Preveze Deniz Zaferi’nin Anımsattıkları

Küresel çapta tesis edilecek hegemonyanın en önemli alanlarından biri, denizlerin kontrol altında tutulmasıdır.

Türkleri de bu alanda denizlerle ilk buluşturan Çaka Bey olmuştur.

Sakız adası yakınlarında Bizans Donanması’na karşı kazanılan “Koyun Adaları Muharebesi” ilk Türk Deniz Zaferi’dir.

Osmanlı Devleti’nin denizlere açılma serüveni, 14. yüzyılda Karamürsel’de tersane ve Gelibolu’da üs kurulması ile başlamıştır.

Denizlere hakim olan, cihana hakim olur” ifadesinin sahibi Barbaros Hayreddin Paşa’nın, 1538 yılında Haçlı Donanmasına karşı kazandığı “Preveze Deniz Zaferi” Türk denizciliğinin zirvesidir.

Zaferin siyasi ve psikolojik açıdan değeri müthişti.

Ege Denizi’nden sonra Akdeniz’de de Osmanlı Donanması’na karşı koyabilecek yeterli bir güç kalmamış, 1560 yılında Cerbe Deniz Muharebesi ile stratejik üstünlük tamamen Türklere geçmiştir.

Dünya hakimiyetine giden yolda deniz gücünden yararlanmaya kesin ve bilinçli olarak karar veren Osmanlı Devleti, dünya denizcilik tarihine ünlü denizciler kazandırmıştır.

Akdeniz’de dengeleri değiştiren Barbaros Hayreddin başta olmak üzere Oruç Reis, Turgut Reis, Uluç Ali Reis, Piyale Paşa, Kılıç Ali Paşa gibi Kaptan-ı Deryalar en bilinen denizcilerimizdir.

“Deniz Haritası” ve “Kitab-ı Bahriye” isimli kılavuz kitabı ile Piri Reis dünya denizcilik kültürüne büyük katkıda bulunmuştur.

Hint Okyanusu’na açılan Seydi Ali Reis ve 18 Kasım 1773 yılında batı tarzında “Mühendishane-i Bahri Hümayun” adıyla bugünkü Deniz Harp Okulu’nun temellerini atan Cezayirli Gazi Hasan Paşa’yı da sayabiliriz.

Osmanlı Devleti’nin gerileme ve çöküş dönemlerinden Türk Denizciliği de kendisine düşen payı fazlasıyla almıştır.

İnebahtı (Lepanto) yenilgisi ile Çeşme, Navarin ve Sinop baskınları neticesinde Osmanlı Devleti’nin denizlerdeki üstünlüğü sona ermiştir.

Sultan Abdülaziz döneminde büyük deniz gücü oluşturulması gayreti, Osmanlı Rus Harbi’nden sonra Sultan II. Abdülhamit’in kuşkuculuğuyla birleşince donanma Haliç’te çürümeye terk edilerek, bahriye kültürü ve geleneği yok edilmiştir.

O yıllarda donanmasını büyüten Yunanistan ve İtalya Ege’deki adalara sahip olduğu gibi Ertuğrul Faciası yaşanmış, Kıbrıs Adası da İngiltere’ye kiralanmıştır.

Daha sonraki yıllarda İşgal Donanması Sarayburnu önlerine demir atsa da geldikleri gibi gitmiştir.

Cumhuriyet; Deniz Kuvvetleri’nin gelişimine büyük önem vermiş ve bir yarımada coğrafyasına sahip Anadolu’yu gerek güvenlik ve gerekse ekonomik yönlerden olmazsa olmaz önemdeki denizlerle buluşturmuştur.

Hamidiye Kruvazörü ile Karadeniz gezisine çıkan Gazi Mustafa Kemal’in  “Hudutlarının mühim ve büyük aksamı deniz olan Türk Devleti’nin Donanması ’da mühim ve büyük olmak gerekir. Mükemmel ve kaadir bir Türk Donanması’na malik olmak gayedir”  sözü vizyon olmuştur.

