odağı: Tüm acil durum senaryoları (yangın, kimyasal sızıntı, çökme, denize düşme vb.) için hazırlanan planların birinci ve tartışmasız önceliği, insan hayatını kurtarmak, yaralılara en hızlı şekilde ulaşmak ve güvenli tahliyeyi sağlamaktır. Kaynaklar (ekipler, ekipmanlar, zaman) öncelikle bu hedefe yönlendirilmelidir.
2: İlk Müdahalede Öncelik: Bir kaza meydana geldiğinde, ilk müdahale ekiplerinin odak noktası yaralılar ve tehlike altındaki diğer insanlar olmalıdır. Yükün veya ekipmanın durumu, ancak insan güvenliği sağlandıktan sonra değerlendirilecek konulardır.
Güvenlik Kültürünün İnşası: Metaforu Yaşatmak
Bardak-çay-demlik metaforunun en güçlü etkisi, belki de tüm liman organizasyonunda ortak bir güvenlik kültürü ve anlayışı oluşturmaya yardımcı olmasıdır:
1:Ortak Dil ve Anlayış: Bu basit metafor, yöneticilerden saha çalışanına kadar herkesin anlayabileceği ortak bir dil sunar. Güvenlik toplantılarında, eğitimlerde ve günlük iletişimde bu metaforun kullanılması, önceliklerin sürekli hatırlanmasını sağlar.
2: “Önce Güvenlik, Önce İnsan”: Metafor, soyut bir ilke olan “önce insan” yaklaşımını somutlaştırır ve günlük kararlara rehberlik eder.
3:Yönetimin Liderliği ve Bağlılığı: Yönetimin bu felsefeyi sadece sözde değil, özde benimsediğini göstermesi, kararlarında ve uygulamalarında bu önceliklendirmeyi yansıtması, güvenlik kültürünün kök salması için kritik öneme sahiptir. Çalışanlar, yönetimin de “bardak”ı her şeyin üzerinde tuttuğunu görmelidir.
Sonuç:
Liman operasyonlarının karmaşık ve dinamik dünyasında, iş sağlığı ve güvenliği, sadece bir dizi kural ve prosedürden ibaret değildir; aynı zamanda temel bir değerler sistemi ve bir vicdan meselesidir. Bu değerler sisteminin merkezinde ise, tartışılamaz bir gerçek yatar: İnsan hayatının kutsallığı ve önceliği. İşte bu noktada, ele aldığımız Bardak-Çay-Demlik metaforu, soyut bir kavramı somutlaştıran, akılda kalıcı ve güçlü bir rehber olarak karşımıza çıkacaktır. Bardak (insan), çay (yük) ve demlik (gemi/ekipman) arasındaki bu basit ama derin hiyerarşi, bize limanlardaki risk yönetiminde ve karar alma süreçlerinde asla unutmamamız gereken temel önceliği hatırlatır: Özellikle lojistik sektörü içerisinde yer alan bir işletme için en kırılgan ve telafisi imkansız olan değer, her zaman insandır.
Bardak-çay-demlik hipotezi, aslında bir tezden veya bir metafordan daha fazlasıdır; limanlarda kök salması gereken bir güvenlik felsefesidir. Bu felsefenin benimsenmesi, sadece yönetimin değil, limandaki her bir çalışanın sorumluluğudur. Limanlarımızı daha güvenli hale getirmek, sıfır kaza hedefine ulaşmak, ancak ve ancak bu insan odaklı yaklaşımı samimiyetle benimsediğimizde ve tavizsiz bir şekilde uyguladığımızda mümkün olacaktır.
Unutmayalım ki, her mesai bitiminde evlerine sağ salim dönen çalışanlar, limanlarımızın en büyük başarısı ve en değerli hazinesidir.
Saygılarımla,
7DENIZ – Haber Linki İçin Tıklayın !
DemirHindi
2 Mayıs 2025 – 12:44