Bu bir Top Gun filmi değil

Yunanistan’da son iktidar değişikliği ile birlikte bir kaç yıldır uygulamaya konulan Türkiye aleyhtarı askeri ve siyasi gelişmeleri, Türk kamuoyu tarihi geleneklerine uygun bir şekilde serinkanlılıkla izliyor.

Bölgede dengelerin muhafaza edilmesinin her ülke için çok önemli olduğu bir dönemde, siyasi emel ve hırslarını Türkiye üzerinde gerçekleştirmeye çalışan Yunanistan yine yapacağını yaptı.

Türkleri, kendisini düşman kılma çabasında olan bu ülkenin “kaçıncı herzesidir?” kim bilir…

Önce uçakları ve sonrasında S 300 ile Türk F-16’larına kilit atması, tırmandırmaya çalıştığı krizleri başka bir boyuta taşıdı.

Düşüncem odur ki; Yunanistan’ın NATO görevinde bulunan Türk Savaşan Şahinleri’ne “Düşmanca Hareket” göstermesinin asıl nedeni “Greekgate” diye adlandırabileceğim telefon dinleme skandalının üzerini örtme gayretidir.

Atina’da bomba etkisi yaratan skandal, Kiryakos Miçotakis Hükümeti’ni artık zorlamaya başlamıştır. 

Yeğenine kadar uzanan bu skandalın ya “Watergate” ya da “önümüzdeki yıl yapılacak seçimde iktidarın el değiştirmesi” ile sonlanması olasılık dahilindedir.

Siyaset yapıcıların iç politikada her sıkıştığında, konuyu asıl mecrasından saptırarak farklı algılar üzerinden olumsuzlukları giderme çabasının ne ilk ne de son örneğidir.

Eğer öyle değilse, durum vahim ötesidir.

İhtilaflı deniz harekat alanları ve hava sahasında meydana gelebilecek istenmeyen olaylar, geçmişten kaynaklı sorunlara yenilerinin de ilave edilmesine yol açacaktır. 

Öte yandan RF (Rusya Federasyonu) ile Ukrayna arasında aktif tarafsızlık politikası izleyen Ankara’nın “Dünya Gıda Krizi”nin çözülmesi aşamasında, Birleşmiş Milletler ve konuya taraf olan ülkeler nezdinde aldığı inisiyatif fincancı katırlarını ürkütmüş durumdadır.

Nitekim; ilgili ülkelerden gelen samimiyetsiz açıklamalar vücut dillerine yansıdığı gibi yeni bir Türk Yunan gerilimini de arzular niteliktedir.

Bu meyanda; ABD ile Türkiye’yi bir kez daha karşı karşıya getirecek olan S 400’leri kullanıma zorlamak olduğu da asla göz ardı edilmemelidir.

Bir alt model S 300’lere sahip olan Bulgaristan ve Slovakya ile kullanan Yunanistan’a bugüne kadar sessiz kalınması da, tam iki yüzlülüktür.

S 400 alan Hindistan ile diplomasi ve savunma görüşmelerini sürdüren ABD’nin çifte standardına, ya ne demeli?

ABD Başkanı Joe Biden, Yunanistan’ın son hamlesine nasıl bir reaksiyon gösterecek önümüzdeki günlerde göreceğiz!..

Yaptırımlar ile örtülü ambargo uygulayan, F 35 projesinden çıkartan ve yeni F 16 talebine de mesafeli davranan ABD Kongresi’nin yapacağı açıklama (!) her açıdan daha önemlidir.

Her fırsatta “Farklılılar ve anlaşmazlılar var. Bunları ele almalıyız ama aynı zamanda Türkiye’nin NATO’nun ve Batı ailesinin parçası olduğu gerçeğini de fark etmemiz lazım” diyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg nasıl bir yorum getirecektir?

Türkiye’nin siyasi irade ortaya koyamadığı reaksiyoner davranışlar, daha ileri gidebilen saldırılara zemin hazırladığı gibi beklenmedik bir anda gerçekleşen vukuatlar silsilesi de unutulmaya yüz tutmaktadır.

Barış ve bir tatbikat ortamında;

  • 2 Ekim 1992’de ABD Uçak Gemisi USS Saratoga tarafından atılan 2 adet füze ile vurularak, hizmet dışına ayrılan TCG Muavenet Muhribi ile şehit ve gazilerini
  • Ege Denizi’ne 1996 yılında düşürülen savaş uçağında şehit olan ve naaşı halen çıkartılmayan Pilot Yüzbaşı Nail Erdoğan’ı
  • 4 Temmuz 2003 günü meydana gelen Çuval Hadisesi diye bilinen Süleymaniye Baskını’nı 

Türk Silahlı Kuvvetleri personeli her daim hatırlamalıdır.

Yaşanan gelişmeler göstermiştir ki; müttefikleri tarafından yalnızlığa itilmiş olan Türkiye iyi ki, S 400’leri almıştır.

Türkiye yaşanan son gelişmeyi hafife almayarak, “NATO Uçakları’na karşı gösterilen Düşmanca Hareket” nedeniyle NATO Savunma Bakanları’nı acilen toplantıya çağırmalıdır.

Son sözse; “Yaşanmış müessif olaylar, bir daha olmayacak anlamına gelmez…”

İsmet Hergünşen

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/s-400ler-baris-iklimi-yaratabilir-mi-1487894

https://www.veryansintv.com/s-400de-cambaz-bir-degil-iki-degil/