Neredeyse yaşadığımız her bayram, büyüklerimizden işittiğimiz geçmişe özlem ifadelerini, sanırım iki yıldır en ağırıyla bizler hissediyor ve dillendiriyor hale geldik.
İlerleyen yıllar ve değişen dünya şartları ile çocukluğumuzun bayramları…
Her geçen gün gerilerde çoşkulu birer hatıra olarak kalsa da, bizim bayramlarımızda da yine bir nebze heyecan, bir nebze mutluluk varmış.
Bazen büyüklerle birlikte geçirilen bazen de giderek yoğunlaşan iş hayatımıza bir mola bir nefes olarak gördüğümüz eğlenceli dinlenceli bayram tatillerimiz…
Şimdi dönüp geriye baktığımızda, her biri bir güzellikmiş kıymetini bilemediğimiz…
İçinde bulunduğumuz süreç, bunu şimdi daha iyi anlamamıza sebep oldu.
Geçtiğimiz yıl ve maalesef bu yıl da ne kalabalık ailece oturulan bayram sofralarımız ne de sevdiklerimizle sarılıp kucaklaşmalarımız kaldı.
Herkes kendi evinde kendi köşesinde görüntülü konuşmalarla hasretini gidermeye çalışır, sevgisini paylaşır oldu sevdikleriyle…
Meğer sevdiklerine sarılmak, onlarla kucaklaşmak, karşılıklı oturup gülüş cümbüş sohbet etmek ne kadar da kıymetliymiş…
Derler ya “kıymeti kaybedince anlaşılır herşeyin”. Ne kadar da doğru…
Bizler de, sahipken farkına bile varamadığımız değerleri, şimdi hasretle anıyor ve arıyoruz.
Bundan sonraki bayramlar için eminim hiç birimiz çocukluğumuzdaki bayram harçlıklarının, gece başucumuza koyup yattığımız bayramlıklarımızın heyecanını aklımıza bile getirmeyeceğiz, bugün…
Şair şöyle der:
Bu gece bayram gecesi.
Her taraf mavi, pembe, mor
Bu gece bayram gecesi.
İçim içime sığmıyor.
Görünüyor suyun dibi.
Hepimiz, sevdiklerimize doyasıya sarılıp kucaklaştığımız anları anıp, tekrar yaşayacağımız bayramları dileyeceğiz.
Tüm dünya ve insanlık için sağlık ve barış dolu günlerde yaşayacağımız nice bayramlara, Hergünşen kalınız.
İSMET HERGÜNŞEN