Sumud: Ablukayı kırabilecek mi?

Gazze’de savaş, insanlığın en karanlık sayfalarına yazılacak yeni bir aşamaya taşındı.

ABD’nin açık desteğini arkasına alan İsrail, “Gideon’un Savaş Arabaları 2” planıyla işgalini genişletirken saldırılar artık soykırım boyutuna ulaştı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze’deki tabloyu “tam bir felaket” olarak niteledi.

Savaşın başlangıcından bu yana ilk kez bölge için “kıtlık” ilan edildi. Birleşmiş Milletler kriterlerine göre bu kararın anlamı açıktır:

Hanelerin en az yüzde 20’sinde aşırı gıda eksikliği, çocukların en az yüzde 30’unda ağır beslenme bozukluğu ve her on bin kişiden günde en az altısının açlık ya da açlığa bağlı hastalık nedeniyle hayatını kaybetmesi.

Bugün Gazze’de tüm bu koşullar acı bir gerçek olarak yaşanıyor.

Yaklaşık iki milyon insan sistematik ölüme mahkûm edilirken, 132 bin çocuğun yaşamı doğrudan tehlikede.

Sivil toplum kuruluşlarının insani girişimleri ise çoğu kez İsrail’in engelleriyle sonuçsuz kalıyor.

2008’den bu yana “Özgürlük Filosu Koalisyonu” öncülüğünde defalarca yola çıkan insani yardım gemileri, her defasında aynı engelle karşılaştı.

Türk Ulusunun hafızasında hâlâ taze olan “Mavi Marmara” olayı bunun en dramatik örneğiydi: Yardım gönüllüleri öldürüldü, yaralananlar oldu, yolcular rehin alındı ve tüm bu trajedi yalnızca cüzi bir tazminatla kapatıldı.

7 Ekim 2023’ten bu yana şiddetini daha da artıran İsrail; Akdeniz, Vicdan ve Anadolu gemilerinin girişimlerini de boşa çıkardı.

Haziran ayında Madleen Yatı’na el konması, Mağrip Direniş Konvoyu’nun ise Libya kıyılarına ulaşamadan durdurulması, ablukayı kırma umutlarını yeniden gölgeledi.

Oysa Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’in Gazze’de işgalci güç konumunda olduğunu ve uyguladığı ablukayı uluslararası hukuka aykırı bulduğunu ilan etmişti.

Ancak bu karar, sahadaki gerçeği değiştirmedi: Gazze, kolektif bir cezalandırmanın en çıplak haliyle yüz yüze.

Şimdi gözler “Küresel Sumud Filosu”nda.

Arapçada “direnç, sarsılmaz azim” anlamına gelen Sumud, Filistin halkının 1967’den bu yana kimliğini, kültürünü ve varoluşunu ayakta tutan bir kavram.

Bu yeni insani yardım filosu, 44 ülkenin desteğiyle 31 Ağustos’ta Barselona’dan yola çıktı. Şu an Tunus’ta bulunan filoya, İtalya’nın Cenova limanından 300 ton yardım malzemesi taşıyan tekneler de katılmak üzere.

Silahsız ve barışçıl bu girişimin Gazze’ye ulaşmasına İsrail’in izin vermesi pek mümkün görünmüyor. Nitekim limanda bekleyen filoya yapılan drone saldırısı, İsrail’in ilk mesajı oldu.

Ama unutulmamalıdır ki; Sumud yalnızca ekmek ve ilaç taşımıyor. Aynı zamanda dünyaya vicdanın hâlâ ölmediğini hatırlatma misyonunu üstleniyor.

Önümüzdeki günlerde bu filonun yankısını hep birlikte göreceğiz.

Son sözse: Denizde, her zaman umut vardır.

İsmet Hergünşen