Preveze Deniz Zaferi anısına İstanbul’un Beşiktaş İlçesi’nde Barbaros Anıtı’nın açılış tarihi olan 1944 yılından itibaren, her 27 Eylül günü “Türk Deniz Kuvvetleri Günü” olarak kutlanmaktadır.

Barbaros Türbesi’nin ve Deniz Müzesi’nin yanındaki alana gemi pruvası görüntüsü veren küfeki taşından 11.5 m yüksekliğindeki anıtın, yaklaşık 2.5 metrelik ilk platformu üzerinde Barbaros Hayreddin Paşa ve iki levent bulunmaktadır.

Kaidesinde; Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” adlı şiirinden alıntılanan dizeler mevcuttur.

Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?

Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!

Adalardan mı? Tunus’ tan mı, Cezayir’ den mi?

Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi

Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor; 

O mübarek gemiler hangi seferden geliyor?

Her geçen gün jeopolitik ve askeri hareketliliğin artmakta olduğu Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz’deki son gelişmeler, bu bölgelerde sürekli sancak varlık göstermeyi, taşıdığı diplomatik ve askeri gücün etkisini sürekli idame ettirmeyi zorunlu kılmaktadır.

Yunanistan’ın Ege Denizi ve Akdeniz’deki yetki alanları konusunda iddialarına temel oluşturan “Sevilla Haritası” ve “Deniz Hukuku Sözleşmesi” ile ülkemiz Anadolu kıyılarına mahkum edilmek istenmektedir.

Geçtiğimiz yüzyılda uluslararası antlaşmalar ile silahsızlandırılması ve askersizleştirilmesi kaydı şartıyla bırakılan adalar, Yunanistan tarafından Türkiye’yi tehdit edecek şekilde silahlandırılmaya devam etmektedir.

Kardak krizi ile sağlanan durumsal üstünlük Yunanistan’ın tartışmalı adaları ve kayalıkları işgal etmesiyle berhava edilmiştir.

“Mavi Vatan” doktrini çerçevesinde siyasi irade konularak Yunanistan ve hamisi devletlerin oldu-bittilerine kayıtsız kalınmamalıdır.

Ukrayna Savaşı’nda denizde cereyan eden olaylar dikkatle takip edilerek, Türk Deniz Kuvvetleri’nin kullanacağı harp silah ve araçlar ile taktik düşünce de yeni nesil savaşa doğru yelken açılmalıdır.

Bu yıl Türkiye Cumhuriyetimizin 100. yılı ve Deniz Harp Okulumuzun 250. Yılı.

Bu meyanda; emekli bahriye subayları tarafından deniz kültürüne önemli katkı sağlayacağı değerlendirilen iki eser hazırlanmıştır.

-Barbaros

-Atatürk’ün Yadigarı Savarona

Benliğini tamamen ulusuna adamış ve günümüzde bile mazlum uluslara rehber olan Atatürk’ün, Türkiye Cumhuriyeti Gemisi Savarona ile olan duygusal bağı aziz hatırasında anıtlaşmış bir maziyi içermektedir.

Biz bahriyeliler için de sadece bir eğitim gemisi değil aynı zamanda “Atatürkçü Düşünce Sistemi’nin” en önemli yapı taşıdır.

Nasıl haykırıyorduk…

Biz denizci gençleriz göğsümüz şeref dolu

Atatürk’ü izleyen yol Deniz Harp Okulu

Cumhuriyetimizin 100. Yıl kutlamalarına ilişkin gemilerin her iki tarafında çimariva mevkilerinin donatılmasıyla, Türk Donanması’nın İstanbul Boğazı top atışlı boğaz geçişi de dosta ve düşmana verilecek bir kararlılık mesajıdır.

Keza daha küçük çaplı geçiş törenleri Çanakkale, Samsun, İzmir ile Antalya, Mersin ve İskenderun kentlerinden birinde yapılabilir.

Ülkemize ve ulusumuza karşı hizmetlerini geçmişte olduğu gibi günümüzde de üstün bir sorumluluk bilinciyle yerine getirmekte olan “Kahraman Türk Denizcilerinin denizleri sakin, pruvası neta, ufku ve bahtı açık olsun…”

Son sözse; “Mavi Vatan; söylem değil eylem gerektirir.”

İsmet Hergünşen