Üç kıtaya yayılan onlarca cephede ardı ardına geçirilen savaşların ardından işgale boyun eğmeyen Türk ulusunu bağımsızlığına kavuşturan Mustafa Kemal Atatürk, Batı dünyasının ‘Hasta Adam’ nitelendirmesini yıkacak bir halkla ilişkiler çalışması planlıyordu. Ticaret Vekili Ali Cenani Bey’in sunduğu, Anadolu’nun zenginliğini kanıtlayan fındık, Türk kahvesi, tütün ve pamuk gibi güzide tarım ürünleriyle sanayi ve dokuma ürünlerinin İstanbul’dan vapurla Avrupa’ya götürülmesi fikrini büyük önder kabul etti. Atatürk’ün dokunuşuyla vapurun ambarlarında ticari ürünler olacaktı ama Avrupalıların karşısına dil bilen aydınlık yüzlü Türk gençler çıkacaktı. SSCB’nin Petersburg Limanı’na kadar yapılacak seyahat için Seyri Sefain İdaresi’nin yeni aldığı Karadeniz seçildi. Cumhuriyetin aydınlık yüzünü temsil edeceği için genel geçer anlayışın tersine beyaz renge boyandı Karadeniz. 13 Kasım 1918 günü Kartal istimbotu ile bağımsızlığın ilk işaret fişeğini yakan Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919 günü Bandırma vapuruyla bağımsızlığı alevlendirmişti. Milli mücadeleyle kurduğu cumhuriyeti Avrupa’ya göstermek için yine deniz yolunu seçmişti Mustafa Kemal. Doç. Dr. Evrim Şencan, “Karadeniz Vapuru devrimlerin somutlaşmış halidir. Türk kadınının sosyal ve siyasî hayatta kendini göstermesiydi.” dedi.
Tüm görseller www.isteatatürk.com portalından alınmıştır.
Cumhuriyet aydınlanmasını temsil eden 285 kişi
Geminin kamaralarında, henüz 3 yaşındaki cumhuriyetin yetiştirdiği gazetecileri, öğretmenleri, tercümanları, öğrencileri ve tüccarlar vardı. Kayseri’den getirilen 2 Anadolu kadını gemiyi gezenlere halı dokumayı canlı gösterirken, doldurulmuş Ankara tiftik keçileri Anadolu bereketini anlatacaktı. Kütahya çinileri gemiyi renklendirirken, ekonomik bağımsızlığın ilan edildiğini gösteren İş Bankası’nın küçük bir şubesi de konduruldu vapura. 12 Haziran 1926 günü İstanbul’dan Avrupa kıtasına rota tutan Karadeniz vapurunda, cumhuriyetin kararlılığını kanıtlayan isimlerden seçilen 285 kişi vardı. Kurtuluş savaşının ardından tam bağımsızlık rotasında ilerleyen Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. Cumhurbaşkanı olacak Celal Bayar’ın oğlu Refii Bey sergi komitesi başkanıydı. 12 ülkede 16 şehri gezmesi istenen vapurdaki tercümanların çoğu cumhuriyet kadınıydı. Robert Kolej’in kız öğrencileri tercüman olarak seçilmişti. İleride Türkiye’nin ilk kadın milletvekillerinden olacak Mebrure Hanım, gazeteciler Vâlâ Nureddin ve Kemalettin Bey kalemlerini konuşturmak için gemideydi. İlk kadın gazetecilerimizden Bedia Celal gözlemlerini Türk halkına anlatırken, ecza deposu sahibi Hasan Bey Türk ilaçlarıyla yerini almıştı. Ve Millî Mücadele sırasında Özbekler Tekkesi’nde Halide Edip Adıvar’ı saklayan Şeyh Ata Efendi takım elbisesiyle vapurdaydı. Türkiye’nin ilk halkla ilişkiler çalışmasının logosu ise mitolojide kaptanlara yol gösteren Hermes seçilmişti.
12 ülkede 16 liman
Atatürk, Mudanya’da vapuru bizzat denetledi, tüm sergiyi gezdi, Topuz lakaplı Kaptan Lütfü Bey’den bilgi aldı ve el sallayarak uğurladı Karadeniz’i. 86 günde 10 bin deniz mili yol alıp yüz binlerce insanın coşku içinde gezdiği Karadeniz vapuru, 12 ülkede 16 şehri ziyaret etti. Cezayir’in Bona Limanı’yla başlayan seyyar ticaret seyahati, İspanya-Barcelona, Fransa-Le Havre, İngiltere-Londra, Hollanda- Amsterdam, Almanya-Hamburg, İsveç-Stockholm, Finlandiya- Helsinki, SSCB- Leningrad olarak gerçekleşti. Dönüş yolu Polonya-Danzig ve Gdynia, Danimarka-Kopenhagen, Belçika-Anvers, Fransa-Marsilya, İtalya-Cenova ve Napoli üzerinden gerçekleşti.
Marsilya’da saldırı ihtimali
Uğranılan limanlar hem Birinci Dünya Savaşı’nda hem Kurtuluş mücadelemizde bizimle savaşan ülkelerdeydi. İstiklal Marşının bestecisi Osman Zeki Bey’in şefliğinde 46 kişiden oluşan Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti demirlenen her limanda konser verdi. Türk musikisi tanıtılırken gidilen ülkenin milli marşı başarıyla çalındı. Manş Denizi’nin en önemli ticaret limanlarından Le Havre’ye 2 Temmuz 1926’da yanaşan vapurdan inen milli mücadele kahramanı Özbekler tekkesi lideri Ata Efendi, Paris’e gitti. Şeyh Ata Efendi, böylece Eyfel Kulesi’nden ilk ezanı okuyarak Karadeniz vapurunun yaptığı hizmeti katlamıştı. Tarihe Bozkurt-Lotus davası olarak geçen deniz kazası nedeniyle dönüş yolunda Marsilya’ya gidilmemesi istendi. Fakat, telgraf Lütfü Kaptan’a ulaşmadığı için vapur 21 Ağustos 1926 günü Marsilya’ya girdi. Terör saldırısı ihbarına karşı güvenlik önlemleri arttırıldı ama korkulan olmadı. Karadeniz, Marsilya’da da resmi bir resepsiyon düzenleyerek Türk bayrağını dalgalandırdı. 5 Eylül 1926 günü İstanbul’a dönen seyyar sergi Karadeniz, tam anlamıyla genç cumhuriyetin ilk halkla ilişkiler başarısını denizden gerçekleştirmişti.
“Peçeden, festen ve eğitimsizlikten kurtuluşun sembolüydü”
Başkent Üniversitesi Atatürk İlkeleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evrim Şencan, “Mustafa Kemal Atatürk, Bandırma Vapuruyla başlattığı Millî Mücadeleyi yani tam bağımsızlığa erişmek için gerçekleştirdiği sıcak savaşı; Karadeniz Vapuruyla yani uygarlık savaşı ile tamamladı. Karadeniz Vapuru devrimlerin somutlaşmış haliydi. Türk kadınının sosyal ve siyasî hayatta kendini göstermesiydi. Seyahat, devletler sahnesine, tarım, sanayi, ekonomi, turizm, sosyal hayat ve eğitim gibi alanlarda alnının akıyla çıkan bir cumhuriyetin ete kemiğe bürünmüş haliydi. Karadeniz Vapuru bir sahneydi. Millî Mücadelede ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda imzası olan çoğu kişinin katkılarıyla oluşmuş çağının çok ilerisinde bir projeydi. Karadeniz Vapuru; modernleşmenin eğitimde, sanatta, tarımda, sanayide, sosyal hayatta gerçekleştirildiğinin kanıtlanmasıydı. Peçeden, festen, eğitimsizlikten, ekonomik bağımlılıktan kurtulmaktı. Eşitlikti, demokrasiydi, millet egemenliğiydi, hukuktu, kadınların sosyal hayat ve iş hayatına girişiydi, okuldu hem öğretmen hem öğrenciydi, orduydu, spordu, sanattı. Karadeniz Vapuru uygarlık savaşının ta kendisiydi.” diye konuştu.
Karadeniz Vapurunun çok bilinmeyenleri
Vapur fikri Ticaret Vekili Ali Cenani Bey tarafından oluşturuldu. 12 Haziran 1926 günü Galata Rıhtımı’ndan rota tutuldu. Mustafa Kemal Atatürk, 13 Haziran’da Mudanya açıklarında ziyaret etti. Avrupalılara sunulacak Türk yemeklerini ilk o tattı. İlk liman Cezayir’in Bona limanıydı. Fransa sömürgesi olan Cezayir’deki Müslümanlar esaretten kurtulan Türklerin kurduğu cumhuriyeti örnek alabileceklerini anladı. Avrupa’nın ilk limanı Barcelona’da Türk Yahudiler gemiyi kendi topraklarında geziyormuş gibi gezdi. Fransa-Le Havre limanı ziyareti, Fransız basınında ‘zamanın çok ötesinde bir proje’ olarak anlatıldı. Özbekler Tekkesi önderi Şeyh Ata Efendi, Paris’e giderek Eyfel Kulesi’nde ezan okudu. Karadeniz, deniz imparatorluğu İngiltere’nin Londra limanına girdiğinde tarih 4 Temmuz 1926’ydı. Yani sadece 3 gün önce Türk Kabotajı ilan edilmişti. 25 bin kişinin ziyaret ettiği vapurda Türk kahvesi ve Hacı Bekir lokumu ikram edildi.
Polonya’da Büyükelçi Yahya Kemal Beyatlı karşılıyor
Çanakkale’nin geçilmezliğini 15 yıl önce anlayan İngilizler bu kez dostça karşıladı vapuru. Amsterdam’da konser veren Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti için Fesli Adamlar ifadesi kullanılsa da 6 bin kişinin izlemesi çok sevindirdi. Karadeniz vapurunu Polonya’da büyükelçi Yahya Kemal Beyatlı karşıladı. Helsinki’de gemiyi Kazan Türkleri ‘Gardaşlarımız Geldi’ diyerek karşıladı. Baltık Denizi’nde Kayzer Wilhelm kanalı geçilerek SSCB’nin Leningrad şehrine varıldı. Dönüş yolundaki Polonya’nın Gdynia Limanı’nda bir kaçak yolcu gemiye bindi.
Emperyalizme meydan okuyan Karadeniz Seyyar Sergisi
Yakın tarihimizde çok önemli yeri olmasına rağmen Karadeniz Seyyar Sergisi yeteri kadar bilinmiyor. 600 bin liralık gezi bütçesini, İstanbul Ticaret Odası 500 bin lira, Ticaret Bakanlığı ise 100 bin lira vererek tamamlamıştı. Seyahatte 120 bin liralık Türk ürünü satıldı. En çok ilgiyi tütün, halı ve kehribar gördü. 2778 ton kömür harcandı, her limanda yani 16 balo yapıldı. En çok ilgi Barcelona, Londra ve La Havre’de en az ilgi ise Ansvers, Danzing ve Napoli’de görüldü. Toplam 65 bin kişi genç beyaz renkli sembol vapuru gezdi. Başkent Üniversitesi Atatürk İlkeleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evrim Şencan’ın bilgi birikimi ve deneyimiyle hazırlanan yazı dizimizde geminin Kaptanı Lütfü Bey’in torunu Zeynep Talayer, Emekli Amiral Cem Gürdeniz, Atatürk araştırmacısı Dr. Tuna Yılmaz, Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran, Hamit Naci Mavi Vatan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Levent Akson ve deniz tarihi araştırmacısı Ali Bozoğlu’nun görüşleri yer alacak.
Kaynak: DENIKARTALI Haber Portalı – https://denizkartali.com/cumhuriyet-aydinlanmasinin-vapuru-karadeniz-avrupa-rotasinda-1.html